cafe ve restoranlarda fiyatların artık çıldırtması

• görseldeki ekstre sabiha gökçen 'den.
  4 kişi porsiyon börek sipariş veriyor, yanına da 2 ayran+1çay+1su. fatura: 2500tl
  
  görsel
  
  bir porsiyon börek nasıl 500 tl olur, bu insafsızlık kirayla, işçilikle, elektrik giderleriyle açıklanamaz.
  ayrana ne demeli. migros'ta 10tl 'ye satılan, sokaktaki cafede 50tl olan ayran, gate önüne gelince 218 tl 'ye fırlıyor.
  
  cafelere gitmeyin diyenler oluyor. burası havaalanı. erkenden gidiliyor, rötar oluyor, beklemek gerekiyor.
• fiyat algımızın kaybolduğu şu dönemde kim kime kitlerse kuralları işliyor ülkede.
  
  cumayı kaçırmayan sahtekar esnafımız pandemi döneminin acısını misliyle çıkarıyor, denetim olmadığı sürece bu böyle devam edecek.
  
  fişinize baksaydınız keşke %1 ekmek diye kesip bide devleti dolandırmıştır.
• son zamanlardaki gözlemim esnaflarda bir fomo oluşturdu bu zam döngüsü. esnaf diyor ki, ambalaja zam geliyor, kiraya zam geliyor, işçiliğe zam geliyor çevremdeki tüm esnaflar bunu fazlasıyla yansıtarak bu dönemdeki satış kaybını karşılıyor. ben bundan neden geri kalayım ki diye düşünüp o da köklüyor fırsatçılık payı ile zammı. olan maalesef yine vatandaşa oluyor.
• şu an iki kişilik iyi veya ortalama mekanda ayda 3-7 kez para harcasan hd 3 günlük alanya hatta bodrum'da yol hariç iyi seviye bir otel parası bırakıyorsun. buradan rakısız, kruvansız, belçika çikolatasız, amsterdam patatessiz yapamayanlara sesleniyorum. gidin tatil yapın havanız değişsin.
• adam suya 125 ayrana 200 küsür vermiş bir porsiyon börek nasıl 500 olur diyor, sen aklıma mukayyet ol. ulan sizin gibi kerizler olunca olur tabi. alın teriyle para kazanan insanların paralarını bu kadar basit harcamayacağına eminim o yüzden bu tipler ya süzme salak ya beleş para ya da bu parayı dert etmeyecek kadar zengin (o da takribi mal varlığının 1 milyar olması demek) ki harcanıyor.
• son 3 aydır “esnaf lokantası” denebilecek bir ev yemeği restoranı dışında gitmeyerek tepkimi gösteriyorum. migros'tan en baba şarabınızı, pesto sosunuzu, düdük makarnanızı, salatalık malzemelerinizi vs. alın, evde yemek yapın, hem keyifli vakit geçirirsiniz, hem de dışarda hangi yemeğe hangi markadan ne koyulduğu belirsiz besin değeri düşük yemeklere vereceğiniz paranız cebinizde kalır.
  
  dışarda yemek evde yemekten daha ucuza geliyor safsatalarına falan da inanmayın. istediğiniz restoranın 4'te 1'i fiyatına, ya da aynı ürün fiyatına 4 porsiyon yemek çıkarırım size. üstelik daha kaliteli ürün ve daha yüksek besin oranlarıyla.
• almanya'da da domates 1 euro burada da 1 euro
  ufak bir fark var. oranın asgari ücreti bizim 4-5 katımız falan.
  aşırı fakirleştik hocam anlayalım artık
• pandeminin 2. yılından itibaren müteahhitlik ve otomobil galericiliği yapanlar vatandaşa döşemeye başladı. döşeme derken hani dayayıp döşeme değil direk sikmek anlamında kullanıyorum kelimeyi. sonra bu kesim nefret objesi oldu. işleri yavaşladı bu fırsatçıların. karları düştü hatta zarar da ediyorlar henüz kapatmayanlar. şimdilerde “oh iyi oldu amına kodumun çocuklarına” cümlesi en çok onlar için kullanılıyor. günümüzün nefret objesi de cafe ve restaurantlar. toplum olarak tepki vermeye başladık. artık gözümüz kulağımız onlardan gelecek iyi haberde. iyi haber derken galericilerin başına geleni kastediyorum.
• fırsatçı esnaf ve zenginlerin eseridir. bir taraftan da tüm restorant ve kafeler ilginç bir şekilde tıklım tıklım ve boş yer bulunamıyor.
• kör tuttuğunu sikermis. bu fiyatlari görüpte alisveris yapiyorsaniz sikayet etmeye hakkiniz yok. eger gormeden alisveris yapiyorsaniz o zaman siz kör olmuşunuz, her türlü sikilmek icin hakli mazeretiniz var.