6 entry daha
  • social science citation index (ssci) ve arts and humanities citation index (ahci) ile birlikte bilimsel makalelerin kalitesini, bir tür rekabet yoluyla (bu indekslere girebilen dergilerin sayısının kısıtlı, gönderilen makale sayısının çok olması ve git gide artması) sürekli artıran oluşumdur.

    bir derginin science citation index tarafından taranması, birkaç yıllık izleme sürecinin ardından gerçekleşebilir. bu denetlemelerde derginin düzenli aralıklarla yayınlanması, yayınlanan her makalenin single blind (hakemin yazarı görebildiği, yazarın hakemi göremediği) veya double blind (yazarlar ve hakemlerin birbirini göremediği) şekilde dergi editöryel kurulu tarafından belirlenen alanında uzman araştırmacıların kontrolünden geçtiğinin ayrıntılı hakem raporlarıyla ispatlanması, sci'de indekslenen diğer dergilerde yayınlanan makalelerden yeterince atıf alması (impact factor) gibi değişkenler göz önünde bulundurulur.

    akademik dünyada ilerlemek için bu indekslerden birinde taranan dergilerde, alandan alana değişen ortalama frekanslarda yayın yapmak bir mecburiyettir. elbette diğer her şey gibi, bunu başarmak da zordur. zorluğu nereden gelmektedir?

    özgünlük: günümüz standartlarına göre, bir makalenin yayınlanması için ilk gerekli şarttır. bu kavram, yeni başlayanlar için kafa karışıklığına yol açabilir. yazdığınız eserin özgün olması için (fen bilimleri için) yeni bir teknik ortaya koyuyor veya var olan bir tekniği henüz uygulanmamış bir problemde başarıyla kullanıyor olması beklenir. kısacası ortada bir "teknik" bulunması gerekir. ülkemizde akademik kadrolar için sci yayın zorunluluğu getirilmeden önceki doktora tezlerini incelerseniz büyük çoğunluğunun literatür taramasından ya da (sosyal bilimler için) case study adı verilen spss çakılmış anketlerden ibaret olduğu görülebilir.

    özgün bir problem bulmak, başlı başına ustalık isteyen bir iştir (bkz: tez danışmanı). ustalık, seçilen problemin çözülebilme ihtimalini tahmin edebilme becerisinde gizlidir. bunun yolu da mevzubahis alanda çok sayıda problemin çözümünden haberdar olmaktan, teknik ayrıntılara hâkim olmaktan geçer.

    katkı boyutu: dergilerde "substantial contribution" olarak göze çarpan bu şart ise yaptığınız uygulamaların "non-trivial" yani o kadar da aşikar olmayan, konuyla ilgisi olan hemen herkesin birkaç saatte ispatlayabileceği seviyede olmaması. çiçeği burnunda bilim insanlarının en çok hata yaptıkları kısım budur genelde. zaman zaman elde edilen sonuçlar, bilinen fakat bahsi geçmeye değer bulunmamış olabilir. bu hatalara çoğu zaman literatür taramasının yeterli seviyede yapılmamasından, bir diğer deyişle tez canlılıktan ötürü düşülür. bu anlamda özgünlük kısmıyla bir arada değerlendirebiliriz.

    çok sayıda bilim insanına hitap etmesi: makalenizin hedef kitlesi yalnızca siz ve birkaç diğer kişiden oluşmaması durumu. yani üzerinde çalıştığınız problem, en azından alanınızdaki diğer bilim insanlarını da ilgilendiriyor olmalıdır. fazlasıyla lokal uygulamaları iyi dergiler başlı başına basmayı tercih etmezler. bu tip çalışmalarınız varsa, daha geniş kuramsal çerçevesi olan başka bir eser içerisinde yer verilebilir.

    ne çalıştığınızın açıkça belli olması: makalenin özet ve giriş kısımlarından, içeriğin ne olduğunun, kısacası hangi probleme çözüm getirildiğiniz açıkça yazılması durumu. aksi takdirde dergi editörleri, saydığımız diğer kalemlerde olağanüstü bir performans göremezlerse red yolunu seçerler.

    ancak bütün bunlar bir araya geldiğinde, çalışmanız yüksek kalitede değerlendirilebilir. o yüzdendir ki, daha önce yazıldığı gibi, kaliteli dergilerin yüzde seksen ila doksan dokuz oranında red oranı vardır. reddedilen makalelerin en az yarısı editöryel ön inceleme, kalanı ise "peer review" adı verilen hakemlik sürecinde elenir.

    tecrübeli bir editörden, bir makalenin reddedilmesi için sekiz neden:

    https://www.elsevier.com/…s-i-rejected-your-article
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap