boru

• hırdavatçıdan alınan plastik ince boruların aralarına bir kibrit kutusu koyulur, borular birbirlerine alengirli bir bantla bağlanır, kağıttan yapılan fişekler bu boruların içine yerleştirilir ve fişek üfürmek suretiyle fırlatılır.
  
  bir de abartıp üzerlerine daha kısa bir borudan dürbün falan yapmaya kalkışılırdı. geleceğin mucitleri olanlarımız ise bu dürbün boruların önüne arkasına büyüteç gözlük camı falan yerleştirirlerdi. hin olanlarımız fişeklerin ucuna toplu iğne monte ederdi. bugünün rüküşleri, kasan adamları, iki değil dört boru kullanırlardı. attığını vuran yaptığı fişekler hiç şişmeyen benim gibi çocuklar ise iki boru yerine sade bir boru kullanır, dürbün mürbün yapmaz, en sağlam ve en hızlı fişek hazırlama özelliklerini bünyesinde bulundururdu.
  
  şimdi kalkıp bu oyunun adı budur şudur denilebilir, biz böyle diyorduk. pantolon-bel arasına sıkıştırılmış, el emeği göz nuru fişek hammaddeleriyle sokakta gezinen çocuklar idik. velhasıl güzel oyundu boru.