• tanım: avrupada bolca tüketilen et türü.

    nerden baksan 4 yıldır bu başlığı takip ederim, öyle düzenli takip etmem denk geldikçe bakarım. sözlükte bir grup var, belli bir dönem gelip bu eti övmeye başlıyor. işte şöyle lezzetli böyle güzel. sonra bu eti övme şenliklerine katılan arkadaşların bir derdi olduğunu anladım. ucuz edebiyat peşinde koşan, kendini elit gören ve farklı fikirlere tahammülü olmayan tipler.
    benim görüşüme gelirsek, bu eti isteyen yer istemeyen yemez. kimin yediği yemediği umrumda değil. misal ben asla yemem ama gelip de yiyenlere sövmem. ama sen gelip yemeyenlere ağza alınmayacak hakaretler edersen sana orda dur derim. bir grup caninin yaptığı katliamı gelip tüm müslümanlara yıkacaksın sonra bu eti yemediklerini söyleyeceksin, zavallısın kardeşim. böyle ucuz provokasyonlarla bir yere varamamakla beraber beyin fonksiyonlarının çalışmadığını ispat ediyorsun.
  • alkol alınımının tavan olduğu, günahın envayi çeşidinin işlendiği güzel ülkemde bir tek birlik halinde dışlanmış günahtır. neden olduğunu anlamam. kimseye neden yemiyorsun demem de, diğer günahlar dert değil bir bu mu dert derim. adama bakıyorsun; alkol var, zina desen gırla, yalan söyler, ticarette harama el uzatır.... liste uzar gider. söz konusu domuz eti olduğunda bütün bu adamlar ağız birliği eder. günah! e diğerleri ne? bu kadarı bana iki yüzlülük gelir.
    büdüt:yanlış anlayanlara, i levye domuz eti!
  • hahahaha ulan bunu yiyerek siyasal islamdan intikam aldigini dusunen ergen var.

    yagli bir ettir.
  • türkiye'de dağıtımı yapılmaya başlandığı takdirde, milletce hiç çekinmeden yiyeceğimiz et türü. sebebi basit, türkiye'deki islam anlayışı , para için dinin yasakladığı şeylerin yapılmasını makbul gören bir seviyeye geriledi. ucuz olması sebebi ile diyanet bile fetva verebilir, "helal etin çok pahalı olduğu yerde domuz etinin hükmü kalkar" diye. israfı, lüksü, yalanı, hırsızlığı, dolandırıcılğı haram kabul etmeyen diyanet burada da bir esneklik yapar artık.
  • yag orani fazla olsa da lezzetiyle bas döndüren et cesidi... yurtdisinda ucuz, memlekette pahali... bedava olsun, denemek isteyen herkes denesin!

    edit: ne ilgisi varsa 2007 secimlerinden sonra yeniden dikkat çekip muhtemelen yeniden tekrar tekrar kötülenmis bir entarim bu. yillardir tek basina zamaninin ötesindeki listemi cengaverce savundu durdu. hiç silmeyi düsünmedim. bir gün birilerinin bu yazinin kimseye zorla domuz eti yedirme amaci gütmedigini anlayacagini umdugumdan... bu ülkede insanin sevdigi seylere karsi hissettiklerini özgürce ifade edebilecegine olan inancimdan... hayir, sana giren çikan ne, onu da anlamis degilim ki. kötüle, hepsini kötüle, benim için bir sey degismez. inanir misin, ne senin, ne de benim hayatima en ufak bir yansimasi olmaz. evet, hic silmeyi düsünmedim cünkü her seyden once bu yazi benim için özgürlük diye haykiran bazilarinin ikiyüzlü sahtekarliginin sembolü... yoksa pastirmayi daha cok severim.
  • günah olduğunu bile bile içkisini içen, nikahsız sevişen, israf yapan bazı müslamanların bırakın yemeyi konusu bile geçince acayip mümin kesildiği et türü.
  • domuz, kanatlı hayvanlarda da olduğu gibi çok yavrulaması ve çabuk büyümesi itibarıyla kırmızı et yetiştiriciliğinde tercih edilen bir hayvan türüdür. (bkz: omnivor)dur, yani hem hayvansal kökenli besin maddeleriyle hem de tahılla beslenebilir.

    domuz, otçul (bkz: herbivor) beslenme doğasına sahip 4 mideli sığır türüne karşın tek midelidir ve bu mide sığırın dördüncü midesine ya da bizim de sahip olduğumuz mideyle eşdeğerdir. protein, yağ ve karbonhidrat sindirimi mide ve ince bağırsakta gerçekleşir.

    kendi enzimleriyle sindiremediği selüloz gibi karbonhidratları, sığırların ilk midesinde gerçekleşene benzer şekilde, kalın barsağında bulunan bakterilerin parçalamasıyla sindirir. bu da domuzu etçillikten çıkarıp hem etçil, hem de otçul yapar.

    günümüz modern domuz yetiştiriciliğinde ise mutfak atığı, çöp, leş gibi şeyler besin maddesi olarak kullanılmamaktadır. gerek besi, gerekse damızlık domuz yetiştiriciliğinde kullanılan bitki türleri ise ağırlıklı olarak buğday ve arpa gibi tahıllar, yanısıra da ağırlıklı olarak mısırdır.

    salmonelloz, bruselloz, leprospiroz, influenza gibi hayvandan insana geçen (bkz: zoonoz) hastalıklar açısından rezervuar niteliği taşıyabilir. yukarıda sayılan hastalıkların sığır ve kanatlılar açısından da zoonoz oldukları unutulmamalıdır.

    tehlikeli addedilebilecek paraziter hastalıklar ise kas seven trichinellose ve domuzun barsak paraziti olan taenia solium'un (bkz: sistiserk) diye isimlenen ara formu olan ve beyne yerleştiğinde tehlike arz eden etkenlerden ileri gelir.

    benzer paraziter hastalıkların diğer hayvan türlerinden de bulaşabileceği unutulmamalıdır. (bkz: taenia saginata)

    bunun kontrolü ise modern hayvan yetişticiliğinde çok kolaydır. biyo-güvenliğin yasal olarak uygulanması istenen ve kontrollerle bunun gerçekleştirilmesini sağlayan almanya gibi ülkelerde birçok hastalığın bulaşımının önüne geçilmesi, bir başka deyişle bulaşma ihtimalinin eser miktara düşürülmesi mümkün. bu çiftliklerde uygulanan temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerinin yanısıra düzenli antiparaziter ilaç tedavileriyle, yukarıda adları geçen hastalıkların görülme olasılıkları yok denecek seviyeye inmiş durumdadır.

    salmonelloz ise almanya'da 2007 yılında çıkarılan yönetmelikle kontrol altına alınmıştır.

    bu başlık altında, domuz etini kötülemek adına bir takım çiftliklerde kaydedilmiş görseller, kural tanımaz çiftçilerin sığır, kanatlı ve başka hayvan türlerinin bakıldığı çiftliklerinde de görmek mümkün. iş, bu görsellerle domuz etini kötülemekte değil. bu görsellerin ortaya çıkmaması için işini iyi yapmayanları cezalandırmak, tekrarında ise çiftliğini kapatmaktan geçer.

    şahsen ben, domuz tıbbı (bkz: schweinemedizin) alanında sahada olan bir veteriner hekim olarak almanya gibi bir ülkede ne domuz eti, ne de başka bir hayvanın etinin tüketimi konusunda bir beyis görüyorum.

    bilakis bu şartların sağlanamadığı, domuz etinin tüketilmediği türkiye gibi ülkelerde insanlarda görülen örneğin tüberküloz vakalarının yoğunluğu, bana sorunun domuz etinden başka bir yerde aranması gerektiğini gösteriyor.

    sözün özüne gelecek olursak, dini sebeplerle domuz yemeyenlere sonsuz saygı gösterilmesi koşuluyla bu şartlarda yetişmiş domuz etinin tüketimi, insana güvenilir bir protein kaynağı sunmuş olacaktır. yağ oranı yüksek karın gibi bölgeler yerine düşük yağ oranlı sırt ve boyun eti tüketimiyle protein diyeti yapmak dahi mümkün. *

    bu vesileyle de belirtmek isterim ki, domuz eti tüketiminin dinen yasaklanmasını aklamak için ortaya atılan saldırgan argümanlar tamamen deli saçması safsatalardan ibarettir.

    eyorlaman bu gadar.
  • aylık geleneksel ekşi sözlük ergenliğe giriş şenlikleri domuz eti münazarası programı:

    00:00 - 00:30 -- istiklal savaşı şehitlerimiz için bir dakikalık saygı duruşu ve açılış konuşmaları --

    00:30 - 01:30 -- 1. oturum --

    a grubu....................................b grubu
    domuz eti çok ucuz..................domuz kendi bokunu yiyor
    bacon çok güzel.......................domuz eti haram

    01:30 - 02:00 -- yemek ve ihtiyaç molası --

    02:00 - 03:30 -- 2. oturum --

    a grubu..................................................................b grubu
    onlar 1500 sene öncede kalmış.............................domuz yiyip, marjinal olmaya çalışanlar
    alkol-zina yapınca iyi, domuza gelince oovv...........allah emretmiş birader
    kokoreç yiyor, domuz bok yiyor diyor.....................kokuyor, tadı da kötü

    04:00 -- istiklal marşı ve kapanış --

    gelecek ay yine aynı başlıkta görüşmek üzere
  • neredeyse uc aydir her gun, domuz eti pisirilen bir yerde calisiyorum. bacon'indan chop'una, rib'ine steak'ine kadar her turlu urun her gun pisiriliyor. ama nedense bir kere bile kotu koktuguna sahit olmadim. size domuz eti diye ne pisiriyorlar anlamiyorum ki.
    en lezzetlisi bacon'dir. ilk ondan baslamaniz tavsiye olunur. kaburga ve pirzola oldukca lezzetlidir. tabii yapilis sekline gore de degisir bu. biftek ve sosis icin bir sey diyemeyecegim. acikcasi oyle asiri guzel sayilmazlar.
    bacon'i param varsa alip yerim. ama digerleri danadan veya kuzudan pahaliysa para vermem. ki ecnebiler de dana etini tercih ediyorlar paralari varsa. kimse dana varken gidip domuz alayim demiyor. ama tavuk yerine her daim tercih sebebidir.
    bu kadar tabu olacak bir farkliligi da yok domuzun. kuzu-dana arasindaki farktan daha az danayla farki.
    genelde medium-well ve uzerinde siparis edilir. insanlar genelde kanli olarak yalnizca dana ve kuzu yerler. tavuga da kanliyken tahammul edilmez. ama domuz da ayni sekilde ortanin uzerinde pismis istenir.
    yagli midir? yerine gore degisir. ornegin bir dilim bacon'in yarisi beyazdir. ama cok lezzetlidir kahrolasi. iki tane pisirince tavanin yarisi yag olur o ayri.
    velhasil eloglu domuzu ucuz olusundan da faydalanarak oldukca fazla tuketiyor. hicbiri de domuz yiyor diye olmuyor. bunu bu kadar buyutmenin anlami yok. koktugu falan da yok.
    buna kokuyor diyen adam iskembeyi nasil yiyor o da ayri bir merak konusu. ulan evde bir iskembe pisiyor uc gun eve girilmiyor. gelmissin bir de "ay domuz kokuyor yaa" diyorsun. bsg lutfen.
  • (#124528892)

    bu entry'de bahsedilenler neredeyse tamamen yanlış. islam ve hristiyan teolojisini iyi bilirim.

    1-hristiyanlığın ilk yayıldığı yer neresidir? anadolu. yayan kim?
    st.paul yani bizim tarsuslu paul. (bkz: tarsus'taki esrarengiz kazı)

    2-st.paul hakkındaki kaynaklarda da sıkça geçer, paul zenginle zengin, fakirle fakir, yahudiyle yahudi olur. (aslen yahudidir zaten) putperestle putperest olur. isa'nın öğretisini yaymak için elinden geldiği her şekle girer ki bugünkü misyonerlik faaliyetleri de aynı şekildedir. zaten bu düstur hem isa'nın öğretisinden hem de 'selefleri'nin imanı yayış şeklinden gelir.

    anadolu halkı oldum olası fakirdir. o dönemde etnik açıdan rumlarla dolu anadolu'da domuz eti çok tüketilir. domuz dediğimiz hayvanın birçok çeşidi vardır. hemen hemen her iklim ve coğrafyada domuz olabilir ama detaylı bilmediğim için bilirmiş gibi de yazmayacağım ama teoloji bildiğim konu. hıristiyanlık islam gibi değildir, tamamen tarih süreçle oturmuştur. gerçi islam da öyledir ama onun ki 23 yılda (hatta bence 21) olup bitmiştir.

    ama isevilik nasıra'da isa'nın doğumuyla başlar 3.yy kadıköy konsüllerine kadar anca oturur.

    paul fakir halkın domuz yemeyi bırakmayacağını bildiğinden bu konuyu hasır altı eder. zaten isa'nın öğretisi kendisini yayabilmek için belirli tavizleri vermeye yönelik bir öğreti ve esneklik taşır. islam, yahudilik ve hıristiyanlık bağlamında sağlam farklılığın ortaya çıktığı yerlerden biri de budur ama çok uzun bir konu.

    yeni ahitle gelen daha esnek yapıyı st.paul daha da esnetir. çünkü önemli olan isa'nın sözünü yaymak ve insanları tanrının krallığına davet edip kurtarmaktır. ayrıca isevi tanrı günahkarı da sever. bu aynı zamanda iseviliğin en güçlü yanlarından biridir bence.

    yani anadolu'da domuz tüketilir hatta çokça tüketilir, bunu yenemeyeceğini bilen paul öğretiyi değiştirir. zaten yazılı bir kitap ve emirler de tam olarak yoktur. incil bir kutsal kitap ve vahiy değil. vahinin kendisi olan isa'yı anlatan pasajlardır. (bizde hadis kitapları bu sınıftadır.) yeni ahit denilen şey isa hakkında yazılmış olanların çıkarımı gibidir.

    anadolu'da günümüzde de çok domuz çiftliği vardır.

    (moldova'da bereket marka türk ürünü domuz-beef karışımı köfte gördüğümde dumur olmuştum.) --burayla alakalı çok soru geldi. bereket bizim bildiğimiz bereket değil, tamamen farklı bir logo ve renklere sahip bir marka. üretim yeri de kocaeli civarıydı diye hatırlıyorum. ekim'de tekrar gideceğim nr.1 markette bulursam tekrar fotosunu çekeceğim.

    günümüzde ülkemizde sağlam domuz üretimi yapılır iç pazara satılmaz ama deri ürünlerimizin geneli domuz derisinden yapılır ki desa marka deri ceketim domuz derisi.

    domuz islamın gelişiyle anadolu'yu terk etmiştir. genel olarak ibrahimi dinlerde domuzun yasak olmasının nedeni kurdeşen hastalığıdır o dönemlerde domuz nedeniyle yayılabilen bir hastalık olmuştur. (en azından teoriler bu yöndedir.)

    yüksek yağlı oranıyla pek sağlıklı bir et değildir. tabi diğer etlerin de ne kadar sağlıklı olduğu tartışma konusu. damak tadınıza bağlı olarak değişmekle beraber lezzetlidir.

    edits: hristiyanlıkta kafa olmak için içmek de haramdır. müslümanlar gibi içide 1,5 vol alkol olan bir şeyi vooow haram diye kaçmazlar.

    bir bira'dan veya bir kadeh şaraptan kafa olmayacaklarını bildikleri için islamdaki gibi 'çoğu haram olanın azı da haram'dır içtihadı yoktur. zaten bu durum islamda içtihadı bir meseledir. alkol'ün keşfiyle daha da perçinlenmiştir. 'hamr' denilen hurma şarabı ve aklı örtenler anlamına gelen şeyler yasaktır yani aklı örtmek yasaktır. biraz gazali etkisiyle ki 'yanılmıyorsam'

    'çoğu haram olanın azı da haram'dır içtihadı alkol konusunu biraz daha tabulaştırmıştır. yoksa bugün içinde 0,5 alkol bulunan bir içecekten kaçan dindar müslümanlar 10.yy'da yaşasalardı içinde %1-2 hatta %4,5 alkol bulunan bir şeyler kesin içmişlerdir de haberleri yoktur. alkol keşfedilince haram daha da derinleşti ve öcü oldu. iyi de oldu. yoksa bu topraklar daha leş olurdu.

    ayrıca saykoaktif bir keyif vericiyle (alkol, thc, kokain vb.) yeme-içme ile alakalı bir yasak bir tutulamaz. ikisinden alınan hazlar ve bağımlılık birbirinden çok farklı motivasyonlar oluşturur. arap ülkerinin favori uyuşturucusu kokain ve captagondur. yemen'e inin gat yaprağıdır. çoğu kuzey afrika (mağrip) ülkesinde esrar serbesttir. sokaklarda esrar içen bir sürü müslüman gezer. yasa dışı da değildir. en azından uygulamada bir problem olarak görülmüyor. (yasa dışı mı değil mi tam emin değilim.)

    fakat domuzun esamesi okunmazken bu ülkelerde bu uyuşturucular sağlam tüketilir.

    kafa yapanla doyuranı aynı yere koymamanız gerekir. ben domuz sevsem ama bulamayıp yemezsem başka sevdiğim bir yemeğe yönelirim ama sarhoş olmak istersem onu ikame edeceğim farklı bir madde bulamam ki esrar, kokain ve alkol gibi 'saykoaktifler' birbirlerinin yerini tutmazlar. alkol sevmeyen birisi esrarı çok sevebilir. kitleleri bağımlı yapabilen kokaini bazıları hiç sevmeyebilir gibi... ki kokain, alkol ve esrar örneğini gerçek hayattan karşılaştığım şeylerden verdim...
hesabın var mı? giriş yap