• ezginin günlüğü tarafından el değmeden şişelenmiş "organik umut"..

    nasıl izah edilir blimiyorum.. ama başka bir şekilde anlatabileceğimi sanmıyorum saf umut yüklü bu şarkıyı.. içinde ne ikiyüzlülük, ne tamahkarlık, ne şehvet, ne bencillik, ne riya....

    gizli veye aşikar negatif potansiyeli barındıran hiçbir şey yok..

    gerçek olamayacak kadar saf..
    gerçek olamayacak kadar katıksız ve orijinal..

    ama aynı zamanda gerçek olması umulan ve bu "umuş" için harcanan ömürle gurur duyulan..
  • hep hayalimdi düğünümde delice zeytin çalsın bende hayatımın aşkıyla bu şarkıyla dans ederek gireyim dünya evine. çünkü bir tek bu şarkı birbirini gerçekten seven bi çiftin şarkısı olabilirdi ve böyle bi şarkıyı anca birbirini çook seven bi gelin damat eşlik edebilirdi. kısmet değilmiş diyelim ne yapalım. dansını edemedik tekrar tekrar dinleyelim o zaman...
  • asilanmamış* zeytin agacina kisaca delice denir. zeytin agacinin piç lerinden elde edilir, belli bir boya geldiğinde aşılanır.
  • bu sarkiyi her dinledigimde gozlerimin onunde bir kiz beliriyor. daha 15 yasinda. biri var onun icin. onu tum yuregiyle seviyor. onunla hic konusmamis belki ama, cok seviyor. sevmesi icin askin kendisi disinda hicbir nedene gereksinim duymamis ki. onu oyle cok seviyor ki her gordugunde o yuregi gogsunden firlayacakmis gibi hissediyor. onu birazcik gorebilmek icin her ders arasinda koskoca okul bahcesinde arkadaslarini bir asagi bir yukari surukluyor ama, asik oldugunu daha arkadaslarina bile soyleyememis. hep birlikte bir asagi bir yukari dolanirlarken "yine delirdi bu kiz" diye gulusup takiliyorlar ona. hicbir seyden haberleri yok. gercekten yok. gozleri bahcede bir suret ariyor. zil caldi calacak. gidip onunla konusacagindan da degil ama, bir an gormek bile yetiyor butun bir gununu aydinlatmaya. hem kendisine bile soylemekten cekinirken bir baskasina, ona nasil soylesin onu bu kadar sevdigini? okula gokyuzunu izleyerek kosar adimlarla geldigi her gun, arkasina baka baka, boynu biraz bukulmus eve giderken buluyor kendisini.

    sonra ne oldu? hic. hicbir sey. o 15 yasindaki kiz, karsiliksizca ve ondan habersizce, askin omrunun yettigince sevdi onu. cok agladigi gunler de oldu, icinin yasama sevinci doldugu gunler de. geriye aski ogrenmis bir kiz kaldi. o gunlere, tum o duygulara ve o cocuga yalnizca minnettar.

    simdi o cocuk nerede ne yapar bilmem. kizi biliyorum ama. karsimda durmus bana ictenlikle gulumsuyor. ben de ona ictenlikle gulumsuyorum. saclarina cicekler takiyorum onun. ellerinden tutuyorum. birlikte o gunleri animsiyoruz. icimiz sevinc ve umutla doluyor.

    "elbet sen de guzel olacaksin kucugum,
    ask guzel ediyor her seyi." .
  • ezginin günlüğü'nün dinlemesi tiryakilik yaratan bi parçası..
  • bu şarkıyı sevmemek için zeytinden iğreniyor olmanız gerekir. başka türlü sevilmeme olasılığı yok. çok falza bilinmemesi de güzelliğine güzellik katıyor herhalde..

    tek kelimeyle mükemmel. 1000 kere dinlesen yine sıkmaz. içip söylenmesi de ayrı bir zevktir. " daha ne kadar övebilirimi " bulamadığım için entry'mi burada bitirirken, yapımda emeği geçen herkese teşekkür eder, başka bir güzel şarkıda buluşmayı dilerim.

    bir benzeri için: (bkz: yan kalbim)
  • "elbet sen de güzel olacaksın küçüğüm, aşk güzel ediyor her şeyi"

    öyle bir gözle görür ki seven insan sevdiğini, bir ağacın pütürlü kahverengi dallarını nasıl örterse yeşil yapraklar işte öyle örter tüm kusurları bu sevgi. bu şarkı da öyle hissettiriyor insana. tüm pütürlü koyu renkler kapanıyor ve bahar geliyor insanın gönlüne.
  • nasıl da geç keşfettim. kaç yıldır eksik etek kalmışım. hem de bir ezginin günlüğü şarkısından. hele ki yaşanan anı daha da güzelleştiren bir şaheserden.

    aşık değilsen de hayatında güzel şeyler olacağına dair umutlu olduğun zamanın parçası.
  • ilerde ege'nin bir sahil kasabasında açacağım meyhanemin ismi.

    (bkz: beyaz yakalıların emeklilik hayalleri)
  • insanı datça'nın dağlarına keçili koylarına götüren şarkı.
hesabın var mı? giriş yap