3 entry daha
  • rivayetlere göre ilk olarak hegel'in kullandığı terim. ayrıca kendisi din felsefesi adında dersler vererek hem bu kavramı ortaya atmış hem de müstakil bir disiplin haline getirmeye çabalamıştır.

    din felsefesi kavramı her ne kadar 1800lü yıllarda ortaya çıksa da, aslında kendisi düşünce tarihinin varolmasından bu yana vardır. yazılı kaynakların izin verdiği kadar geriye gidersek milattan önceki 500lü yıllarda, ksenophanes'in antropomorfizmi eleştirdiğini görürüz. (köpeğe tanrısını çizmesi için kalem versen, onu bir köpek olarak resmeder demiştir.) büyük düşünür platon'un, metinlerinde bugünkü din felsefesinin ele aldığı meselelere yer verdiği ise zaten bilinen bir gerçek. yani bu disiplinin sadece adı yenidir. çünkü ilkçağ filozofları dahil bütün filozoflar tanrının var olup olmadığı, ölüm sonrası insana ne olacağı gibi sorularla ilgilenmiş ve tatmin edici cevaplar aramışlardır.

    peki din felsefesini nasıl tanımlamalıyız? işte bu kesinlikle zor bir sorudur. gerçi felsefeyi de tanımlamanın başlı başına felsefe olduğu göz önüne alınırsa hem din hem de felsefe gibi iki ayrı büyük olguyu bünyesinde barındıran din felsefesini tam anlamıyla tanımlamak çok daha zordur. çok basit olarak din felsefesi için "dini olan şeyler hakkında felsefi düşünme faaliyetidir" tanımı yapılagelmiştir. ancak bu tanım bile kendi içinde belirsizlikler içerir. dini olan şeylerin ne olduğu konusu büyük bir sorundur. çünkü çok fazla din vardır. mesela budizmdeki reenkarnasyon islam'da karşılıksız kalacaktır. bu da din felsefesini çıkmaza sürükleyecek, daha da ötesi boş laf olduğu sonucuna çıkaracaktır. işte bu yüzden günümüz din felsefecileri bu dini olan şeyleri teistik olanla sınırlamışlardır. ama bu da saçmalıktır çünkü aslında felsefenin kendisini hiçbir şeyle kısıtlamaması gerekir. zaten teistik sınırlaması kabul edildiği takdirde de teistik olanın ne olduğu sorunuyla karşılaşırız. yine din felsefecileri teistik olanı klasik teizm ile ifade ederler. klasik teizm ise yahudi-hristiyan ve son yıllarda da islam olarak kabul edilir. yani bu tanım, panteizm ve bezeri bir sürü olguyu dışta bırakır. velev ki klasik teizmi de kabul ettik, ama yine sorunlar bitmez. teizm allah kelimesini karşılayabilir mi? karşılayamaz çünkü aslında teizm hristiyanlığın teslisini ifade eder bir şekilde kullanılmaktadır. o halde nasıl bu üç dini teizmin içine alabiliriz? sorular çok ama canım sıkıldı, varmak istediğim nokta şu ki, din felsefesinin şu anda insanı tatmin eden bir tanımı yapılamamıştır.

    bu konuyla ilgili o kadar çok şey okudum ki.. ama yine de fikrim değişmedi. dinin felsefesi olmaz. din felsefesi saçmalıktan başka bir şey değildir. çünkü iman akılla temellendirilebilecek bir şey değildir. pascal'ın dediği gibi "kalbin, aklın bilmediği nedenleri vardır." bu da din felsefesinin safsata olduğunu kanıtlar. çünkü din felsefesi bir inancın doğru olup olmadığını yahut gerçekten tanrıdan gelip gelmediğini sorgular. ama bir tanrı inancınız yoksa zaten tanrıdan vahiy geldiğine inanamazsınız. başlangıç olarak bir tanrıyı kabul etmediğiniz müddetçe zaten hiçbir dini rasyonelliğe sığdıramazsınız. bu da boşuna çaba demektir. beyni boşuna yormaktır.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap