• arapça'da değerli taşlarla bezenmiş, cevahirle süslenmiş anlamındadır.
  • dokuzuncu nesil yazar.
  • t: fetöcü yazar. 500 entry barajını aşmayı bırak son yazısı 13.09.2011 tarihli. ülkeden kaçanlardan biri sanırım.

    (bkz: ekşi sözlük fetöcü yazar veri tabanı)
  • nesirde iki ibarenin, nazımda ise iki mısranın kelimelerinin sayıca denk, karşılıklarıyla vezin ve kafiye bakımından birlik olması.
  • (bkz: murassa cilt)
  • arapça terşi “yaldızlamak, mücevherle işlemek”ten muraşşa,

    1. inci, elmas, yâkut vb. kıymetli taşlarla süslenmiş, mücevherle bezenmiş.*
    örn. --> altınla işlenmiş elbiseler ve yeşimden murassa kemerler kuşanırlar. (bkz: kâtip çelebi)

    2. iki mısrâı, kâfiye, iki paragrafı seci bakımından kelime kelime birbirine uyan beyit veya söz.*
    örn. --> şeyh galib’in, ‘şâh-ı melekût-ı arş-pâye / mâh-ı ceberût-ı ferş-sâye’ beyti murassadır.

    kaynak:
    1- tdk
    2- lügatim/murassa
  • kıymetli bir objeye, daha çok değer atfetmek adına kıymetli taşlarla süslemek, bezemek, yaldızlamak ve donatmaktır. bu objelere örnek olarak taht, kama, kılıç, matara, beşik, kitap sayılabilir.

    osmanlıda saray zanaatları içerisinde çok önemli bir yeri olan murassa, kuyumcu bölümü yani zergeran tayfası tarafından yapılmaktaydı.

    ayrıca antik medeniyetlerden kalan buluntularda da bu zanaat ile süslenmiş objelere rastlanmasından anlaşılacağı üzere, bu sanatın tarihi, çok eski tarihlere dayanmaktadır.

    murassa bir divan edebiyatı terimi olarak da kullanılmakta olup nesirde iki ibarenin, nazımda ise iki mısranın kelimelerinin, hece ölçüsü ve kafiye olarak sayıca denk olması demektir.
hesabın var mı? giriş yap