• bu genclerin yaptigi "provokatör gazıyla meydanlarda anarşizm provası" ise, soyleyin bakalim politik bir habere internet uzerinden yorum yaparken aslinda dis mihraklarin murekkebi ve ic dusmanlarimizin kagidi ile devrimin manifestosunu mu yazmis oluyorsunuz?

    bu genclerin ifade ettikleri "sozumona demokratik tepkilerse", soyleyin bakalim o sozde turkiye cumhuriyeti'nin sozumona anayasasinin varsayalim 34. maddesinin bulundugu hayal urunu sayfayi tuvalet kagidi niyetine kullandiginiz zaman, o rivayet-i sadika kicinizda bir leke kalir mi kalmaz mi? [pek onemsiz edit: burada sair kicinizda murekkep lekesi kalacagindan sayfanin dolu oldugunu ima ediyor, anayasaya bokunuzu sildiginizi, kicinizdan basinizdan ifrazat aktigini degil. o derece kisisel uslubu 3. 4. iterasyon entrylere sakliyorum]

    bu genclerin ugradigi linc, burada engin ardica reva gorulen linc yaninda ufak kaliyorsa, gosterin bakalim o "babasi cehalet, annesi de heyecanli ofke" olan sozlerin dusurdukleri cocuklari, kirdiklari kafalari, yildirdiklari ruhlari, gasp ettikleri haklari.

    ***

    engin ardic'tan epey birsey ogrendim. ben ogrendikce, o zavallilasti. hem benim gozumde -yani degisen perspektifimde-, hem de reel olarak zavallilasti. her daim guclunun yaninda yer almak baska birsey -bir insan guclunun yanindayken de, korkaklik ederken de birtakim dogrulari savunabilir, topluma faydasi dokunabilir-, bunu kilifina uydururken dusecegin durumlar, sergileyecegin ikiyuzlulugun seviyesi baska. son uc-dort senedir, giderek seyreklesen sekilde okurken aci duyuyordum, artik o da kalmadi, fonda beter ol beter tezahurati var.

    engin ardic efendi:
    bu son hamileysen gösteride işin ne olayindaki yazisinda, "ahmaklık gösterisi de demokratik bir haktır, kabul" deyip [yani tepkilerine katilmasan da yaptiklarinin anayasal bir hak oldugunu anlamis gibi yapip], sadece bir cumle oncesinde ise "polisin.. orantısız güç kullanımı ne kadar yanlışsa, senin yaptığın taşkınlık da bir o kadar abestir" diyerek [yani bu hakki taskinlikla ozdeslestirip, ustune seviyesini de polisin hakla hukukla alakasi olmayan davranisina esitleyerek] uyguladigin tutarlilikla,

    "on dokuz yaşında, üniversite öğrencisi ve hamile...geleneksel örf ve adetlerimize olmasa bile avrupa birliği standartlarına uygun" diyerek, yani 5 haftalik ceninini dusurecek kadar asiri ve tamamen haksiz bir polis siddetine maruz kalan kurbana, yapilabilecek en bayagi, en yobaz, ustelik kendi icinde bile tutarsiz (bizim ulkede kizlar 15'inde hamile kaldiklari tecavuzcusuyle evlendirilirler, ab'li irispilar gibi bekar bekar haklarini aramazlar) bir ad hominemi yaparak gosterdigin ahlak anlayisinla,

    "senin birinci sorumluluğun bebeğine karşı mıdır yoksa kemal kılıçdaroğlu'na karşı mı?" diyerek, yani o genclerin haklarini kullanmalarini yahut argumanlarinin icerigini, hicbir kanit gostermeden chp liderinin masaligina indirgeyerek sergiledigin mantik butunluguyle,

    turk buyukelciligine bariscil bir gosteri yapmaya gelmis ermeni'yi, burnunun dibine girip kufur etmek suretiyle kiskirtan ve akabinde cikan olaylardan o ermeni'yi, hatta tum ermenileri sorumlu tutan bir sansasyonel habercilik anlayisi ile, -sebepleri ne kadar salakca olursa olsun- yumurta atan ogrencilere olumune girisen polisin siddetinden yakinan haberciligi ayni kefeye koyarak dile getirdigin demagoji ustaligiyla,

    beni bir kere daha sana acimaktan kurtardigin icin tesekkur ederim.
  • hakkında en güzel yorum nihat genç tarafından yapılmıştır:

    "uzanlar mal varlıklarını geri istiyorlar. engin ardıç dahil mi? o da var mı istedikleri mal varlıklarının içinde."
  • senelerdir bu sığ adamı okumuyordum. basketbola merakımız malum. bugün birisi enginar'ın ekpe udoh hakkında yazdığını söyledi. açtım okudum. şimdi bu saf arkadaşı birisi nijeryalı anne babadan doğma udoh''u kübalıdır diye kandırmış. enginar da bütün yazıyı bu kübalılık üzerine kurgulamış. offf enginar olmak ne kadar kötü bir şey lan.. enginar udoh
  • az önce aykırı sorular'da konuk olan ferhan şensoy'a engin ardıç'la aynı sınıfta okumuş olmasının hatırlatılması üzerine ferhan abi'nin* tepkisi pek takdir edilesiydi:

    "maalesef"
  • sol frame'de adını görünce birden sevindiğim, sonra helvalık bir şey olmadığını anlayınca hüzünlendiğim...
  • fıkraları meşhurdur ardıç'ın. mesela:

    birgün patronu engin ardıç'ı çağırmış odasına. engin çok fenayım, şöyle bir sihirbazlık yap da havamızı bulalım demiş.
    engin de '' bunu meslek etiğine aykırı buluyorum, yapamam patron'' demiş.
    ikisi birlikte basmışlar kahkahayı : hoh hoh hoh hoh ho hooo

    gg sonrası edit: sihirbazlık joker.
  • bir insan öldüğüne sevinilir mi? vallahi sevindim. allah affetsin.

    bunun tuttuğu tarafla alakası yok. kötü bir insandı. gerçekten kötü bir insan.

    kötü bilirdik amk. ne yapayım? yalan mı söyleyeyim?
  • bugünkü yazısında kemal tahir hakkında bilgiler uyduran köşeci...

    bunu ciddiye alanlar olabilir, bari ben bu engin herifinin yazısındaki bilgileri düzelteyim de... hiç olmazsa buradakiler uydurduklarını dikkatle okusunlar...

    .

    herif diyor ki bugün:

    "çağlayan yayınları'nın 'yeni dünyalarda' adını verdiği toplam on ciltlik bilim-kurgu dizisi, hayatımda ilk okuduğum kitaplardır. adnan menderes devri.

    herbirinin fiyatı bir lira, beşiktaş çarşısında ciğerciyle turşucunun arasındaki sahafta “ikinci el' olarak elli kuruş...

    rahmetli babam haftada iki buçuk lira harçlık veriyordu, 'bütçem' ancak buna yetiyordu.

    bu diziyi dilimize çevirenin kemal tahir olduğunu da yıllar sonra öğrenecektim.

    bu dizide 'mavi ölüm' adında bir roman vardır. (...) romanda russell gary adında bir onbaşı vardır.kemal tahir merhum, rütbesini beğenmemiş olacak ki, onu başçavuş yapmış...

    .

    öğretelim sırayla engin'e...

    1. 1954-55 yıllarında çağlayan yayınları'nın "yeni dünyalarda" dizisinin hiçbir kitabını kemal tahir çevirmemiştir...

    (o dizinin kitaplarının çoğunu a. kahraman ve necati kanatsız çevirmiştir. engin münasip yerinden uyduruyor tabii..)

    2. sözünü ettiği kitabın çevirmeni ise a. kahraman'dır... dolayısıyla onbaşıyı kemal tahir başcavuşluğa yükseltmemiştir.

    (haaa öğrenmek isterse a. kahraman'ın da kahraman bapçum olduğunu söyleyivereyim... ilerinin ünlü spor yazarı!)

    .

    engin bir ara hilmi yavuz'a sarmış, onun aracılığıyla nokta'da işe başlamıştı... hilmi yavuz da kısa bir süre kemal tahirci (tam olmasa da) gibi görünürdü... "semiha yenge" diye başlayan cümleler kurardı... engin ardıç o günlerde kemal tahir'i öğrenmiş, yoğun bir biçimde romanlarını okumuştu... (gazete köşe yazarlığında kullandığı özgün cümlelerin çoğu kemal tahir'e özentiden [bazen de açıkça apartıdır] ibarettir... kötü bir çorum ağzıdır.)

    kendisine bu yaştan sonra öğretelim ki, kemal tahir'in çağlayan yayınları'yla ilişkisi bilim-kurgu dizisiyle değil, polisiye dizisiyledir.

    hepsinde "f. m. ikinci" takma adını kullanmıştır.

    mayk hammer'lerin hepsini (altı mıydı, yedi miydi ne asılların tamamı: "kahreden kurşun"", kanun benim", "intikam pençesi" gibi...) çevirmiş, daha sonra bunlar çok tutunca yayıncının arzusuyla "mayk hammer'in yeni maceraları" serisi için epeyce (örnek: "kıran kırana", "kara nara", "ecel saati", "derini yüzeceğim" gibi) sahte mayk romanları yazmıştı... (bunlar da f. m. ikinci müstearıyladır ve başında "yazan : f. m. ikinci" yazar.)

    (hatta bu dizi o kadar tutar ki, "yeni" maceralardan 200 tanesini de muzaffer ulukaya [karısının adıdır] müstearıyla afif yesari yazmıştır. -afif abi anılarında asıl yazar spillane için "kafadan gayri müsellah" diye söz eder.)

    engin'e ek bir bilgi daha verelim: kemal tahir üstadımız, sadece mayk çevirmemiş, çağlayan için peter cheyney'den "karanlıkla vuruşanlar'ı, alice mack'ten de (bu yazar adı çok su götürür) "lükres'in günahları"nı çevirmiştir (!).

    .

    corona'dan başıma bir şey gelmeden "engin hataları düzeltmeleri serisi"nin sekizincisini de yazmış olayım...
  • son yazısında, meral akşener için" emmanuel macron olmaya çalışıyor, gerçi kadın olduğundan emmanuelle olur, bizim neslin aklına emmanuelle diyince başka geliyor ama neyse" şeklinde bir ifade kullanarak ve yazısı boyunca da akşener için emmanuelle ifadesini devam ettirerek, yine üstelik de ramazan ayında ve üstelik de güya muhafazakar bir gazetede pislikçe ve ahlaksızca bir yazıya imza atmıştır.
  • ispanya'da tuvaletlerde su ve kağıt olmadığından şikayet etmiş.
    hacım, hemen orada bir köşe yazısı yazıp silseydin ya götünü. yazdığın yazılar tuvalet kağıdı kalitesinde zaten.
hesabın var mı? giriş yap