• bir bölümde, almanlarin bir köprüyü patlatmasini engelleme görevimiz vardir... birbirini gözetleyen dört tane bombaci* vardir, birine bişey olsa diğer üçü köprüyü uçuracaklardir... biz de sadece üç adamla bu bölümü binbir zahmet geçeriz... bir ya da iki sonraki bölümdeki amacimiz o köprüyü patlatmaktir... o anda küfretmeyen bizden değildir...
  • nedense yıllar sonra bu oyunla ilgili birkaç taktik geldi aklıma, onlar da bulunsun burda.

    hayç! çık çık* taktiği
    ------------------------------------------------------------
    bu taktiğin uygulanışı oldukça basittir. oyundaki almanlardan bazıları bizi gördükleri zaman ateş etmiyor. hayç diye bağırıp, çık çık efektiyle beraber silahını bizim komandolara doğrultuyor, bizim komando kımıldamadığı sürece de mal mal bizi izlemekle yetiniyor. ama bu taktiği esas güzel yapan, diğer almanların herhangi bir arkadaşları mal mal bakarken, "lan neye bakıyo bizim sarı? karı mı var ne var?" diyerek olay yerine koşmaları. geldikleri zaman onlar da "hayç çık çık" der onlar izlemeye başlar. olayla alakası olan tüm almanlar, bizim komandoya bakmaya gelince, önceden arkalara sakladığımız bir komando (spy veya green beret, abartırsak sapper bile olabilir) en arkadan başlayarak tüm sabit duran almanları öldürür ve görev tamamlanmış olur.

    bu taktiğin en iyi uygulanabileceği yer, afrika da geçen, hapishanedeki bir tutukluyu kurtardığımız bölümdedir. ben diyim 15 sen de 25, o kadar düşman hiç kasmadan öldürülebilir.

    kalk/yat taktiği
    ------------------------------------------------------------
    bu taktiği uygulmaktaki amacımız tek bir düşmanı veya az sayıdaki düşmanı, onları öldürebileceğimiz uygun alanlara çekmektir. efendim şimdi bu oyunda askerlerin görüş alanı açık yeşil ve koyu yeşil alanlarla ifade edilir. koyu yeşil alanlarda düşman bizi sürünürken göremez, açık yeşil alanda her türlü görür.

    bu bilgilerin ışığında devam edelim. komandomuz sürünerek düşmanın koyu yeşil alanına girer. ayağa kalkar, yatar ve sote bir yere gider. düşman anlık olarak bizi görür ve gördüğü yere koşmaya başlar. bu sırada biz de sote yerde avın kafese girmesini bekleyiriz. ister düşman geri dönerken bıçaklarız, ister koşarken arkasından yetişip bıçaklarız, ister yoluna ayı kapanı kurarız. artık canımız nasıl isterse. aferim bize.

    gömülme taktiği
    ------------------------------------------------------------
    kalk/yat taktiğinin bir versiyonu. bunda da düşmanların görüş açısından faydalanıyoruz. komandolar karda veya çamurda yürürken iz bırakıyorlar. bu izler, önce silik oluyor daha sonra kayboluyor. düşman koyu yeşil görüş bölgesindeki silik izleri göremiyor.

    bu taktiği uygulamak için yapılması gereken düşman devriye halindeyken veya bizim gömüleceğimiz yeri göremiyorken gömülmek, ayak izlerimize bakmaya gelip gittikten sonra da gömüldüğümüz yerden çıkıp bıçağı boynuna ekleyivermek. bu kadar basit.

    decoy
    ------------------------------------------------------------
    söylenecek pek fazla birşey yok aslında. decoy u uygun yere koyarız. onun önüne de ister ayı kapanı kurarız öldürürüz, ister birşey koymayız almanlar başına toplandıktan sonra öldürürüz.

    birkaç tane de ileri seviye taktik olsun hadi. üzgünüm bunların adı yok.

    commandos beyond the call of dutyde uygulamanın mümkün olduğu bir taktik vardı. örneğin, bir düşmana decoy sesini duyurabilmeniz mümkün değil, adam uzakta. kalk/yat taktiğini de uygulayamıyorsunuz, arkasına kaçabileceğiniz sote bir yer yok. hatta abartalım iyice, saçma sapan bir yere bakıyor olsun bu adam. decoy uygun yere yerleştirilir. daha sonra düşmanın bakarsa sigarayı görebileceği, almaya gelirse decoy u duyabileceği bir yere sigara atılır. son adımda da taş atarak düşmanın bakması sağlanır. hop, düşman koştu geldi, anlamsız anlamsız decoyu izliyor. bravo.

    oyunda devriye öldürmenin yolları da var elbette. lakin bunlar hep ileri seviye taktiklere giriyor. çok uğraştırıyor. kısacası ben adam gibi oynayıp devriyelerden kaçarak kurtulmayı, gizliliği tavsiye ederim. neyse, işte o taktikler.

    oyunda alarm çaldığı zaman nazi bayraklı binalardan devriyeler çıkar, haritanın belli bir bölgesinde gezinmeye başlarlar. bu devriyeledeki askerlerin tamamı öldüğü zaman klubeden yeni bir devriye çıkar, eskisinin yerini alır. bildiğim kadarıyla son turdaki klube hariç -ki kendisi klube değil kaleydi- oyundaki tüm klubelerin de belli bir kapasitesi var. yani bir klubeden çıkabilecek toplam devriye sayısı belli.

    örneğin, bir sebepten o turda alarmı çaldırmak istedik, klubelerden devriyeler çıktı, geziniyorlar ortada. deliysek, akıl fikir kalmadıysa, zamanımız bolsa ve devriyelerin gezdiği yollar da uygunsa, ayı kapanını devriyelerin geçtiği yollar üzerine kurarız. düşmanlar öldükçe, bir koşu gidip, tuzağı tekrar kurarız. böyle böyle bi tabur almanı öldürmüş oluruz.

    devriye öldürmenin daha ekstrem bir yolu da şöyledir. ancak bu taktik sadece 3 kişilik, arka arkaya karınca gibi dizilmiş devriyelere uygulanabilmektedir. hatta emin değilim, şu anda bir taktiği değil bir teoriyi de paylaşıyor olabilirim. taktiğe geçersek, öncelikle devriyenin yolu üzerine bir adet ayı kapanı konulur. green beret la en arkadaki adama bıçaklanmak için koşulmaya başlanır. daha sonra sniper seçilir, uygun zamanda ortadaki adama ateş edilir. eğer zamanlamayı tutturabilirsek, tam en öndeki subay kapana bastığı anda green beret arkadaki adamı öldürmüş olacak, sniper da ortadaki adamı halletmiş olacak. tebrikler. alarm çalmadı, bir şey olmadı. minimum yarım saati yer bu aktivite.

    bazı turlara özgü taktikler de var. silahı çekip bi köşeye saklanıp geleni vurmayı tavsiye etmesem de, afrika'da geçen bir bölümde, alarm çaldığı zaman, cümle alman karınca gibi sıralanıp arka arkaya geliyordu. eh o bölümde duvar arkasına saklanıp geleni vurmak caizdir herhalde.

    not: bu taktikler uygulanırken, hedefimiz olan düşman tipini de bilmek gerekir. örneğin, bazı düşmanlar bizi gördüğü anda hayç çık çık yapmaz, bazıları yapar ama yere yattığımız anda ateş eder alarmı çaldırır. bazıları decoy sesine gelmez vs.
  • oyunun en sevimli yanlarından biri alman askerlerinin diyaloglarıydı gerçekten..salak salak dolaşan bi nöbetçi sizin öldürüp de saklamayı unuttuğunuz bi arkadaşını görünce "arkadaşlar arkadaşlar!?!" diye bağırıp cesedin yanına koşarak çağırır diğer nöbetçileri..herkes başına toplanıp bi de "allaım allaım" nidaları atmaya başlamazlar mı, bin pişman olursunuz o hüznü, o takım ruhunu, o sevgiyi görünce, öldürürdüğünüze öldüreceğinize elemanları...
  • seneyi hatırlamıyorum ama oyun yeni çıkmıştı ben hipnoz olmuş bir biçimde oynar, ölür dururdum. sonra eve gelen misafir çocuğu bana sihirli sözcükleri fısıldamıştı 'gonzo opera 1982' her bölümü açar hayran hayran bakardım binalara askerlere. sonra psikopatça bir bomba oraya bir bomba buraya sallardım. geçen kasım steam'de indirime girmişti tüm seri 2,5 dolar mıydı neydi hemen kaptım ve başladım hilesiz biçimde bitirdim. serinin ilk oyununu değerlendirecek olursak :

    behind enemy lines bu serinin asıl oyunu. 20 bölüm içeriyor. norveç'ten,afrika'ya kadar komandolarımızla görev başındayız. şimdi oynayınca eskisi kadar zor gelmiyor görevler ama gene de zor. kaç kere save/load yaptım sayamam. bu oyunda en fazla green beret ile sapper'ı kullanıyorsunuz. bunun dışında spy varsa ona da eyvallah ancak driver'ı 2-3 bölüm hariç hiç kullanmadım.çünkü tank yoksa o adam çok gereksiz. ancak bölüm sonunda arabayı sürmeye yarıyor bir de sağlık ekipmanı var da bu oyun da pata küte dalarsanız başarılı olamayacağınızdan pek işe yaramıyor. green beret'in sinyal yayıcısı ile sapper'ın tuzağı en çok kullanacağınız aletler olacak oyun boyunca. oyunun en zor bölümü bence generali öldüreceğiniz bir bölüm vardı odur. ne green beret'imiz var ne de alarm çaldırmaya hakkımız. ve o bölümü ben oyununu hatasıyla bitirdim yoksa çok çok zor bitirilmesi. o bölümde alarm çaldığı zaman bizim spy'ı(general kıyafetli vaziyette), generalin kaçacağı arabaya önceden bindirirseniz, general arabaya binemiyor öylece kalıyor. ve kaçacağınız minibüse önce tüm adamlarınızı sonra spy'ı bindirirseniz düşmanlar ateş etmiyor! böylece generali ve diğerlerini arabayla ezebiliyorsunuz.
    bunlar dışında devriyelere hiç bulaşmayın. tek takılan adamları öldürün saklayın. 20 bölümü 31 saatte bitirmişim hiç fena durmuyor benim için.(youtube'da bir bölümü 3-4 dakikada bitiren adamlar var)

    beyond the call of duty ise birbirinde farklı yerlerde 8 görev sunuyor. ancak 8 görev dediğim bir önceki oyunun 2-3 görevine bedeldir. hayvanat bahçesinden esir kampına, adasından tren garına kadar daha fazla mekan daha fazla çeşit görev var bu oyunda. bölümler zor ancak karakterlerimizin özellikleri de daha gelişmiş durumda. mesela düşman esir alma diye bir durum var. bunun dışında düşmanın dikkatini dağıtacak taş atma, sigara paketi atma gibi ek özellikler getirilmiş. bu oyunun en güzel yanı ise marine ile driverı daha işlevsel kılmışlar.mesela driverın değneği ile uzun menzilli tüfeği yeri gelince çok işe yarıyor. bunun dışında marine'nin zıpkının menzilinin uzamış olması kesinlikle bu oyunda en çok kullandığım elemanlar arasına sokmuştur kendisini. ilk oyunda zıpkın atmak için nerdeyse düşmanın dibinde olman gerekiyordu ha bıçaklamışsın ha zıpkınlamışsın fark etmiyordu. bu oyunuda 15 saatte bitirmişim nerdeyse görev başına 2 saat!

    bu oyunda kendi türünde bir efsane olmuş durumda hatalarıyla, zorluğuyla.. kendisinden sonra çıkan desperados her ne kadar taklidi diye eleştirilsede commandostan iyi oyundu. ilk oyunları oynarsanız sonra desperados'a da bakmanızı tavsiye ederim.

    ekleme:
    bu da benim küçük işsizliğimin eseri : http://imgur.com/xvpovrm
  • alman askerlerinin "alarm alarm" diye bagırmasına, bazı ebeveynlerin "neden allah allah diye bagırtıyorsun adamları, yazıktır" seklinde tepki gosterdigi oyun.
  • ben oyunu oynarken de annem "alarm, alarm!" diye bağıran askerlerin "anaam, anaam!" diye bağırdığını zannetmişti de annelik duyguları depreşmişti: "ne diye bağırtıyorsun oğlum şu adamları anaam anaam diye!" deyivermişti...
  • uyumadan ne kadar yaşanabileceğini test etme aracı...
  • fi tarihinde iki velet maltepe pazarına gider ve oyun satan bir elemana derlerki "abi komandos-iki var mı?"
    eleman az biraz hayvan olacak, bizim çocuklarla deli gibi dalga geçer, "muhittin aabiii bak gençler komandosiki arıyolarmış, gel sen bi göster" gibisinden ucubik ucubik şeyler söyler.

    olayın üstünden yıllar geçtikten sonra itiraf edilmiştir ve gençler üzerinde oyunun olumsuz etkisi hala sürmektedir.
  • almanlarin "aa demin arkadaşimin olduğu yerde bir kan lekesi duruyor... gidip bir baksam mi? yok canim ne olacak ki..." şeklinde düşündüğünü gösteren oyun... doğrudur... hatirlarim ben haydelbergdeyken...
  • her bölümünü hilesiz çatur çutur geçebilmekte olduğunuz oyun... 15 bölümde, olur da spy'inizi arabaya bindirirseniz, general dişarida kalmaktadir, o saatten sonra alarm verilmesi size çok koymamaktadir... dur bölüm şifrelerini de vereyim...
hesabın var mı? giriş yap