• süleyman telefonu açacağına işteki sekreterinin sütyeni ile uğraşıyordu nitekim.
  • burun kanamaları her geçen gün artıyordu, ertesi gün bir doktora gitti. beyin tümörü olduğu anlaşıldı. 3 ay ömrü kalmıştı.
  • süleyman sütyeni açmaktan vazgeçti. birden oturduğu yerden kalktı ve başını ellerinin arasına alıp yüksek sesle haykırdı; "nasıl yaparım!!"

    sekreter ne olduğunu sordu hemen..

    süleyman kısık ve acı bir ses tonu ile; - bugün otobüse binerken oyalanmışım biraz aktarma yapamadım, normal bastı yine!" dedi..

    odada derin bir sessizlik oldu..
  • sessizliğin içinden bir fısıltı işini yarım bırakmamasını söylüyordu. ve karar vermişti, sütyen çıkacaktı!
  • bağıranın ragıp olduğunu düşündü ama değildi, bağıran hilmiydi.
  • lisede ki sınıf arkadaşı aklına geldi. doğru ya hilmiydi o. hani kardeşine yazılmıştı bir aralar ama hilmi'nin korkusundan olsa gerek pek yanaşamamıştı.
  • lise yıllarında da pek bir meraklıydı böyle çapkınlıklara, sütyen çıkartmanın artık onun için bir çocuk oyuncağı olduğunu düşündü.
  • sutyen kullanmayan memeli hayvanlar hayal ederdi hep; ama yoktu öyle şeyler..

    tanıştığı herkes sütyenliydi süleymanın..
  • "nası insanları tanıyorum ben" diye düşündü birden. kendinden iğrendi, sutyenden iğrendi, hilmiden daha çok iğrendi.
  • çünkü hilmi ona sütyen açma tekniklerini göstermişti o yıllarda. tabi ki her teknolojii gibi sütyen teknolojisi de gün geçtikçe kendini yenilemiş ve içinden çıkılmaz bir hal almıştı. 3 lüü kancalar, çapraz bağlar, silikon esnemeler ona göre değildi. biraz zaman ve emek harcaması gerekliydi yeni sütyen teknolojisini çözebilmesi için.

    derken ayşenur'un telefonunu açtı ve...
hesabın var mı? giriş yap