• sabahattin eyüboğlu üstadın iş bankası kültür yayınlarınca derlenmiş denemeler toplamı.
    önsözde kitabın adının neden böyle olduğu şu şekilde anlatılır: "..kafa ve gönül serüveninde çıkarsız ilişkilerin yeri bambaşkaydı. bu ilişkileri yaratanların, sanatçılar olduğuna inanıyordu. kitabına 'mavi ve kara' adını vermesi bundandır. maviyle sanat, karayla para demek istiyordu: karanlığı asıl yenen maviydi, güneş değil! güneş çekilip gittikten sonra bile mavi sabahlara kadar cenkleşirdi karanlıkla. en güzel gecelerin rengi maviydi. her yaşayanın iliklerine işleyen, ölüm karasına, yüz karasına, kasvet karasına bire bir gelen renk maviydi. sanatın ta kendisi idi mavi."
    açıkçası kitap boyunca edebi lezzet alabildiğim yegane anlatım da işte bu alıntıladığım bölümde başlayıp nihayetleniyor. böylesine usta bir kalemden daha fazlasını bekliyordum açıkçası.
    temel olarak 'bizim anadolu' yahut 'mavi anadolu' dedikleri şeyin ne olduğu; yobazlıkla, gericilikle neden ve nasıl savaşmamız gerektiği; özellikle "halk" kavramı ve "bilim ve din" karşıtlığı üzerinde durmuş eyüboğlu.
    "halk"ın bizatihi kendisinin aslında aydın, ilerici ve açık görüşlü olduğunu ve fakat üzerinde oynanan oyunlar vasıtası ile "karanlık"a itildiğini çünkü halkın da aynen çocuk gibi kolay kandığını iddia ediyor.
    üzülerek söylemeliyim ki çoğu düşüncesine katılmak mümkün değil yahut şöyle söyleyelim -hadi anakronizme düşmeyelim-
    söylediklerinin ancak çağının gerçeklerini yansıtabildiğini; zamanının 'ilerici' görüşlerinin şimdiki zamanın 'muhafazakar' görüşleri olmaktan kurtulamadığını iddia edebiliriz.
    ve fakat şunu da eklemekten kendimi alıkoyamıyorum ki, söylediklerini kavramadan, onları aşmamız da mümkün değildir.
    (bkz: sabahattin eyuboğlu)
    (bkz: mavi anadoluculuk)
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap