• bütün kadınlar onun zanneden erkek beyanıdır.
  • sabah 9 akşam 6 tıkılmışsın bir ofise çalışıyorsun, maaşın brüt 2000-3000 lerde seyrediyor, akşam yemeğinden sonra göbeğini kaşıyarak tv seyrediyorsun, ne bir sosyal hayat, ne bir hobi, hayattan aldığın tek zevk yemek yemek.
    kocaman pide popon, kolları akordeaon olmuş mavi gömleğin, orta halli ayakkabılarınla, ofisin bahçesinde sigara içerken diyorsun ki, bir kadın için tüm kadınlardan vazgeçilir mi?
    pardon hangi kadınlar? lar?
  • vaz geçtiğin kadınlar arasında kibariye'nin annesi, sarah jessica parker, stv dizilerindeki ibret veren nineler filan da var. o kadar kötü bir şey değil yani.
  • inanılmaz bir fedakarlık.. oysa ki diğer seçenekteki 2 milyar kadın üzerine rahat bir şeyler giymiş, onu bekliyordu...
  • her erkeğin yaşayamadığı bir haz bu.

    bir erkeğin tüm kadınlardan vazgeçmesinin kriteri tüm kadınların kapısında it olması değil. her kadınla olamayabiliriz belki ama muhakkak opsiyonumuz var. hiç olmazsa paranı sikiyorsun, o da bir opsiyon sonuçta. çevremde görüyorum, evli olduğu halde fahişelere sponsorluk yapan insanlar var. bunu yapan insanlar yakışıklı adamlar değiller. kadınlar kapılarında da yatmıyorlar bu adamların ama bir şekilde yollarını bulmuşlar, çok eşliler. bir kadın için kadınlardan vazgeçememişler.

    bir kadın için tüm kadınlardan vazgeçebilen bir erkek doğasına aykırı bir şeyi başarabilmiş erkektir aslında. erkek sekse daha düşkün addeleir malumunuz. sekse bu kadar düşkün olması soy yürütme sevdası, erkek egosu. içgüdüsel yani, fıtrat. hayatımız boyunca yatabileceğimiz kadar kadınla yatmaya çalışıyoruz. 3 kadınla yatanımızın da 30983309403 kadınla yatanımızın da derdi bu, bu işin peşine düşüyor. hangi erkek 'oha lan nasıl saplarım şuna' demiyor, eline fırsat geçse 2 kere düşünüyor? çoğumuz diyoruz, çoğumuz atlamıyoruz en ufak fırsatı. kadın ne kadar çirkin olursa olsun 'şöyle olursa yatarım' kıstaslarımız var. yarını yok bu işin, tek gecelik, vurkaç, milyon tane isim veriyoruz.

    ama sonra ne oluyor? bir kadın çıkıyor karşına, aklını alıyor başından. ne soy yürütme sevdası, ne başka kadınlar gelmez oluyor aklına. içgüdülerine, kodlarına aykırı hareket ediyorsun. çünkü o kadın senin aslında aradığını bile bilmediğin kadın. duruşu, konuşması, hobileri; her şeyi baştan çıkarıcı senin için. aşk diyoruz buna önce ama bu aşk değil, bu bambaşka bir büyü, çok ötesinde aşkın. üzücü tarafıysa çok az insan yaşayabiliyor böyle bir hazzı.

    bu hazzı, bu doyumu yaşayabilen nadir insanlardan olmanız dileğiyle...

    bayramınız kutlu olsun. -öyle üç noktayla bitiremedim, ezberden yazdım lan-
  • kısacası aşk'tır.
    aşk'ta zaten dünyadaki herkesten tek bir kişi için vazgeçmektir.

    2007 ya da 2008 yıllarında bir kızla tanışmıştım.tanışıklığım o kadar farklıydı ki,bu bile daha çok değer vermeme yetiyordu.
    üniversite sınavında,yan taraftaki kızın giriş kağıdından ismime bakmamla başlamıştı herşey.sınav esnasında yapılan çılgınca birşey.
    ismini facebook'ta aratıp bulmuştum.sonrasında konuştuğumuzda,onun da benim ismimi arattığına,ama facebook kullanıcı adımın gerçek ismim olmadığından bulamadığını söylemişti.
    hani bazen insan kendi kaderini kendisi çizer ya;işte bu da tam böyle birşey.eğer ben o gün,sınav esnasında o riske girmeseymişim belki de hayatımın en kısa ama en anlamlı aşkını yaşamamış olacakmışım.
    en kısa ve en anlamlı aşk.
    22 gün.
    saat bazına vursan beşyüzbilmemkaç.
    kısa ama öz.
    en derbedici olanı hem de.

    22 gün süren,bana göre müthiş olan bu aşk,geçen 5 senelik süre zarfında ebemi sikti.
    nasıl sevmişsem artık,her kadında onu aradım.
    çok kez,çok kişiyle çıktım.belki unuturum diye,ama olmadı.
    ne gittiği yerlerden,ne yaptığı şeylerden haberim vardı.yaşıyomu yoksa bi yerlerde öldü kaldımı diye kendimi yiyordum.
    hiç bi şekilde ne yaptığını bilmiyordum.

    neredeyse hergün fotoğraflarına bakardım.
    elimde olan 3-4 fotoğrafı belki de yetiyordu.

    ayrılığın üzerinden tam 1 yıl geçtiğinde " geçen sene tam da bugün... " diye bir mesaj atmıştım.
    çoğu öküz ruhlu erkekler,daha yıl dönümlerini bile unutabiliyoken,ben tanıştımız günün saatine kadar,tanıştığımız sınav sırası numarasını,belki o gün ne giydiğini bile hatırlıyorum.
    bi bok kazandırmadı tabi bana...

    yıllar sonra ikamet ettiği yerden geçerken başımı yere eğerek geçtim.
    yüzleşmekten korktum senelerce.
    defalarca işimin düştüğü yere gitmeye çekindim.
    her defasında ara sokakları kullandım.
    daha önce basılmamış olan yerlere ilk ben bastım.kaçtım hep kalabalıktan.
    kalabalığın içinde belki o olur diye.
    son bir kez olsun,bir kez daha göreyim diye,uğruna dünyaları verebileceğiniz kişiyi görmekten neden bu kadar korkarsınız ki ?

    süreler geçtikçe,hayatıma girip çıkan çok kişi oldu.
    yine de unutamadım.
    nasıl bir büyüydü ki bu ?

    yıllarca haber alamadım.
    ne yaptığı hakkında hiç bi fikrim yoktu.
    ama hala unutamamıştım.

    tam 4 sene sonra,22 haziran gününde,yıllar önce yaptığım şeyi bir daha yaptım.
    " 4 yıl önce tam da bugün... " yazılı bir mesaj ve 4 yıl önce buluştuğumuzda çekildiğimiz ilk fotoğrafı attım.
    korkuyordum.
    yıllar geçmişti ama 4 sene önceki fotoğrafa baktığımda,yüzümde bi eksilme yoktu.
    belki içimde çok fırtına koptu,belki içimde yıkılan duygularımın enkazında kaç kişi öldü,belki çok kişi boğdum yalnızlığımda ama çok şey değiştiği aşikardı..

    yıllar sonra ona ilk defa "özledim" diye mesaj attım.
    çok zaman geçtiğini ve bu geçen zamanın unutmak için yeterli olduğunu söyledi.
    sanki keyfine unutamıyordum amınakoyim.

    yıllar sonra, daha çok fotoğrafına baktığımda gerçek anlamda özlediğimi anladım.
    aşkı tekrar nüksetmişti bedenimde.
    ister istemez kendimden fedakarlıklar yapmaya başladım.

    ilk fedakarlığımı 3 erkek 3 kız olarak gittiğimiz gece kulübünde yaptım.
    gruptaki en sakin,iş çıkmayacak,annecik dediğimiz tipi seçtim.
    alkol kullanmayan birisiydi.hiç bi iş olmayacaktı çünkü ve benim istediğim de buydu.kimseyi istemiyordum. maksat ortama ayak uydurmaktı.
    o gece o kıza kendi geçmişimden bahsettim.
    sadece bi kaç bişeyler söyledi ve onlar bana yetti.
    kendimi düzeltmem için bir kaç tavsiye verdi.haklıydı da.
    " sen iyi bi insansın ama kendini düzeltmen gerekli " sözü,belki de en haklı olduğuydu.

    günler sonra aynı gece kulübünde,sigara için yanıma gelen,ama asıl maksadı sigara olmayan sarhoş bir amerikalı kızı ellerimde ittim.
    sorduğu sorulara kısa cevaplar verdim. ilgilenmedim.
    arkadaşlarım ne oldu diye sorduğunda " sigara istedi,bi kaç bişey sordu ve gitti " dedim.
    gerçeği söylemedim.
    o gece buz gibi tuborg biramı yudumlarken,şişedeki kağıdı tırnaklarımla kazırken düşündüm onu.
    neden bu kadar herşeyden soyutlanabiliyordum ki?
    gece kendini aydınlığa teslim ederken,bir taş bulup üstüne oturdum ve saatlerce ağladım.
    bira şişesi yolunmaktan çıplak kalmıştı.
    kuşlar ötmeye başlamış,hafif esen yel ile sabah soğuğu birleşmiş içimi titretiyordu.
    gözlerim ağlamaktan kan çanağına dönmüştü.

    belki tekrarı olmayacak birşey için yine kendi kendimi intihara sürüklemiştim.
    çok uzaklara kaçmak,yeni insanlar tanımak,yeni duygular yaşamak sanki çok uzaktı.
    belki sadece tek bir karar yetecekti.
    unutmak!!!

    ama unutmak istemiyordum ki.

    belki sadece zaman.
    ama zaman geçmiyor ki.

    bir kadın için belki tüm kadınlardan vazgeçmiş olabilirim.
    henüz kendimden vazgeçmedim.
    belki hayatımın en büyük aşkı buydu,belki yanılıyordum.
    değiştirmem gereken tek şey sadece kararlarım.
    belki yarın daha mutlu olucam.
    yapmam gereken tek şey,tozlu bir kayaya oturup,mehtaptaki ayın kayboluşunu ve güneşin yeniden doğuşunu,elimde duran az kalan şarapla karşılamak.
    belki küllerimden yeniden doğabilirim.

    unut!
    unut!
    unut!

    az bi umut!
  • bekar kalıp alayına gideriz diyenlerin alayı elizabete giitiğinden rasyonel insan hareketidir.
  • - bir kadın için bütün kadınlardan vazgeçebilir misin?
    - geçerim.
    - hah ha! bütün kadınlar demiştim oysa. o da dahildi! hah! boku yedin!
    - o öksürük şurubundan bir daha n'olur çok içme.
  • çok kolaydır..
    zor olan ise, bütün kadınlar için o bir kadından vazgeçmektir..
    buyur, vazgeç vazgeçebilirsen..
  • geriye kalan kadınların iplemediği eylemdir
hesabın var mı? giriş yap