7 entry daha
  • -- yeni çağ felsefesi 'nde descartes etkisi/eleştirileri --

    artık iyiden iyiye siyasette "despot devlet", felsefede ise "insanın kimliği sorunu" oturmuştur, devlet de insan da önüne bakmakta, "en çok nasıl kendime yarar sağlarım" ın derdine düşmüştür. materyalist thomas hobbes (1588-1679) leviathan'da descartes'ı eleştirmiştir. (http://books.google.com/…=hobbes&as_brr=1#ppa45,m1) siyasette ise tıpkı eserinin adında olduğu gibi; "canavar" bir devlet telakkisinde bulunmuştu. onun için devletteki metaforu; insan vücduydu. bedenlerimizdeki ruh neyse, devletteki hükümdar da öyleydi, eklemler ise devletteki yargıçlar ve yöneticiler, hafıza ise müsteşarlardı. toplum fertleri arasındaki uyum ile bedendeki sağlık aynı şeydir, kargaşalar tıpkı bedendeki hastalıklar gibidir; hatta iç savaş bir ölümdür. mutlak lider'in ilk ödevi ülkede güvenliğin sağlanmasıydı, ikinci görevi düşmanlara karşı birliği sağlamaktı. insan insanın kurdudur (homo homini lupus) sözüyle de insanlar arasındaki mücadelenin altını çiziyordu ki, bu işte yeni çağ'la birlikte insanın kafa yapısının en önemli özelliğidir. insan artık diğerleriyle mücadele içinde olmak durumunda kalandır. peki önceki çağlarda bu yok muydu? kesinlikle vardı ama yeni çağ'daki kadar insanlar arasındaki ayrışma olarak göze çarpmıyordu. bizim bugün muzdarip olduğumuz sorunların çok büyük bir bölümünün tohumları işte buradaki devlet-insan ilişkilerinde atılmıştır. insanlar arasında bir savaş vardır ve bu savaş daimidir. bu savaşın yöneticisi ise devlet başkanıdır. o halde otorite kimdeyse, artık yeryüzünde zeus odur. bu aynı zamanda ekşi sözlükçülerin en çok kullandığı kelime olan faşizm'i artık adım adım xix.yy.'a hazırlayan zihindir.

    şöyle çılgın bir link var:
    http://plato.stanford.edu/entries/hobbes-moral/
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap