1209 entry daha
  • hayatımdaki tek heyecan .deliler gibi bekliyorum pazartesiyi.saat sekize yaklaştıkça önce ortamımı hazırlıyorum. su,çay,sigara üçlüsü yanı başımda. odaya kapanıp açıorum televizyonu, geçiyorum karşısına ohhh misss.telefonumu bile kapatıyorum. gerçi kimse aramaz genelde ama olsun. ya birinin arayacağı tutarsa ? işimi sağlama almayı severim. ahh bir de zırt pırt reklam girmese değmeyin keyfime...

    gelelim son bölüme, ne yalan söyleyeyim önceki bölümler kadar keyif alamadım ta ki son sahneye kadar. ağzı bir karış açıkta bırakarak, hassiiiiiktir nidaları eşliğinde bitirmiştir. mutlaka zekice bir hamleyle seyirciyi ters köşe yapacaklardır haftaya.

    bu eyşan-ezel yakınlaşması beni fena halde sıkıyo bazen. göster-verme,kışkırt-çekil, araya duygusallık sıkıştır, ağla- zırla falan. gerçi kenancım duygusallaştığında,gözleri dolduğunda, hatta birkaç gözyaşı süzüldüğünde daha bir içim su oluyor, seyrine doyulmuyor orası ayrı. eyşansa bir insan ağladığında ne kadar çirkin olabilirin kanıtı adeta.

    ahhh bir de mıymıntı, asosyal bahar var ,hep odasında oturan. kızım ölüyon bir çık dışarı, son anlarının tadını çıkar, bir şeyler yap biraz. bir liste yaptıydın noldu o? artık harekete geçsen diyorum. zannımca eyşanla bahar ne kadar az gözükürse o kadar güzel olacak dizi. bir de kötü bir haberim var; bahar ölsün artık, siktirsin gitsin diye umuyoruz falan ama boşuna. resmi sitesinde yazıyor kabak gibi "hikayenin sonunda ,savaşın en kızgın anında, her şey, bahar'la bitecek". yani neymiş? dizinin sonuna kadar mecburen bahar'ı görmeye devam edecekmişiz.
8700 entry daha
hesabın var mı? giriş yap