296 entry daha
  • sebep: son günlerde çok fazla ezel ve air crash investigation izlemek, yeni nişanlanan bir arkadaşın "nişanlılık ne güzel" tiratlarına bolca maruz kalmak

    rüyamız benim dersten sonra gitmiş olduğum cevahir'de gezerken ani bir telefonla eve çağırılmam ve apar topar kenan imirzalıoğlu ile nişanlan(dırıl)mamla başlıyor. ben eve vardığımda nişan töreni kurulmuş, benim ve kenan'ın` :artık nişanlandığımız için kenan diyebilirim` akrabaları çağırılmış, bana dallı güllü nişan kıyafeti bilem alınmış, kenan tabi ki doğduğundan beri giydiği siyah takım elbiselerden biriyle arz-ı endam ediyor. herşey iyi hoş, adamın endamı ne endam.. ama bir sorun var ki kenan the great olsa da ben kendisini sevmiyorum(1), henüz kendimi küçük sayıyorum(2), evlenmekten çok tırsıyorum(3), ne evlenmesi laannn!(4)
    o hengamenin içinde bunları dile getiremiyorum ama kendi kendimi avutuyorum: ben daha okuyorum ahaha(1), ben esmer sevmem, babam da bunu biliyor(2), babam tek kızını zorla evlendirmez(3), ben daha özgürlüğüme doyamadım, tek başıma new york'a gidemedim, ben seul'e taşınıcam bu adam gelmez(4) ben bu işten ne yapar ne eder sıyrılırım(5)
    neyse işte kenan the great'le normal bir nişanlılık evresi geçiriyoruz ama o beni görmezkene-yani ben okuldayken- çocuk gibi davranmaya devam ediyorum, nişanlılığın tüm bayık ritüellerini yerine getiriyoruz, o her akşam bize akşam yemeğine geliyo, ben onlara gidiyorum bazen, bayramlarda geliyo filan öğğyyy..
    gel zaman git zaman düğün yaklaşınca benim kafa dank ediyor, gelin olmuş gidiyorsun yerine gelin olmadan kaçıyorsun planına başvuruyorum son çare: annem alışverişe babam işe gitmişken bir gece önce herkes uyurken hazırladığım valizlerimi de kapıp 1 hafta önce bilet aldığım seul uçağına binmek üzere evden kaçıyorum. bizim buradaki tüm taksiciler dedemi tanıdığı için taa kadıköy'den taksi çağırıyorum, havalimanına öyle bir gidişim var ki betty mahmudi'nin kocasından kaçma hikayesi solda sıfır kalır. alana varıyorum, tanınmamak için gözüme trajik boyutlarda bir güneş gözlüğü takmışım, şaka gibiyim. bagajlarım kontrol edilirken "hanımefendi çeyizleriniz valizde kırılabilir, el bagajına alın lütfen" diyor görevliler. ne çeyizi yahu dememe kalmadan kendimi uçağa atıyorum. yüzüstü bırakıp gittiğim zavallı(!) kenan'a yazdığım mektubu da havaalanının bekleme salonuna bırakıyorum.

    sonra uçak kalkıyor, bende bir rahatlama, bir mutluluk, bir huzur, sanki yeniden doğmuşum. bu arada siyah takım elbisesi ve o güzel endamıyla peşimden gelen kenan mektubumu buluyor, okuduktan sonra gözleri doluyor felam` :oy kıyamam`` :yalan, öyle bi kıyarım ki`. 1 saat içinde direkt uçuşla seul'e varıyorum güya ama vardığım yer londra, uçak inerken de new york new york çalmaya başlıyor. olsun yine de çok mutluyum, evlenmiyorum! sonra aniden uçağa bişey oluyor kendimi air crash investigation ortamında buluyorum, korkudan uyanıyorum..

    (bkz: evlenmemek için yurtdışına kaçmak)

    gmüe` :gelen mesajlar üzerine edit`: bir daş, bir kapı, bir dağ, bir kavak ağacı gibi adam mübarek. lakin olmayınca olmuyo sdfghjklş
849 entry daha
hesabın var mı? giriş yap