6 entry daha
  • bir kelimeyle buz gibi sogudugum roman. aslinda yazimi, ifadesi, amir'in cesitli icsel catismalarinin hikayesi cok cekici, cok guzel okunuyor. ama mesela the confessions of max tivoliyle aralarinda daglar var. hikayedeki bir takim surprizler aslinda o surpriz insa edilirken bir sekilde ifsa olunmus -oyle ki normalde bir kitaba basladiktan sonra sonunu okuyup oyle devam eden ben oyle bir sey yapma ihtiyaci duymadim, ve ilginctir ki sonunu okuyup devam ettigim kitaplarda olaylarin gelisimini hicbir zevk kaybi hissetmeden takip eden ben bu kitapta ben istemeden bana verilen ipuclari ve sonlar yuzunden daha az zevk aldim.

    neyse, gelelim kitaptan sogumamin sebebine. simdi efenim, yazarimiz afgan asilli, kabil dogumlu, 1980de ailesi amerika'ya siginmaci olarak gelmis. kabil'de ne kadar yasamis, afganistan'daki afgan kulturunu ne derece yasamis bilmiyorum. ama roman bana "afganistan'i amerikalilara tanitalim bakalim" diyerek yazilmis gibi geldi. araya sikistirlimis farsi kelimeler mesela cogunlukla gayet anlamsizdi. amerikali gozuyle okuyorum, arada italik yazilmis onlara kesinlikle bir sey ifade etmeyen kelimeler, "bakin oranin diliyle boyle bisi var"in disinda veya o dile/kulture hakimiyeti ima disinda bir sey anlamaz ki amerikali ondan. cogu turkun farsca yuzunden o kelimeleri cikarabilecegini dusunuyorum, ben orta asya deneyimim yuzunden hemen hepsini anlayabiliyordum bahsettigi seylerin (mesela "chopan") ama o zaman iyice yapay geldi durup durup karsima cikan italik kelimeler. bende bir gercekcilik, "ha bu yazar bu kulturu biliyor" imaji degil, ters teperek "of, anladik biliyorsun, ne gozumuze sokuyorsun?" tepkisi yaratti.

    buz gibi sogutan kelime ise "mekro-rayan" oldu, 1975 yilinin kisinda kabil'deki mahalleleri sayarken mekro-rayan'i da araya sikistirivermis. bu da gosteriyor ki 1975 yilindaki kabil'i bize anlatirken acmis wikipedia'dan (veya baska bir yerden) kabil'in mahallelerine bakmis, bidi bidi yazmis. mekro-rayan (daha dogrusu mikro-rayon) hemen her buyuk orta asya sehrinde bulunan bir mahalle ismidir, sovyetler buralara yerlestiginde gelen ruslarin yerlestirildigi, genelde orta asyanin yerel avlu tipi evlerinden farkli olarak cok katli apartmanlarin dikildigi mahallelerdir. rayon da zaten rusca ilce demek, bir yonetim birimi yani. tamamen sovyetlerle alakali bir olusum yani, demek ki kabil'de 1979 oncesinde mikro-rayon diye bir mahalle bulunmasi mumkun degil (jstor'da bir makalede de kabil mikro rayonundan bahsederken sovyetlerin insa ettigi diye belirtmis).

    bir romanci ille de yasadigini mi yazmak zorundadir, tabii ki hayir. mesela orhan pamuk'un beyaz kale ve benim adim kirmizisi tarihi romanlar, adam arastirmis arastirmis yazmis, o donemleri bilmedigimiz icin de gayet inandirici, samimiyetinden kusku duyulmuyor. ama the kite runner'da gozume gozume sokulan kulturel referanslarin arastirma sonucu edinildigini, bilinmesiyle otantiklik havasi veren seylerin alsinda ogrenilmis oldugunu anlamak butun samimiyetini yokediyor hikayenin, engel olamiyorum. amir=hosseini denklemi uzerine insa edilmis bir roman bu, o esitlik bozulunca bir seyler havada kaliyor, sallaniyor, bir afganin bana anlattigi hikaye degil bir afgan-amerikalinin amerikalilara anlattigi bir hikaye oluveriyor (aradaki yedi farki bulunuz).

    yine de, benim gibi ufak detaylara takilan bir tip olmayanlar zevkle okuyacaktir.
310 entry daha
hesabın var mı? giriş yap