10 entry daha
  • 2003 yılında yaptığı görmedim, duymadım, bilmiyorum adlı entalasyon çalışmasının hikayesini öğrendiğimde çokça etkilendiğim sanatçı. kendi açıklaması;

    "yıllar önce mor çatı’ya gittiğimde genç bir kadınla karşılaştım. beni güler yüzle içeri davet etmişti. minicik, küçücük bir kadındı bu. havadan sudan sohbet ederken konu nasıl oraya geldi bilmiyorum, babasının yıllar boyunca kendisine nasıl defalarca tecavüz ettiğinden bahsetti. başına gelenler babasının tecavüzü ile kalmamış, erkek kardeşi babasının yaptıklarını görünce aynı şeyi de uygulamıştı bu genç kadına. o zamanlar küçücük bir kız olan bu genç kadın, yıllar boyunca bu eziyeti çektikten sonra, babasının zoruyla zalim bir adamla evlendirilmiş, evlendiği adam, babası ve kardeşinden de kötü çıkmıştı.

    yatağa bağlayıp bilumum aletlerle işkence yaparak karısına tecavüz eden bir adamdı bu. sonunda bir çocukları olmuş, nasıl olmuşsa bu adamdan bir şekilde ayrılmış kendini mor çatının şefkatli kollarına atıp, hayatını orda çalışarak kazanmaya başlamıştı. bana hikayesi gerçek gibi gelmemişti. yaşadıkları öyle absürd ve inanılmaz gibi gözüküyordu ki anlatırken herhangi bir acı ifadesi olmadan gülümseyerek anlatması durumu gerçek dışı kılıp olanlardan acı duymamamı sağlıyordu.

    daha sonra çok yakın bir akrabamızın oğluna tecavüz ettiğini annemden öğrendim. üstelik bu durumu karısı görmüş ve sesini çıkartmamıştı. ayrıca annem tarafından bunun bana anlatılması, tüm akrabalar tarafından bilinip görmezlikten gelinmesi aslında bu tür olayların aile içinde nasıl örtbas edildiğinin, aile denilen kurumun ne yaşanırsa yaşansın korunmaya çalışılmasının bir göstergesiydi: bir sistem vardı ve aile; devlet, toplum, din gibi iktidar odakları tarafından kutsanmış, belli bir sistem içine oturtulmuştu. hiçbir koşul ve durumda o sistemin bozulmaması gerekiyordu. ekonomi, politika, din, devlet ve toplum, özel hayati kıskacı içine alarak varlığını devam ettirebilir çünkü."
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap