• yeni bi ali atıf bir saçmalaması, kendisi diyor ki,

    --- spoiler ---

    "...ekşi sözlük reklam alan bir mecra. site trafiğini arttıran unsurlar da tanınan kişiler. ekşi sözlük yazarları yorum girdikçe, başkaları da girip okuyor, trafik artıyor. ekşi sözlük'ün sahibi de sayfaları reklam verene pazarlayıp gelir elde ediyor

    bu durumda ekşi sözlük'ün tanınan kişilere bir tür pay ödemesi gerekmez mi? çünkü ekşi sözlük bir iş modeli ve ünlüler de bu modelin malzemesi...

    alın size hukuki bir konu daha?..."

    --- spoiler ---

    hayatımda duyduğum en düz mantıkla söylenmiş söz bu olsa gerek, onu geçtim daha yazarlar olarak biz bile pay alamazken ünlülere verilsin yakarım bu sözlüğü.
  • böyle bir uygulama şu an devreye sokulsa johannesburg vuvuzela imalatçıları odasına acilen yüklü bir meblağ ödenmesi gerekir.
  • ali atıf bir'in ne kadar muhteşem bir insan olduğunu gösteren beyanı, hani bu arzuyu hukuka uygun bulmasına söylenecek söz yok, ben de hyundai marka arabaya biniyorum, neden bana diğer satışlardan kar vermiyorlar desem aynı kapıya çıkarım sayın bir ile. gerçi aklıma takılan başka birşey daha var, lan yazarlara pay vermiyor ünlüler ne oluyor?
  • bu mantıkla ali atıf bir'in programlarında ve köşe yazılarında yorumda bulunduğu, eleştirdiği, incelediği reklamlardan parayı götürdüğünü anlıyoruz.

    ve yine aynı mantıkla ben de kendisinden para talep ediyorum. ben eğer onun programını izlemesem, o program reklam almaz, yayınlanmaz. bensiz hiçbir işe yaramaz. ama zaten ben izleyeyim diye o reklamlar var, yani izleyeyim, etkilenip markete koşayım filan. of, deney faresinin kafesinde dönüp durması gibi.**
  • - ekşi sözlük'ün ünlülere gelirinden pay vermesi konusunda ne dusunuyorsunuz ?
    - simdi o i$ oyle olmaz, once gelecek burada ofisini acacak, vergisini verecek, kanunl...
    - efendim yanlis anladiniz, ek$i sozl...
    - yanli$in sorumlusu biz degiliz, $imdi bu sozluk adreslerini oyle yaptigi icin boyle olmasiyla beraber..

    'bir kayi$ nasil koptu', necip fasil yanardoner (ampul yayinlari)
  • ne demiştik bu insanlar eski iletişim kuşağının insanlari, akılları ermiyor zorlaniyorlar anlamakta diye (bkz: ekşi sözlük'e tahammülsüzlük/#19334225) buradaki teorik açıklamayı, bu somut örnek ile pratiğe dökebiliriz.

    şimdi ünlülere ekşi sözlükten para talep ederken anlaşılmayan ne, şu: internet, insanların fikirlerini sesli söyledikleri bir yerdir. bu hali ekşi sözlük sağlamadı. burada olmasa başka yerde aynısı olacaktı. bütün dünyada benzer bir şekilde insanlar her konuda konuşmaya başladı, sözlük bir tek türkiye'de var. demek ki sözlük olmasa başka bir şey olurdu, mözlük olurdu, gözlük olurdu ama "bence"leri söylemenin bir yolu bulunurdu.

    yani yine klasik bir akıl ermemesi haline tanıklık ediyoruz. zira bizden talep edilen somut şey ne: insanlar fikir sahibi oldukları konularda, her neyin hakkında bir fikir edindilerse o şeye para ödesinler.

    mesela ben arçelik marka beyaz eşyayı çok beğeniyorum, anneme dedim ki anne buzdolabını arçelik alalım. trink, arçeliğe para havale edilecek. ne demek arçelik firması hakkında fikir oluşturmak hem de sesli sesli beyan etmek. duyan eden olursa? arçeliğin adını anmak bile para olmalı. evet
    mesela benbir buçuk iskender yanına diyet kola içen kadın gördüm lokantada, kardeşime gösterdim. hmm dedik birbirimze manalı manalı bakıp. al işte, hem bursadaki iskender ailesine hem coca colaya para ödemem lazım. masraf ikiye katlandı bu sefer.
    mesela büyükşehir belediyesi kaldırımları değiştirdikçe ifrit oluyorum, bir gün "bu ne ya, daha bir öndeki eskimeden neden değişti bu kaldırımlar" dedim ya, tamamdır. hakkında sesli sesli fikir beyan ettiğim için melih gökçek götürdü demektir paracıkları
    mesela ben mango önünde sigara içen erkeke mı güldüm, mağzaya para vermem lazım

    bakınız ne demiştik (ekşi sözlük'e tahammülsüzlük/#19334225) burada, bu insanların en temel sorunlarından biri iktidarlarının sallanması.

