hesabın var mı? giriş yap

  • "varoş mekanlarda eller havaya yapmak" kitabımızın 76. sayfasında bulunan rehberdir.

    öncelikle herkes kitabın ön sayfasını açıp baksın, çünkü en geç 2010 tarihli olmalı basım yılı kitabın.

    evet,

    ders1: ikilemeler, tekerlemeler, kulak aşinalığı olan yerel söylemler

    örn: baş ucumda portakal olsan ilaç olurdun bana(portakalı soydum baş ucuma koydum)

    ders2: esnaf ağzı hölölöyler, lololar, savuşturma tarzları

    örn: tartacak bir şeyim yok, sinek avlar bu halim(boş bakkal taşak tartar, sinekli bakkal ve müthiş uyum)

    ders3: baskılı söylemler, bağlaçlı-edatlı tekrarlar

    örn: döneceksen dön, boş kaldı bak defterim, seveceksen sev artık veresiye sevgilim(yine bakkal ağzı var burada)

    ders4: kalple ilgili şeyler söyle prim yapar hep

    örn: kalbim tezgah altı, bir tek seni istiyor, zamlar devam ederse o mahşeri bekliyor.

    şimdi bakalım neler çıktı;

    baş ucumda portakal olsan ilaç olurdun bana
    severdim yarım yarım, sıkardım ara sıra.
    kalbim çarpar oldu, hep turuncu turuncu,
    kimseler dokunamaz, pütürlüdür vücudu.
    tartacak bir şeyim yok, sinek avlar bu halim,
    yarım kilocuk da olsa, yine benimsin sevgilim.

  • --- 8x06 the iron throne spoiler ---

    bu başlığa 100bin kelimenin üzerinde entry girdikten sonra dizinin son bölümünün incelemesi için 20 kelime bile yazasım yok. diziye kızgın olduğum için filan değil aslında, diziye 4 senedir kızgınım ve bu kızgınlık genelde beni motive eden şey oluyordu. bugün hissettiğim kızgınlıktan çok, üçüncü sınıf hollywood senaryosunu ciddi ciddi eleştiriyormuşum gibi hissetmem. bu adamların yazdığı şeyin ne benim yazarken, ne de sizin okurken harcadığınız vakte değecek bir yanı yok. ben seriyi tamamlamak ve bana mesaj atanları kırmamak adına bir şeyler yazayım, siz de son bir kez daha harcayın bir 15 dakikanızı.

    dizi, geçen hafta dany'i adolf hitler olarak işleme kararı alınca, bu karakterin gidebileceği hiç bir açık kapı bırakmadı. yüzbinlerce masum insanı öldüren bir kraliçe yaratırsanız, o karakteri öldürmekten başka bir çareniz kalmaz. dany'nin westeros'u bir korku imparatorluğuna dönüştürdüğü bir son, dizinin yazdığı saçmalıktan çok daha iyi olurdu aslında ama hbo'nun focus grupları için böyle bir senaryo fazla karanlık kaçardı. zaten, george r.r. martin'in dizi yapımcılarına verdiği notlarda dany'nin öleceği büyük ihtimal var. kitapta farklı olacağına inandığım nokta, dany'e bırakılacak açık kapı meselesi.

    dizi farklı işlemiş olsa da, ben hala kitapta dany'nin king's landing'i, wildfire stoklarını havaya uçurarak kazayla yakacağına inanıyorum. dany'nin karakter dönüşümü daha iyi işlenecek olsa da, bu karakterin hiç gözünü kırpmadan sivil halka saldıracak kadar yoldan çıkıp çıkmayacağına emin değilim. dany, king's landing'i kazayla yakacak ve bu işlediği insanlık suçunu daha hafif bir hale getirmeyecek. dizideki, 1 milyon kişi yaktıktan sonra dünyayı ele geçirme planları yapan dany yerine, kitapta işlediği suçtan pişman olan bir dany göreceğiz. olayın kazayla olmuş olması ve dany'nin de bundan pişman olmuş olması, jon'un dany'i öldürme kararını aşırı zorlaştırıp ortaya daha etkili bir son çıkarabilirdi. dizi, jon'un hala bu kararı almakta zorlandığını işledi ancak daha 10 dakika önce wehrmacht'a "dünyayı ele geçireceğiz" konuşması yapan bir diktatörü öldürme kararı almak neden zor oldu bilmiyorum.

    diziyi bu sezon yerden yere vurmuş olsam da, jon, dany'i öldürdüğü anda "the end" yazısı çıksaydı, çok fazla şikayet etmezdim. sonuçta dizi, 3 sezondur bütün yan hikayeleri bir kenara koyup, tamamen dany'e odaklanmıştı ve onun öldüğü noktada da bitseydi, belki daha anlamlı olurdu. ice and fire'ın vücüda burünmüş hali olan jon bile, battle of the bastards'tan beri tamamen figüran olarak dolaşıyordu. eğer dizi, dany'nin öldüğü yerde bitseydi, "jon, targaryen kimliği sayesinde kral oldu ve gondor ondan sonra hep mutlu mesut yaşadı" diye bir son yazardım kafamda ve gerçek son için kitabı beklerdim. ama maalesef dizi, dany'nin öldüğü yerden sonra tam anlamıyla akıl almaz işlere imza atarak, hepimizin ağzında leş gibi bir tad bırakmayı başardı.

    dany ölür ölmez yaşanan ilk saçmalık, drogon'un ortama gelmesiyle yaşandı. bu noktada, dizinin tamamen unuttuğu, jon'un bir targaryen olduğu gerçeğinin devreye gireceğini ve jon'un bir şekilde drogon'un kontrolünü alacağını filan düşündüm ama tabi ki senaristler tamamen anlamsız bir sahne yazmayı tercih etmişler. drogon, ya inanılmaz felsefik bir mesaj vererek, "jon, dany'i sen değil bu çürük sistem öldürdü. sistem eleştirimi de bu tahtı yakarak yapacağım" dedi ya da "dany'i öldüren kılıç, bu tahtta da bir sürü kılıç var, o zaman dany'i de bu taht öldürmüş olmalı" diyerek mükemmel bir dedektiflik başarısına imza attı. hangisinin gerçekleştiğini sizin yorumunuza bırakıyorum.

    bu sahneden sonra senaryo iyice yokuş aşağı gitmeye başladı ve tyrion'un yargıç grey worm tarafından yargılandığı sahneye geldik. westeros'un 7 krallığının lordları ortama gelmiş ama yargıçlık yapma yetkisi hale grey worm denilen ne idüğü belirsiz adamda öyle mi? 2 sezondur girdiği 15 tane savaşta bir türlü azalmayan ordusuyla mı elinde tutuyor bu yetkiyi grey worm? öyleyse bile 7 krallığın birleşen orduları geri alamıyor mu king's landing'i bu elemanlardan? grey worm, neden teslim olan askerleri kasap gibi öldürürken, kraliçesini öldüren kişiyi ve onun azmettiricisini yargı önüne çıkarmayı tercih ediyor? eğer, tyrion, grey worm'ün tutsağıysa, nasıl oluyor da kral seçmesine izin veriliyor? grey worm, binlerce kişinin ölümünden sorumlu olmasına rağmen, gemilerini de alıp tatile gidebiliyor öyle mi? "grey worm, kraliçen öldü ve teslim olan askerleri öldürme suçundan yargılanacaksın" diyen bir tane bile lord yok mu?

    edmure tully'i bilmem kaç bölüm unuttuktan sonra rezil etmek için neden geri getirdiniz? dany ile birlikte 1 milyon kişinin de öldüğü, westeros'un başkentinin dümdüz olduğu bir olaydan sonra nasıl oluyor da komiklik yapma derdinde olabiliyorsunuz? son 3 bölümde çok üzüldük e biraz da gülelim diye mi yazdınız bu comic relief sahneleri? dizinin "bittersweet" olması gereken tonunun anasını bellediğinizin farkında mısınız?

    sam, herkesin oy kullanarak kral seçmesini teklif ettiğinde, yara greyjoy neden gülüyor? yara, ironborn'un kingsmoot geleneğini unuttu mu?

    tyrion, "en iyi hikayesi olanı kral yapalım!!" diye saçmaladığında, neden en iyi hikaye bran'a ait oluyor? bran'ın hikayesinin anlamı ne? bran neden kuzeye gidip three eyed raven oldu? bu değişim ona hangi gücü kazandırdı? neleri görüp neleri göremiyordu? eğer bran geleceği görebiliyorsa, kral olmak için dany'nin 1 milyon kişiyi yakmasına göz mü yumdu? eğer göremiyorsa onu özel yapan ne? daha 3 bölüm önce "ben winterfell lordu olamam, artık başka bir şeyim" dediğinde kendini demir taht için mi saklamıştı? "buraya neden geldim sanıyorsun?" diyerek, herşeyi bilerek yaptığını itiraf mı etti? böyle bir planı bilerek uyguladıysa kendisini idam etmemiz gerekmez mi? bran ölüp geriye bir varis bırakmadığında, bütün lordlar gelip paşa paşa yeni bir kral mı seçecek sanıyorsunuz? herkesin kendi istediği adayı direttiği bir iç savaş daha olası gözükmüyor mu size?

    demir tahtın varisi olarak doğtuktan sonra bütün hayatını bir piç olduğunu zannederek yaşayan, westeros tarihinin en onurlu insanlarından birisi tarafından yetiştirilmiş, diyara lord commander olarak hizmet etmiş, wildlinglere yardım etmek uğruna hayatını vermiş, ölümden geri gelip önce kuzeyi boltonların elinden alıp sonra da night king tehlikesine karşı savaşmış, targaryen ve stark gibi diyarın en köklü ailelerinin çocuğu olan jon snow'un hikayesi "beyin özürlü ergen" bran'dan daha iyi değil mi sizce? bu kitabın en kritik gizemlerinden birisi olan jon'un targaryen olmasının hikayeye nasıl bir etkisi oldu?

    jon'un kral olmasını engelleyen ne? grey worm mu? jon'un night's watcha yollanması kararını grey worm hangi yetkiyle diretebiliyor? grey worm gittikten sonra seçimi tekrar yapıp tahtı jon'a versek? bu arda night's watch diyarı kimden koruyor? tormund'tan mı?

    sansa, tahta bir stark çıkmışken neden kuzeyi bağımsız yapmak istesin? eğer sansa bunu yapabiliyorsa, yüzyıllardır bağımsızlık peşinde koşan iron islands ve dorne lordlarının eli armut mu topluyor? dorne lordu, hiç tanımadığı özürlü bir gencin kral olmasını nasıl hiç bir soru sormadan kabul ediyor? sam, davos ve brieene hangi yetkiyle bu seçimde oy kullanıyorlar?

    süper-akıllı-kral bran, para için yedi sülalesini satacak bir adam olan bronn'a önce westeros'un en verimli topraklarını verip sonra da kraliyet hazinesini emanet etmenin bir hata olabileceğini düşünüyor mu? teknik olarak hala night's watch'a yeminli olan sam'in king's landing'te ne işi var?

    inceleme diye başlayıp çok saçma sapan sorular bütünü olarak bitirdiğim için kusura bakmayın ama tüm bu soruları alt alta yazmak beni çok mutlu ediyor. çünkü dizi o kadar saçma sapan bitti ki, kitabın sonu hakkında spoiler yemiş olma olasılığımız yok. dany'nin öldüğü, jon'un kuzeye gidip bran'ın tahta çıktığı bir son pek tabi ki mümkün ancak dizi o kadar baştan savma yazıldı ki, son 2 kitabın diziyle hiç bir alakası olmayacak.

    bu saçmalık üzerine ciddi ciddi binlerce satır yazı yazmanın bir anlamı olmaması nedeniyle, dizi incelemesini burada keserek artık bu diziyi de hayatımdan çıkarmak istiyorum. dizi bombok bir yere çıkmış olsa da, son 4-5 senede yazdıklarımı okuyup benimle got geyiği yapan herkese teşekkür ediyorum. ilerleyen günler, aylar ve yıllarda kitaptaki karakterler ve olaylar üzerine bir şeyler yazmaya devam edebilirim. asoiaf muhabbetine devam etmek isteyen herkese inbox'ım da açık. bu cumartesi, 16:00'da tancanla dizinin finalinin geyiğini yapıp biraz da karakterlerin kitapta nereye gideceği üzerine tahmin yürüteceğiz.

    now my watch has ended.

  • ontario bolgesinde karsilikli anlasmanin oldugu amerika, japonya, kore, avusturya, almanya ve isvicre vatandaslari ehliyetlerini sinavsiz kanada ehliyetine donusturebilirler.

    onun disindakiler once yazili sinava girerler. 20'ser soruluk iki bolumun birinde kurallar, birinde trafik isaretleriyle ilgili sorular vardir. her birinden en az 16 alindigi takdirde g1 ehliyeti alinir. bu sinavin ucreti 10$'dir. kalindigi takdirde ayni gun bile tekrar parasini odeyerek ayni sinava girme imkani vardir. sinavdan gecildigi takdirde ehliyet yerine gecen belge hemen verilir, ehliyet ise eve yollanir. fotograf, muhtardan ikametgah gibi belgelere gerek yoktur, fotografi bile kendileri cekerler. bu ehliyetle tek basiniza arac suremezsiniz, yaninizda en az 4 sene tecrubeli biri olmalidir. kaninizda 0 alkol olmali, otobanlara girmemeli ve gece 12'yle 5 arasi arac surmemeniz gerekmektedir.

    turkiye'de 2 seneden cok tecrubeniz varsa en genis haklara sahip olan g ehliyetinin direksiyon sinavina girebilirsiniz. ama isterseniz daha kisitli olan g2 sinavina da girebilirsiniz. aralarindaki farklar sunlardir:
    - g2'de alkol yasaktir, g'de 80 promile kadar izin vardir.
    - g2'de 9 ceza puaninda ehliyete 60 gun el konulur, g'de 15 ceza puaninda 30 gun.
    - g2'de ehliyete el konulduktan sonra ceza puani 4'e duser, tekrar 9 ceza puanina ulasildiginda ehliyete 6 ay el konulur, g'de puan 7'ye duser, tekrar 15'e ulasinca yine 6 ay el konulur.
    - g2 aldiktan sonra 5 yil icinde g sinavina girip gecmek gerekir, g omur boyu gecerlidir.

    g2 direksiyon sinavi 40$, g sinavi 75$, tek sefer verilen 5 yillik ehliyet bedeli 75$'dir (g1, g2, g farketmiyor)

    g direksiyon sinavinda donus, serit degistirme, meskun mahalde kullanim, kavsakta durma, kavsaktan gecis, otoban, 3 harekette geri donme, paralel park konularinda 20-25 dakikalik detayli bir testten gecersiniz. her bolumde dikkat edilmesi gereken detaylar vardir. 250'ye yakin detaydan 30'unda hata yaparsaniz kalirsiniz. kaza, tehlikeli hareket, trafik kurallarini ihlal, yetersizlik gibi durumlarda gozetmen direk sinavi keserek sizi birakabilir.

    tecrubeli biri icin zorlugu yok ama kanada'ya ozgu kurallara uymak zorundasiniz. dur isaretinde durma, serit degistirirken kor noktalar icin geriye bakma, trafik isiginda ondeki araca cok yakin durmama, cift elle direksiyonu kavrama zorunlulugu gibi turk soforlerine ters gelen kurallara alismak gerekiyor.

  • nick dediğin zaten başka bir şeyi gizliyor olduğu için gereksiz olduğunu düşündüğüm istek. adını gizlemek için nick kullan, sonra onu gizlemek için başka bir şey kullan, sonra onu da gizlemek için... ohooooo.