912 entry daha
  • ömer üründül'ü seninle tanıdım ben sözlük. dünya kupası başladığı günden beri ismi sol frame'den eksik olmayan bu beyefendinin kim olduğunu bilmiyordum, bilmediğim için kendisi hakkında yazılan hiçbir entry'yi de okumuyordum, evet. dünya kupası grup maçlarını da bir şekilde izlemiyordum, dolayısıyla birbirinden ilginç (?) yorumlarından da haberdar değildim. birkaç gün öncesine kadar....
    uruguay-gana maçıyla beraber takip etmeye başladım dünya kupasını ben. (evet, erken olmadığının ben de farkındayım sözlük, iş güç. neyse) maçın sıkıcılığını bir yana bırakırsak, kendisinin yorumları ekran başına kilitledi beni. onun yorumlarıyla iyi vakit geçirdim ben o maçta , onunla güldüm, onunla şaşırdım, onunla kızdım... iyi kötü final maçına geldik onunla sözlük, ve ben bugüne kadar onun kim olduğunu merak etmedim. kaç futbol yorumcusu tanıyordum ki sanki, onun kim olduğunu bilecektim...

    --- flashback ---

    tarih 17 mayıs 2000. bir saatten az zaman kalmış büyük maça. ekran başındayız. söylemeye ne hacet ancak hepimiz heyecan içindeyiz. maç öncesinde yorumlarını dinliyoruz belli futbol adamlarının. öyle heyecanlıyız ki babam oturamıyor televizyonun başında daha fazla, yürüyüşe çıkıyor sakinleşmek için. annem maçtan önce yemeği ocaktan alma derdinde, mutfağa doğru yol alıyor. abim arkadaşlarıyla bilgisayar başında. koca ekranın başında tekim, koltuğa gömülmüşüm, buz kesmişim heyecandan. o an ekran başında olan herkes gibi... tek yürek olmuşuz... sadece ekran başındakiler değil, stadtaki taraftarlar, spikerler, futbol yorumcuları, hepimiz. tanımadığım bir futbol adamı konuşmaya başlıyor, dinlemeye koyuluyorum hevesle. ama onu dinledikçe düşüyor enerjim, birkaç dakika önce içimden taşmak üzere olan o heves kalıyor kursağımda. çünkü o futbol adamı, kötülüyor galatasaray'ımı tüm türkiye'ye. iyi şeyler duymak istediğimiz o büyük günde, başarılarımızın tesadüfi olduğunu anlatıyor, en ufak bir şans vermiyor bize. doluyor gözlerim. moralim sıfırın altına iniyor...
    90 dakika geçiyor...
    30 dakika daha geçiyor...
    penaltılar... sonrasını hatırlamıyorum. sonrasında duyduğum hiçbir şeyi hatırlamıyorum. tek hatırladığım maçın öncesinde moralimi bozan, bize en ufak bir şans bile vermeyen o sakallı amca. o an onun ne yaptığını düşünüyorum, suratının aldığı ifadeyi merak ediyorum, daha da mutlu oluyorum. sakallı amca ile aramızdakiler bitiyor orada.

    --- flashback ---

    tanımayacağımı bilsem de yeniliyorum merakıma. google'a girip, ömer üründül'ü arıyorum. görsellere tıklıyorum, ve şok!!! o amca! sakallı amca! hiç çıkmamış aklımdan! 10 yıl boyunca çıkmamış aklımdan sözlük! uefa kupasını aldığımız gece moralimi bozan, beni ağlatan sakallı amca, işte o! oymuş! ömer üründül oymuş!
    ne yapacağımı bilemedim sözlük o ilk şoku atlatana kadar. sonra sakinleştim. ne yapacağıma karar verdim. sözlükteki ömer üründül başlıklarını eleştirel entrylerimle doldurup taşıracak, alacaktım intikamımı. evet, aradan 10 yıl geçti, ama ben unutmadım onun yaptığını sözlük. unutamadım. içimde yıllar yılı birikmiş olan bu kini bastıramadım. bu entry de onun sonucudur işte.
    başıma ne gelirse gelsin, ömer üründül'ü sevmiyorum sözlük. sevmeyeceğim. kinimi de boşaltmaya devam edeceğim. bu böyle biline.

    kindar bir taraftarın anıları, 2010
2558 entry daha
hesabın var mı? giriş yap