• carlos saura'nin zamanin cocuk yildizi ana torrent'i oynattigi filmi..

    --- spoiler ---

    bu filmde cocugun pikaba plagi koyup, porque te vas isimli nadide eseri dinledigi anlarda yuregim parcalaniyor. dusunsenize anne babanizi kaybetmissiniz, teyze diktasi altindasiniz, cocuksunuz ve 2 kardesiniz var.. ve siz diger o iki kardesinizle en yakinlastiginiz ana bu sarki vasitasiyla haiz oluyorsunuz.. sonra bir de yine basroldeki cocugun plagi pikaba koyup, yalniz basina mevzu bahis sarkiyi dinledigi bir sahne daha var.. orada dinlerken sarkiya eslik ediyor cocuk, sonra donup kameraya bakiyor.. beni cok etkiledi bu film, daha dogrusu bu sahneler..

    --- spoiler ---
  • düz mantıkta elbet emare bulunamaz ama sembolik bir film midir? diktatör franco, 76da ölüyor: filmde küçük ana'nın sevmediği-yeni nesiller-, eşini-yani ülkeyi- tüketmiş general baba karakteri tesadüf ki o yıl ölüyor. küçükse onu hiç sevmiyor haliyle, merhamet de göster(e)miyor. sonra tatil bitiyor, artık kendi ayaklarıyla yürümesi gereken 'çocuklar' okula gidiyor... besbelli. üstelik o yılın hiti şahane porque te vas da var, dönem filmi olmaması için bi gerekçe de yok.

    biraz neo-realismo, biraz bergman.. ana torrent'in(soyadıyla geyik yapana gördüğüm yerde büyük dayak var!) çocuk oyuncu performansı kahraman kıral düzeyinde, gerçekten kral! hem de görünen o ki almodovar da bu filmden tırtıklamış biraz, haberimiz yok(muş).
  • carlos saura'nın 1976 tarihli filmi. başrollerde geraldine chaplin, ana torrent var. "besle kargayı oysun gözünü" anlamında bir ispanyolca atasözünden alıyor ismini.
  • 1976 cannes film festivali jüri büyük ödülü,
    1977 fransız sinema eleştirmenleri sendikası en iyi yabancı film ödülü almış film.
  • hepimizin çoğu zaman klişe olarak sığındığı çocukluk masumiyetini sorgulatan filmdir. ki doğrudur da çoğumuz çocukluk dönemini çoğunlukla mutlu/masum/iyi/eğlenceli veya o hallerimizi bu sıfatlarla hatırlarız. ama gerçekçi olmaktan ziyade uzak geçmişin pozitif hatırlamasından fazlası değil gibi bu durum. hatta çocuklukta yaşadığımız travmalar bugünkü arıza taraflarımızı oluşturuyor ama nedense biz çocukken hep "iyi" hatırlamaya meyilliyiz bir şeyleri.

    bir de tabi 70'lerin porque te vas vardır bu filmde. güzel bir terk edilme şarkısıdır.

    filmi izlemek isteyenlere de link verelim.
  • raise ravens.
    yönetmen carlos suara'nın en önemli filmlerden olan "besle kargayı", franco rejiminin çöküş dönemindeki ispanya'yı, orta sınıftan bir ailenin öyküsünü cesur bir dille anlatarak ortaya koyar. 76 cannes film festivali jüri büyük ödülünü de kazanan film tarihsel göndermeler yapmayı da ihmal etmez.
  • ana torrent'in sinema tarihinin muhtemelen en küçük femme fatalini oynadığı filmdir.
  • bu filmi (ve turdesi olan victor erice- le sur) kisa bir zaman once seyrettim, elbette fasizm elestirisi, ispanyol ic savasinin etkileri, aile yapisinin cokmesi, bati, modernlesme birsuru mesaj var. ama benim ise en cok hosuma giden buyulu bir yapinin naif bicimde cocuk gozuyle anlatilmasi, neyin dogru/neyin yanlis oldugunu anlayamamiz ve aslinda gercekligin olmadigina dair. belki bu buyulu yapi son donem ispanyol buyulu sinemasina etkili bile olmus olabilir (pans labyrinth).
  • hani sinema şöleni denir ya. öyle bir şölendi benim için.

    şu sahne özellikle kalbimi kaç farklı yerinden delik deşik etmiş. ana torentin muhteşem çocuk oyunculuğu, aslında çocukluğun her zaman iyi güzel hatırlanmasının ne kadar saçma olduğunu tokat gibi çarpıyor yüzümüze. ayrıca aynı mekanda zamanda bir ileri bir geri geçişler muhteşem. çok dokundu bana.
  • iki binli yılların arthouse sinemasının yaygın olarak benimsenen estetik anlayışını henüz yetmişlerin ortalarında yakalamış, dönemin ispanyasının politik eleştirisini semboller üzerinden mükemmel bir biçimde yapmış, düzgün senaryosu, düzgün oyunculukları, düzgün işçilikleri olan düzgün bir film.

    --- spoiler ---

    özellikle filmin finalinde çocukların dış ortamdan izole malikanelerinden çıkıp dev reklam panoları altında yürüyerek okula gittikleri sahne uzun yılların diktatörlüğünü atlatıp dünyayla yeniden entegre olan dönemin ispanyasının kuvvetli bir sembolizasyonuydu, film tam da bu sahnede bitseydi daha etkileyici bir final olurdu kanısındayım.
    --- spoiler ---

    yeni akımlar,yeni estetik anlayışlar,yeni perspektifler zaman içinde parça parça oluşuyorlar,belirli bir yönüyle sinema tarihinde kırılma yaratan filmlerin etkisiyle sinema zaman içinde yavaş yavaş dönüşüp değişiyor.ne var ki avangart filmlerin yanı sıra her şeyi yerli yerinde yapan, senaristlerin tabiriyle "düzgün çalışan", derli toplu filmlere de ihtiyaç var.bu film tam da böyle bir film;başı-sonu,amacı belli.film kendini iyi ifade ediyor,teknik anlamda da doyurucu ve filmin sonunda dört başı mamur bir hikaye izlediğinizden emin oluyorsunuz.yanlış hatırlamıyorsam atilla dorsay'ın şöyle bir tespiti vardı: yurttaş kane gibi filmler bazı şeyleri ilk defa yaptıkları için,casablanca gibi filmler ise o zamana kadar yapılanın en iyisini yaptıkları için önemlidirler.bu film de sanıyorum casablancagiller ailesinden birazcık.ha biri, ha öbürü, neticede bütün iyi filmler gibi hepsi evladımızdır, hepsini sevip sayıp bağrımıza basarız. viva la cinema!
hesabın var mı? giriş yap