ingilizce öğretmeni
-
canim yurdumda ütopik isler basarmaya çalisan meslek sahipleri. güzide üniversitelerimizin elt bölümlerinde, gayet modern bir sekilde egitim alan ve büyük büyük profesörlerden ögrendigi binbir yöntem, teknik, yaklasimi ögretmen olunca sakkadanak uygulayabilecegini sanan ögretmen kisisi. mezun olur, gelismis bir sehrimizin merkeze yakin bir ilçesine gönderilir ingilizce ögretmenimiz. heyecanla sinifa girer, "söyle bir bakayim neler biliyor yavrucuklar" diyerekten minik bir quiz yapar. gördükleri karsisinda dehsete kapilir. çocuklar kendisiyle alay ediyor sanir. lakin cevaplar söyledir;
soru: what is your name?
cevap: djfghdgfghkfjoepurfdh
soru: how old are you?
cevap: dkjhtjghjfgjfhjfg
ögrencilere sorulur, neden böyle cevapladiniz? diye. tik yok, zaten çocuklar konusmaz. sonra çocuklarin * okuma-yazma bilmedigi gerçegi ögrenilir. önce saka gibi gelen bu yurdum fact'i * yasanilan sokun etkisinden kurtulduktan sonra yüze atilmis bir saplak hissi uyandirir ve yüzünüzü uyusturur. o uyusukluk hissi de hiç geçmez, ama siz yine de ingilizce ögretiyormus gibi yapmaya devam edersiniz, yaptiginiz isten de nefret edersiniz.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap