1 entry daha
  • kahvenin taze olması, yani taze kahve; kahve alırken tüketicilerin, kahve satarken de üreticilerin ve perakendecilerin zerre önemsemediği özelliktir.

    halbuki kahve kavruldugu andan itibaren hızla bayatlayan bir üründür. bu bayatlamayı kesinlikle durduracak bir teknoloji de henüz icat edilmemiştir. kavruldugu andan itibaren kahveniz, çekilmemiş çekirdek halde en fazla 3 hafta yani 21 gun tazeligini korur, ideal kullanım süresi de 15 gundur. yani kavruldugu andan itibaren maksimum seviyede performans almak için 15 gününüz var, sonraki 7 gün ise tazelikte hızlı bir düşüş gözlemleyeceksiniz. bu da ancak ısı, ışık, nem, hava gibi etkenlerden çok çok iyi korunursa mümkündür. en iyi koruma yontemi, çekirdeklerin dışarı gaz salmasına fırsat tanıyacak, üzeri tek yön valfli, ağzi çıtçıtlı, ısı, ışık, nem, hava geçirmeyen, havası alınmış paketlerde saklamaktır.

    ***** hiç dikkat ettiniz mi, kahve paketleri üzerinde son kullanma tarihi yazmasına rağmen neden kavrulma yani üretim tarihi yok? *****

    kahve bayat haldeyken bile oldukça guzel koktugu ve tüketicilerin geneli çok fazla taze kahve gormedikleri ve tatmadıkları için, özellikle buyuk kitlelere uretim yapan kahveciler (mesela jacops, nescafe, kahve dünyası, starbucks, gloria jeans, tchibo, illy, lavazza, segafredo, kurukahveci mehmet efendi mahdumları vs) ürün paketleri üzerine 3 ay ila 2 sene gibi mümkünatsız ve yalan son kullanma tarihleri yazmaktadırlar. halbuki gerçek yukarıda anlattığı gibidir ama yukarıda anlatıldığı gibi bir tuketim hızı olmadığından, bu buyuk firmalar piyasaya tazelik kriterlerine uygun gerçekten taze kahve sunmaya kalksalar ve gerçek üretim ile son kullanma tarihlerini verseler buyuk zarar etmeleri kaçınılmazdır. zira kimse son kullanma tarihi geçmiş bir kahveyi bile bile almak istemez, almaz. işte bunun yerine üretim tarihini yazmadan son kullanma tarihini haddinden uzun yazıp, kahvenin bayatken bile koku ve tat vermesine sığınarak bu işin içinden çıkmaktalar.

    taze ve kaliteli bir peynir düşünün, sonra bayat ve kalitesiz bir peynir düşünün. arada tatsal olarak ne kadar çok fark vardır değil mi? işte kahvede de boyledir. peynir orneginden farkı ise bayat ve kalitesiz peynir ile hastalanma şansınız yuksektir ama bayat ve kalitesiz bir kahve ile hastalanma şansiniz düşüktür. bu da tazeliği ve kaliteyi umursamamanın bir diger nedenidir. tüketiciler kaliteli ve tazesini tatmadıkları, güvendikleri markaların onlara asla yalan soyleyeceklerini düşünmedikleri, zaten çok yuksek paralar odedikleri için çok kaliteli ve taze ürün aldıklarını zannettikleri için umursamamakta, kendilerine hermen herkes yanlış bilgi verdigi için dogrusu ile karşılaştıklarında direnç gostermekteler. üreticilerin ise bu durum son derece işlerine gelmekte. halbuki satarken sizden taze kahve parası almaktalar, o zaman taze kahve de vermek zorundalar. ne yazık ki boyle olmuyor, istediginiz kadar da şikayet edin, üreticiler bu tutumlarını tum tüketiciler şikayet edip protesto etmedikçe de değiştirmeyecekler. bu durumda yapabileceginiz ya kahveyi yeşil çekirdek olarak alıp kendiniz kavurmanız yada taze olduguna emin oldugunuz, sadece son kullanma tarihi degil, kavrulma tarihi de üzerine yazılmış kahve almanız olacaktır. günümüz koşullarında bu ancak mikro kavuruculardan almakla mumkun oluyor, o da dürüst ve yaptığı işe önem veren bir mikro kavurucu ise.

    kahvenin tazeliği ile ilgili pazarlık yoktur, söz konusu da değildir. 2 haftalık ideal kullanım süresi ve maksimum 3 haftalık saklama süresi değişmez. kimse de aksini iddia edemez. sadece ve sadece, kavrulduktan hemen sonra, buz yanığı olmayacak şekilde poşetlenip, şok dondurularak derin dondurucuda saklanırsa, kavrulmuş kahveyi bu 3 haftalık sureden daha uzun saklamak mumkun olur. kullanılacagi zaman kullanılacagi kadar tekrar çözdürülebilir. fakat bu da çok tercih edilmemesi gereken bir yöntemdir. ayrıca bu yöntem kavrulup uzerinden gunler haftalar geçmiş çekirdekler için asla geçerli degildir. ölüyü dondurdugunuzda da ölüdür, çözdüğünüzde de ölüdür.

    hazır öğütülmüş olarak alınan kahve ise kesinlikle ve kesinlikle bayat kahvedir. buna hazır öğütülmüş olarak paketlenen, preslenen pod ve kapsül kahveleri de dahildir.

    daha açık ve net yazmak gerekirse; kilosuna 50 ila 100 lira civarında ücret ödediğiniz ve hatta size verilmiş sınırlı bilgi ile çekirdek hali tazedir diyerek öğütülmüşünü değil çekirdek halini aldıgınız o çok bilinen markalarin neredeyse tamamı size bayat kahve satmaktadır. kimisi yukarıda yazdığım nedenlerle bunu umursamamakta ve bu durum işlerine gelmekte, kimisi ise kahveyi kavrulmuş olarak ithal ettikleri için her iki ülke arasında gümrükte, ambarlarda 3 haftayı haydi haydi geçen uzun süreç sonucu bayatlamış kahveye mahkum olduklarından bunu yapmaktalar. sizlerin tüketici olarak şu an yaptığınız şey ise, buyuk ihtimalle farkında olmadan, bayat peynire vermeyeceginiz parayı, hatta çok daha fazlasını bayat kahveye vermenizdir.

    bir kahve ne kadar kaliteli olursa olsun, bayatsa bitmiştir. isterseniz kilosuna 1000 lira verin, kahve bayatsa kilosu 1000 lira olan bayat kahve almışsınız demektir. bu durumda paranızı ve beklentileriniz boşa yatırmış ve harcamış olursunuz zira kahve bayatladıkça ister kaliteli ister kalitesiz olsun, kaliteli pahalı ama bayat kahve ile kalitesiz ucuz ama yine bayat kahvedeki tatlar birbirine yakınlaşacaktir.

    şimdilik geçmiş olsun, geçmemesi için bir gün bilinçlenmenizi umuyorum.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap