9 entry daha
  • "al bu elmayı nezahat" ile başlayan paragrafın ense kökümde yarattığı gürz etkisinin o ilk sıcaklığı daha yeni geçerken verdiği sızının dumanı üstündeyken şu paragrafa denk gelmek; şehrin en işlek caddesinde gözüm kapalı ağzım açık koşma isteği uyandırmıştır:

    "deli herif seyirtip, ağaçlar ve mezar taşları arasında kaybolur, yerine penaltı atışını bekleyen kaleci görüntüsü gelirdi. ben kalecilerin orada yalnız durmayı neden seçmiş olduklarını ve nezahat'ın kendisini ikiyüzlü hissetmesini anlayamamış olabilirdim. bunu bir gece yarısı kıyak kafa ve gözyaşları arasında sayıkladığında, kendi kendime, "ulan bir milimetreden daha yakın olup da nasıl tarifsiz uzaklıkta olabiliyor iki insan?" diye düşünebilir, fakat, "değilsin güzelim," diyebilirdim, "sadece durgun su kıyısında deri değiştiriyorsun."
    beni duymayabilirdi. ben duyulmadığım yerlerden gitmek hastalığına tutulmuş olabilirdim. tedavisi kırk beş derecelik sıvılarda boğulur gibi yapmak olabilirdi. deneyebilirdim."

    -ben duyulmadığım yerlerden gitmek hastalığına tutulmuş olabilirdim.
    -sadece durgun su kıyısında deri değiştiriyorsun.
    -kalecilerin orada yalnız durmayı neden seçmiş olduklarını..

    sadece bu üç cümle üzerine ayrı ayrı kitaplar yazılabilir. ha! okumam orası ayrı.

    ayriyetten, birgün filmi çekilirse hurşit'i oynamak isterdim.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap