• bilmeyenlere şöyle açıklayalım...

    bir gece arkadaşlarınızla içtiniz filan, keyfiniz güzel. sabaha karşı eve giderken birden polis sizi durdurup, bir şeylerle itham edip "alıyor." acil yardıma ihtiyacınız var.

    ya da yine aynı senaryoda, bu sefer arabanızdasınız, polis arkanızdan dur diye ihtar ediyor. alkollüsünüz zaten, o an allah bilir neler geçiyor aklınızdan... durmadınız, polis sizi kovalamaya başladı, yakalayamayınca vurdu. ölmediyseniz size, öldüyseniz ailenize acil yardım lazım.

    durduk yerde, sırf katıldığınız bir yürüyüş yüzünden örgüt üyesi olmaktan yargılanıyorsunuz. polis geldi evinizi bastı.

    belki de gerçekten örgüt üyesisiniz, işkencede öldünüz.

    belki yıllar önce ölmüştünüz, ama kayıp sanılıyordunuz, kemikleriniz bulundu.

    yaşadığınız yere hes yapılacak, siz ise buna karşı çıkıyor ve çıktığınız için yargılanıyorsunuz.

    ... böyle böyle binlerce örnek sayılabilir. böyle bir durumda sizin acil yardım talebinize koşacak avukat, çok büyük ihtimalle çağdaş hukukçular derneği üyesi olacaktır.

    fakat çağdaş hukukçular derneği, an itibariyle pek çok üyesinin evlerine baskın yapılmak suretiyle gözaltına alındığı dernek tanımına girmektedir. (bkz: 18 ocak 2013 çağdaş hukukçular derneği gözaltıları)

    yakın gelecekte polis tarafından darp edilmemeye filan bakın.
  • an itibariyle istanbul sube baskanlari taylan tanay ile bircok uyesi gozaltindadir. genel baskan selcuk kozagacli hakkinda da yakalama emri cikarilmistir.

    bu nasil memlekettir arkadas. akp, muhalif olan herkesi sindirmeye calisiyor, var gucuyle saldiriyor. avukatlar bile icerideler.
  • cuma gunu gozaltina alinan 10 avukattan 9'u tutuklandi. iste bunlar hep yargi reformu.
  • anlaşılan ergenekon meselesinde akp-fethullah gülen cemaati koalisyonunun yazdığı türküyü çığırmaya onlar da başlamışlar. yargı bağımsızlığıyla ilgili bildiri yayınlayacaksın ama adalet bakanı ve müsteşarının hakimler ve savcılar yüksek kurulu'nda ne işi var, müsteşarın toplantıları kilitleme hakkı neden var diye sormayacaksın. oh ne güzel istanbul.

    http://stargazete.com/…ukcu-isyani-haber-203531.htm
  • kanun hükmünde kararname ile kapatıldığı söyleniyor.

    şükürler olsun ki ülkemizde darbe olmadı da demorkasimize sahip çıktık. allah muhafaza darbe olsa dernekler falan çatır çatır kapatılırdı, hukuk falan kalmazdı, avukatlar yaka paça gözaltına alınır, insanlar daha yargılamaları bile yapılmadan cezalandırılmaya başlanır, gazeteciler, yazarlar içeri atılır, gözaltına alınanlardan haber alınamazdı.
  • ezilenlerin yanında olan,yasaları sadece zenginlere değil herkese uygulatan avukatların üyesi olduğu dernek. ama şimdi şu halde: tutuklu avukat sayısında dünya birinciliğine
  • yeni bir açıklama yayınlamışlardır.

    http://www.chd.org.tr/haber_detay.asp?haberid=804

    linkin uçması ihtimaline karşı buraya da kopyalayalım.

    değerli dostlar,

    istanbul polisinin açıklamasını okudum, ciddiye aldığımın düşünülmesini istemem ancak bazı hususların açıklanması için bir fırsat olarak kabul edelim.

    “…yurtdışında bulunan örgüt elebaşlarına ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir...”

    “…elebaşlarına ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları…”

    iddiası gercekten ilgi çekicidir.

    yeni öğrendikleri kelimeleri cümle içerisinde kullanıp, “ne güzel konuştum” diye aferin bekleyen bir zeka düzeyi ile karşı karşıyayız.

    madem basın aracılığıyla diyalog başlattılar herhalde sormak gerekir;

    evvela neden siz konuşuyorsunuz? savcınız nerede? protestolara cevap vermek size mi düştü? başınızda bu sözde hazırlık soruşturmasını idare eden kimse yok mu? yoksa onun yemeğe gitmesini fırsat bilip bilgisayarını mı kullandınız? siz kimsiniz de televizyon dizilerinde duyduğunuz “kozmik bilgi” “ajan” gibi safsatalarla yaptığınız işi gizleyeceğinize inanıyorsunuz?

    amerika izin vermeden tuvalete gidemeyen, amerika şifresini söylemezse uçağını uçuramayan, kendi ülkesindeki nato üslerinin rica minnet kapısından geçemeyen, makamını, eğitimini, aklını, servetini, rozetini emperyalizme borçlu olan sizden mi öğreneceğiz kimin ajan olduğunu? burada özgürlük yok diye kendi çocuklarını amerika’da okutanların polisi mi bize başka ülkeler lehine faaliyet öğretecek? bizi de kendiniz gibi beysbol sopası ile terbiye olacak mı sandınız? haddinizi bilin.

    “…bazı basın yayın organlarında "avukatların, mesleki faaliyetleri ve baktıkları davalar nedeniyle gözaltına alındıkları" iddia edilmektedir. istanbul cumhuriyet başsavcılığının talimatları ve cumhuriyet savcılarının nezaretinde titizlikle yürütülen soruşturmada, şahıslar "terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği" şüphesiyle gözaltına alınmıştır…”

    diyorsunuz.

    yetmemiş, “silah” bulduk, “molotof” bulduk, “örgüt notu” bulduk diyorsunuz.

    hangi avukatın bürosundan buldunuz? hangi dernek şubesindeki aramada buldunuz? avukatlığını yaptığımız insanlara yöneltmeyi adet edindiğiniz suçlamaları bu sefer bizlere yöneltmek pervasızlığınızdan korkacağımızı mı düşündünüz? bütün büro ve şubelerimiz yirmi yıldır her gelene açıkken, insanların bu sahtekarlığa inanacağını mı sandınız? herkesi sizin kadar düşünebiliyor, sizin kadar okuyup yazabiliyor mu sanıyorsunuz? bizim sizler gibi kopyala-yapıştır ile işimiz yok. hiç değilse el koymak için baktığınız kitaplıklarımızı da mı görmediniz? öyle sanmayın. yıllardır izlediğiniz, takip ve taciz ettiğiniz muhalefeti bu kadar tanıyabildiyseniz aldığınız maaşa yazık olmuş.

    basına ukalalık edeceğinize, zaten ihlal edip durduğunuz gizlilik kararını kaldırın da herkes nerede ne bulduğunuzu görsün. ya da “bizim yetkimiz yok” diyorsanız savcınız yemeğe gittiğinde bilgisayarına oturup talep edin hakimden. nasıl olsa kimin tutuklanacağına, neyin ne kadar gizli kalacağına, kimin ne kadar hapiste yatacağına karar vermeye alıştınız. savcı ve yargıçları yormayın.

    kozmik bilgi mi arıyorsunuz? neyle uğraştığımızı gercekten merak mı ediyorsunuz?

    - her yıl “dur dedim durmadı” diye öldürdüğünüz onlarca masum insanın ailelerinin avukatlığıyla uğraşıyoruz,

    - sendikalarını bastığınız, patronundan maaş alacağını istediği için sokaklarda dövdüğünüz isçilerin avukatlığıyla uğraşıyoruz,

    - okuldan attırdığınız, disiplin soruşturmaları ile okuyamaz hale getirdiğiniz öğrencilerin avukatlığıyla uğraşıyoruz,

    - kan gölü içerisinde bıraktığınız kürt halkının, konuşamaz duruma getirdiğiniz kürt siyasetçilerinin, çalışamaz hale getirdiniz kürt avukatların avukatlığı ile uğraşıyoruz,

    - karakollarda, şubelerde, hapishanelerde döverek sakat bıraktığınız, katlettiğiniz insanların avukatlığı ile uğraşıyoruz,

    - hes projeleri, siyanürlü altın madenleri, dev çimento fabrikaları, nükleer santrallerle yaşanmaz hale getirdiğiniz bu güzel ülke için çevre davalarının avukatlığı ile uğraşıyoruz,

    - evini başına yıkıp, “buradan git” dediğiniz kentsel dönüşüm mağduru gecekondu halkının avukatlığı ile uğraşıyoruz,

    - günde beş tanesini “namus, töre, aile” diye öldürdüğünüz, sakatladığınız kadınların ve ailelerinin avukatlığı ile uğraşıyoruz,

    - 6 yıl önce bugün katlettirip, sorumlularını salıverdiğiniz sevgili hrant dink’in, eziyet edip katlettiğiniz dinsel ve etnik azınlıkların, mağdurların, mazlumların avukatlığı ile uğraşıyoruz.

    - sınırlarını silahlı saldırganlara açarak suriye halkını katlettiren, yağmalatan, tecavüz ettiren kişileri ve onları kollayanları belge ve kanıtlarıyla öğrendik. artık suriye halklarının da avukatlığı ile uğraşıyoruz.

    - biz halkın avukatlığı ile uğraşıyoruz.

    zorunuza mı gidiyor. gitsin. zaten biz de onun için uğraşıyoruz.

    yetmedi mi?

    - evet, elbette silahlı veya silahsız siyaset yapan tüm sosyalistlerin, devrimcilerin, emek muhalefetinin, demokratların, halka karsı işlediğiniz suçlara karsı çıkan herkesin avukatlığı ile uğraşıyoruz.

    algı güçlüğüne karşı tekrarın faydasını bildiğim için her satırın sonuna yazdım, ama bir kere de açıkça altını çizeyim, biz avukatlıkla uğraşıyoruz.

    bizi, sosyalist dergiler satarken, duvara özgürlük yazıları yazarken, mitinglerden, çadırlardan, halaylardan gözaltına alıp “çok tehlikeli terörist yakaladık” diye basına sızdırdığınız gençlerle karıştırmayın.

    biz mahkemenizle, savcılığınızla, polisinizle, soruşturmanızla, davanızla kırk yıldır uğrasan bir avukat geleneğinin mirasçılarıyız. “çok güzel akıl ettik bu sefer iyi bir kulp taktık” zannettiğiniz her numarayı daha önce gördük, çözdük, teşhir ettik. o yüzden uydurmayın.

    hukuk devletinde yasadığımız gibi bir yanılsamamız yok. tutuklama talebinde bulunacak olanın, tutuklama kararı verecek olanın, oturup iddianameyi ve kararı yazacak olanın, ayni zamanda evlerimizi, bürolarımızı, kurumlarımızı arama adı altında talan edenler olduğunun farkındayız, dolayısıyla adalet istemiyoruz, onun için zaten kendimiz mücadele ederiz.

    ama hiç değilse biraz saygın davranmaya çalışın, soruşturmanıza sahip çıkın, yalan söylemeyin, seviyeyi düşürmeyin.

    elbette elinizden geleni de ardınıza koymayın.

    yaşayıp kimin utandığını görelim.

    değerli çhd üyeleri, dostlarımız, tüm meslektaşlarımız ve halkımız;

    inandığımız bütün değerleri paylaştığımız yoldaşlarımız;

    değil sadece gözaltına alıp tutuklatmak, sokaklarda, karakollarda infaz yapıldığı günlerde terk etmediğimiz avukatlık geleneğimiz elbette kesintisiz sürecektir. tüm açıklamalar, destek ve haklılığımıza duyulan inanç için derneğimiz adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

    bir kere daha biz haklıyız ve biz kazanacağız.

    sevgi ve dayanışma duygularımla. hafta başı görüşmek üzere.

    19.01.2013 beyrut

    selçuk kozagacli

    avukat

    genel başkan
  • dernek üyesi avukatların bir çoğu eylemlerde ve basın açıklamalarında işçilere destek verdikçe ve onların yanında oldukça en az işçiler kadar polis şiddetine maruz kalıyorlar.
  • (bkz: 11 kasım 2016 370 derneğin kapatılması) kararı ile birlikte polisler şu dakikalarda ankara şubesini mühürlemek için harekete geçmiş. içerideki avukatlar kapıyı açmayarak direniyorlar.
  • bulunan her naneyi "örgüt üyeliği delili" sayan bir sisteme karşı harddiskleri kırmaları, belgelerini yakmaları çok da garip kaçmasın.

    ben olsam binayı havaya uçurmuştum. az bile yapmışlar.
hesabın var mı? giriş yap