4 entry daha
  • anemas'ı, şeytan adası'nı*, ebu gureyb'i aratmayacak; hatta oralardan bile daha korkunç olan tazmamart zindanı'nı konu alan tahir ben jelloun romanı.

    --- spoiler ---

    1971 yılında bir grup fas ordusu mensubu, kral 2. hasan'ın sarayını basar ve askeri darbeye teşebbüs eder. bastırılan darbe sonrası yakalanan üst rütbeli subaylar idam edilirken, alt rütbeliler söz konusu zindana atılır. kitap, zindana kapatılan askerlerden biri olan aziz'in hatıralarından kurgulanmıştır.

    başlarda idam edilmedikleri için kendilerini şanslı sayan mahkumlar, bir süre sonra canlı canlı mezara gömüldüklerini fark ederler. 24 saat boyunca ışık görmeyen zindanda mahkumlar tek kişilik hücrelerde kalmaktadır. su ve kuru ekmek haricinde hiçbir şey verilmez. zaman geçtikçe hem fiziken hem de ruhsal olarak tükenmeye başlarlar, sayıları günden güne azalır. kimi mahkum bulduğu böcekleri yediği için hastalanıp ölür, kimi kuru ekmek yemekten düğümlenen bağırsakları sebebiyle bağıra bağıra can verir. en metanetli olanlar bile zindan koşullarına dayanamayıp yıllar içerisinde ölüp gider. gardiyanların umursamazlığı, her an uyguladıkları psikolojik baskılar da cabasıdır. en aklımda kalan örnek, günler öncesinden "hücrenize akrep bırakacağız" deyip, gerçekten de bunu yapmalarıydı. romanın kahramanı aziz, önceleri arkadaşlarının ölümüyle büyük ızdırap duyar. ancak zamanla bu ölümlere içten içe sevinmeye başlar. zira gardiyanlar ölen mahkumları gömmek için diğerlerini görevlendiriyordur. bu sayede birkaç saatliğine gün ışığını görme fırsatı doğmaktadır...

    romanın sonunda aziz affedilip serbest bırakılır. 20 yıl sonra ilk kez aynaya baktığı kısım, kitabın en acıklı yerlerinden biriydi.

    --- spoiler ---

    hapishane konulu eserlere ilginiz varsa okumanızı öneririm. ancak gerçek yaşamdan alınmış bu roman bittiğinde içiniz kararmış olacak, ikaz etmek isterim.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap