15 entry daha
  • kendisini başına gelebilecek her türlü kötülükten korumak isteyen, yabancı bir ülkede, sersefil, beş parasız ve yapayalnız olmamak için genç kızlığından itibaren para biriktiren, düzenli yaşayan, tek bir erkeğe bağlanıp kök salmak isteyen kate*, serseri gibi giyinen, serseri gibi yaşayan, geçimini hırsızlık gibi yasa dışı uğraşlarla sürdüren luc* ile, tam da bu şekilde olmaması için bütün hayatı boyunca çaba gösterdiği bir kaos içine düştüğü sırada tanışır. gerçekte birbirlerine müthiş benzeyen, fakat bambaşka görünüşlerdeki bu iki insan bir öpücükle birbirlerine farketmeden aşık olurlar.
    onların aşkı, içimizde bir yerlerde hep hayal ettiğimiz gibi, aşkın varolduğuna, bitmiş aşkların aslında gerçek olmadığına, hayatın huzur ve mutlulukla geçmesinin ancak sevgiyle mümkün olabileceğine inanmamızı, zaten inanıyorsak da içimize düşmüş şüphe kırıntılarını silkelememizi sağlar.
    insanın içine umut veren bu romantik komedide kevin kline muhteşem bir oyunculuk sergileyerek tam bir fransız erkeği olmuştur*. aynı aktörün başka bir filmde bir homoeksüeli canlandırdığını görmemiş olsanız, kendisinin kesinlikle fransız olduğuna bu filmi izledikten sonra inanırdınız. meg ryan ise her zamanki gibi müthiş sevimli, çocuksu, güzel ve zekidir. sırf onun uçak kalkmadan önce tırnaklarını koltuğa geçirmiş şekilde kafa sallayışı için bile bu film izlenebilir.
    ayrıca film, amerikan ve fransız kültürlerindeki davranış farklılıkları üzerine yapılmış en iyi filmlerden biridir. (bir diğeri ise başrolünde muhteşem juliette binoche'un oynadığı un divan a new york* isimli filmdir.)
101 entry daha
hesabın var mı? giriş yap