    şimdiye kadar "kitle iletişimi" denen şey bunların kitleye pompaladıkları mesajlardı. kitleler aslında iletişmiyordu, birtakım adamlar "size bu uygun." diye kitlenin ne duyup ne bilmesi gerektiğine karar verip bilgiyi düşünceyi kitleye sunuyordu. yani kimsenin "bence"sini duyamıyorduk, sadece medya güllerinin benceleri ortadaydı, hepimiz buna tabiydik. üzerine bir de para verip bunların bencelerine ulaşmak "kitle iletişimi" idi

    e sonra internet geldi. insanlara tek merkezden bilgi pompalamak yerine herkesin birbirine bağlı olduğu, merkeziyetten uzak, kaotik ve bir global ortam oluştu. kitle bu adamları aradan çıkardı, kendi aralarında ağlar kurdu, herkes birbirine söz söyler oldu. ve bu adamlar delirdi. "sen nasıl beni dinlemezsin" ve daha fenası "sen nasıl kendi fikrini beyan edersin. sadece ben konuşacaktım sen dinleyecektin"

    sen medya dışı alelade vatandaş, sen, prezervatif dilli, iğrenç kokan yılansı adam, senin bencenden bana ne. ben konuşacağım sen dinleyeceksin. ben konuştuğum için, bencemi belirttiğim için de bana para vereceksin. hala öğrenmedin mi?
    ne, sen kendi benceni mi oluşturdun? olmaz öyle. o zaman yine bana para vereceksin.

    o değil de, ne duyarsızmışsız arkadaşım siz de. adam belli ki travma yaşıyor. artık ne olduysa geçtiğimiz günlerde yeni iletişim yöntemlerinin kültüre etkilerini, internetin getirdiklerini görüverdi, şoka girdi zaar. bir ayran verin tuzlu tuzlu, gölgede serinde oturtun dinlendirin bir sakinlesin yani. olmaz böyle
  • iki dakika susacaklarsa eğer, ben de üç/beş kuruş bi' şeyler ödeyerek katkı sağlarım böyle bir uygulamaya. sorun değil; olabilir.
  • ünlüler hakkındaki tüm başlıklar ve entryler sözlükten çıkarılsa sözlüğün bir hiç olacağını zannedenlerin mantık çıkarımlarında bir sonraki basamak. bunu telaffuz etmekten çekinmeyen ali atıf bir, bir yandan da türkçe bilgi kaynağı açısından çok önemli olduğumuzu da söyleyerek ironi yapıyor, kendisiyle çelişiyor.

    ali atıf bir'in anlamamakta ısrar ettiği nokta şu: biz sözlüğü her gün hevesle açarken "acaba kime nasıl çakmışlar veya çakmalıyım" tarzı düşünceleri değil, "bugün türkiye'de ve tabii dünyada neler olmuş, yeni neler öğrenebilirim veya "kendi bilgi birikimimden neler sunabilirim sözlüğe" gibi şeyleri aklımızdan geçiriyoruz. bu nedenle burada tüm güncel konular olduğu gibi çok bilimsel, sanatsal ve tabii inanılmaz geyik konular da tartışılıyor. siz bize "güncel konularla" malzeme olmayın biz de sizi konuşmayalım. çok da önemli değil bizler için sizin başlığınızın altına yazı yazmak. haa ama madem ben malzeme olacak bir şeyler yaptım reklam gelirlerinden payı hak ettim diyorsunuz, o zaman 6.5 milyarda bir payı hak edebilirsiniz belki. gerçi gelirleri dünya nüfusuna böldüm ama doğal afetlerle veya hayvanlarla ilgili yazdığımızda parayı kim hak ediyor onu hesaba katamadım...

    önemli bir nokta daha: biz sözlük yazarları gelirlerin kaynağı olan sözlüğü oluşturan entrylerin sahibi olduğumuz halde kendimizde böyle bir hak görmüyorsak size ancak taş yemek düşer...
hesabın var mı? giriş yap