3 entry daha
  • okuması ve araştırması şahsımca en zevkli olan dönemdir.

    tabi ki bunlardan birinin sebebi atatürk'ün liderliğinin neredeyse bu dönemin tümünü kaplamış olmasıdır (samsun'a çıkışından ölümüne kadar olan süre).

    onun haricinde, dünyada bir çeşitlilik hakimdir. insan çeşitlilikleri araştırırken farklı olanlara daima merak duyuyor.

    birinci dünya savaşı sırası ve ondan önceki dünyada henüz marksist anlayışa göre kurulmuş uzun ömürlü bir devlet yok. faşizm henüz aktif değil. daha çok monarşi - cumhuriyet çekişmesi öne çıkıyor (tabi ki fransa'da kurulan paris komünü benzeri denemeler var, veya proto - faşist / nasyonal sendikalist faşizm türevi akımlar da var, ama henüz genel bir iktidarlar zinciri kuramamışlar). ikinci dünya savaşı sonrası, iki kutuplu bir dünya var. kapitalistlerin ve marksistlerin hakim güç olduğu, arada tek tük farklı devletin bulunduğu, onların da majör olmadığı bir dünya. bu saydıklarımın hiçbirinin diğerinden farkı yok. ama iki savaş arası dönem öyle değil. garip bir kaos hakim, çok fazla akım, farklı sistemler var. dengeler çok hızlı değişiyor. bir yandan faşistler, diğer yandan komünistler öbür taraftan liberaller, sosyal demokratlar, diğer taraftan monarşistler.. bir sürü insan ve bir sürü akım. çeşitli bir dünya. ve çok sonlarına doğru çok fazla majör güç ortaya çıkıyor. sayacak olursak:

    - abd
    - nazi almanyası
    - japonya
    - italya
    - sscb
    - ingiltere
    - fransa

    dünyaya henüz kimin tam manasıyla hakim olduğu belli olmayan zamanlar. birinci dünya savaşının galipleri genel olarak yorgun. baş kaybedeni almanya aşırı güçlenmiş. asya'da etki alanını genişletmeyi düşünen bir japonya var. karmaşık politikalar dönüyor. ve en güzel tarafı, başımızda atatürk var. atatürk'ün dış politikalarını bulma şansınız var.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap