hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • buradan ekşideki genç erkeklere tavsiyem, eğer bir stadyumda değilseniz ve ortamda sıfır kadın ve üçten fazla erkek varsa, o ortamdan uzak durmayın, direkt kaçın, alabildiğince fersah fersah kaçın.
    eğlenen gençlermiş peh.

  • aklıma babamın bir hatırasını getirmiştir.

    babam eski milli atlet. şu an 64 yaşında ve yıllardır spordan hiç kopmamistir. bir gün bir düğünde babama tanıdık biri yaklaşır ve geçen sahilde kendisini spor yaparken gördüğünü söyler.

    babam: evet 3000 ler atiyordum.
    adam: abi 3 km ne kadar sürede kosuyorsun?
    babam: 10 küsur
    adam: abi yavasmissin ya. biz askerde tam teçhizat 7 dakikada koşuyorduk.
    babam : doğrudur ya ben artık yaşlandım, sizin hızınıza yetisemem.

    adam gittikten sonra babam bize döner ve der;

    pezevenge bak. 3000 de dünya rekorunu 20 saniye farkla kırıyor. hem de tam teçhizat!

  • zaman insanin elindeki en onemli, en degerli, en kiymetli seydir ve ne kadar basarili, zengin, guclu olursaniz olun gecen zamani geri getirmek gibi bir sansiniz yok. bu yuzden ne yaparsaniz yapin bunun bilincinde olun ve gecen zamanin kiymetini bilin. belli bir disiplin gelistirin ve hayatinizi bu disipline gore idame edin. mesela gunde 2 saat bilgisayar/ps/xbox oynayacaksaniz bu 2 saati gecmesin. oturup gencliginizin en guzel yillarini gunde 7-8 saat internette dolasarak veya bilgisayar oynayarak harcamayin. bu vaktin degerini sonradan anlayacaksiniz. hayatinizin her anini bir seylerle doldurun. bos oturmayin.

    20'li yaslarin sonuna kadar belli konularda bir disiplin olusturdunuz olusturdunuz, ondan sonra bunu olusturmak cok ama cok zor. mesela 20'li yaslarin sonuna kadar her gun banyo yapma, gunde en az 2 kere dis fircalama, haftada 4-5 gun spor yapma gibi disiplinler edinmediyseniz bu yastan sonra edinmeniz cok ama cok zorlasiyor.

    eger 20'li yaslardaysaniz omur boyu gecerli arkadasliklar kurabileceginiz son sanslariniz geliyor. belli bir yastan sonra kuracaginiz ve baslatacaginiz arkadasliklariniz daha resmi olacaktir ve samimiyete ulasmak daha zor olacaktir. bu yuzden 20'li yillarinizi bu konuda da en iyi sekilde degerlendirmeye bakin.

    kendinizi donanim olarak gelistirebildiginiz kadar gelistirin, alabildiginiz kadar sorumluluk alin. zamaninda biri bana "hayatta insanlarin sana verecekleri deger aldigin sorumluluklarla dogru orantilidir" demisti. sakin "aman yapamam, beceremem, elim tutmaz" demeyin, elinizi korkak alistirmayin. bir seyi yapmaya calisip beceremezseniz en azindan ders almis ve kendiniz hakkinda yeni bir seyler ogrenmis olursunuz. yabanci dilden tutun teknik konulara kadar 20'li yaslarin sonuna gelmeden ogrenebildiginiz kadar sey ogrenin, gelisebildiginiz kadar gelisin ve mumkun oldugunca donanim sahibi olun.

    kendinizi taniyin. gucunuz nelere yeter, nelere yetmez, nelere tolerans gosterebilirsiniz, nelere gostermezsiniz, guclu ve zayif yanlariniz nelerdir, bunlari cok iyi ogrenin. insan kendisini taniyamazsa hicbir seyi ogrenemez, ogrense de ogrendikleri bosa gider cunku surekli ayni hatalari yaparak surekli ayni tuzaklara duser. en iyi yaptiginiz is neyse onu kesfedin ve o alanda varolan yeteneginizin korelmesine izin vermeyin. herkesin cok iyi oldugu, yeteneginin cok ust duzeyde oldugu en az bir konu vardir ama cogu insan kendi yeteneginin ne oldugunun farkinda degildir. ozel yeteneginizin ne oldugunu kesfedin (deneme yanilma yontemiyle) ve o isi meslek olarak yapmaniz mumkun degilse bile (finansal kaygilardan dolayi) surekli pratik yaparak gelistirmeye bakin.

    ask iliskilerinde kimsenin kulu/kolesi olmayin. bu tur iliskileri abartmadan yasayin. sizi istemeyen birinin pesinde yillarca dolasip omrunuzu heba etmeyin, yine sizi cok seven ve deger veren birini ottan boktan meseleler yuzunden kirip hayatinizdan uzaklastirmayin. bir iliski olmuyorsa olmuyordur. bazi iliskiler goruyorum, iliskinin kendisi 1 sene, "uzatmalari" 3-4 sene suruyor. hayatinizi bok etmek istiyorsaniz bu tur iliskiler sizin icin birebir ama duzgun bir hayata sahip olmak istiyorsaniz bunu kendinize yapmayin.

    (klasik turk hatasidir) biriyle tamamen samimi olmadan enseye saplak, gote parmak sakalar yapmayin. biriyle tanistiginizda en basta bir resmiyet olur ve o kisiyi taniyip belli bir samimiyete ulasmak zaman alir. bu surec icinde karsidaki adam nelere kizar, nelere kirilir, sabri ne kadardir bilemezsiniz. gidip de 6 aydir tanidiginiz bir adama 10 yillik arkadasinin yaptigi samimiyette sakalar yapip adami kaybetmeyin. bu hata yurtdisinda turkler'in siklikla yaptigi bir hata cunku canayakin bir millet oldugumuz icin biriyle tanisinca hemen samimi olmak istiyoruz. bu tur seyler vakit alir.

    yurtdisi demisken, imkaniniz varsa mutlaka yurtdisi tecrubesi edinin. yurtdisi demisken akliniza almanya'ya gidip oradaki turk mahallesinde turkler'le takilmak gelmesin. yine paris'e, new york'a gidip avm'lerde gezip geri gelmek de gelmesin. farkli insanlarla tanisin, farkli kulturleri taniyin, bazen bildiginiz herseyi unutup sifirdan baslayin ki eski ogrendikleriniz sonradan ogreneceklerinizi etkileyip kirletmesin. yabanci bir ulkedeki biri bir sey anlatirken "elin amerikali/avrupali cahili ne bilsin" diye yaklasmayin, en cahil, en aptal insanin bile karsisindakine ogretecek/anlatacak bir seyi olabilir. kaldi ki biraz oturup konusunca karsinizdaki insanin hic de cahil olmadigini, oldukca donanimli oldugunu gorebiliyorsunuz. onyargilarinizi yikmak icin yurtdisi tecrubesi cok onemli (bununla birlikte turkiye'de de daha once hic gitmediginiz bir yere giderek bunu tadabilirsiniz. mesela batida buyuduyseniz dogu illerini ziyaret ederek ise baslayabilirsiniz).

    kendi ayaklariniz uzerinde durmayi ogrenin. gidip 30'lu yaslara kadar, anne babanizla yasarsaniz ve onlar sizi bir yavru kediye bakar gibi el bebek gul bebek buyuturse hayata atildiginizda cok ama cok zorlanirsiniz. kendi kendinize yetmeyi ve yukarda dedigim gibi sorumluluk edinebilmeyi ogrenin. eger anne babanizin cok ustune duserek yetistirdigi biriyseniz en basta eliniz korkak alisacaktir ama korkmayin, bu tur seyler zamanla ogrenilir. olaya sadece finansal da bakmayin, mesela bir yemek yapmayi, temizlik yapmayi, gomlek katlamayi ogrenin.

    markette sekerleme ve oyuncak reyonuna saldiran cocuklar gibi olmayin. sabirli ve sakin olmayi ogrenin. hayatta elde etmek istediginiz seyleri calisarak ogrenebileceginizin bilincini edinin. kisa yoldan zengin olma hayalleri kurmayin, zaten kisa yoldan zengin olmayi vaadeden yontemlerden cogunun amaci sizi soymaktir. bir kek 100 derecede 40 dakika pisirilmesi gerekiyorsa ve siz onu 200 derecede pisirip 20 dakikada bitirmeye calisirsaniz keki yakarsiniz. sabirli olmayi ogrenin ve yasadiginiz andan zevk alin.

    yasadiginiz sehirde/kasabada/mahallede/koyde/ulkede (her neyse artik) mutlu degilseniz omrunuzu orada heba etmeyin, daha mutlu olacaginizi dusundugunuz bir sehre/kasabaya/mahalleye/koye/ulkeye gitmenin yollarini arastirin. bunu ne kadar genc yasta yaparsaniz o kadar az sorun yasarsiniz. evlenip coluk cocuga karistiktan sonra insanin bir yerden bir yere gecmesi, hayat stilini degistirmesi 10 kat zorlasir.

    hicbir ama hicbir konuda fanatiklik yapmayin (futbol, siyaset, din, muzik...vs). en yakin arkadaslariniza/akrabalariniza sirf farkli renklere gonul verdi, sirf farkli muzik turunden hoslaniyor diye dusmanlik beslemeyin. sizin "ugruna olurum, yanarim biterim" dediginiz futbolcularin, siyasilerin, sarkicilarin hicbirinin umurunda olmadiginizi unutmayin. birak kendi ulkesini, baska ulkelerin takimlari icin bile fanatiklik yapan var. adam turkiye'de yasiyor, los angeles lakers uzerinden fanatiklik yapiyor. los angeles lakers'in her macina giden dogma buyume los angelesli adam bile fanatiklik yapmiyor. adam belki 300 dolar verip maca gidiyor ama takimi yenilirse "tuh yenildik, neyse eve gidip jennifer'a atlayayim bari" diyor. zaten ugruna yanilip bitilen futbolcular da mac bitince 10 dakika uzulup sonra keyifli hayatlarina geri donuyor. sen uc kurus maasindan ayirdigin parayla "takima destek" olsun diye lisansli urun aliyorsun, futbolcular o yunan adasi senin, bu yunan adasi benim, o manken senin, bu manken benim atlayip duruyor.

    cesitli takimlarin futbolcularinin yoneticilerinin arasindan su sizmazken taraftar birbirini yiyor. bu tuzaga dusmeyin. yemin ediyorum futbol izlemeyi biraktigimdan beri (dunya kupalari ve belli basli uluslararasi maclar haric) hayatimdaki stres katsayisi 10 kat dustu. "futbol izlemeyi birakin" demiyorum ama futbolu cogu zaman oynayan oyuncular bile seyirciler kadar ciddiye almiyor. su hayatta futbol dahil hicbir konuda fanatiklik yapmaya degmez.

    bir konuda belli bir gorusunuz varsa sadece o gorusu destekleyen degil, zit goruste kitaplar da okuyun. atiyorum, eger siz siyasi olarak "x" gorusune sahipseniz ve sadece "x" gorusunu destekleyen kitaplar okursaniz cok fazla sey ogrenmezsiniz cunku zaten "bildiginiz" veya "bildiginizi dusundugunuz" seyleri teyit edersiniz. arada "z" "w" "v" goruslerinin de kitabini okuyun. korkmayin, davanizdan sizi kimse geri ceviremez ama farkli gorusler hakkinda fikir sahibi olmak insanin ufkunu acar. hicbir sey kazanamasaniz bile karsit arguman gelistirmeyi ogrenirsiniz.

    hicbir sey icin gec degil! kucukken icinizde ukte kalan bir oyuncak mi vardi? gidin o oyuncagi alip oynayin. icinizde hicbir sey kalmasin. bazi seyleri gec yasamak hic yasamamaktan iyidir.

    not: 30 yasina gireli 8 ay oldu. 30'lu yaslardaki tecrubelerim arttikca buraya yeni seyler eklerim.

    edit: aynstayn'in biri "bunlarin hepsini 8 ayda mi ogrendin" demis. hayir, 30 yil + 8 ayda ogrendim.

    edit 2: eskiden bu baslik "otuzluk abilerden genclere oneriler" seklindeydi diye hatirliyorum. eger bunamadiysam baslik "genc sozluk erkeklerine" olarak degistirilmis.

  • gün geçmiyor ki yeni bir gariplik yaşanmasın!

    dün akşam fox tv'de maymunlar cehennemi başlangıç filmi gösteriliyordu. maymun ekrana gelince farkettim ki, bizim ufak fırlama ekrana kilitlenmiş, tüyler kirpi gibi olmuş, gözler kamyon sellektörü gibi açılmış. hatta maymuna yakın çekim yapılan sahnede birden öyle gerildi, gözleri öylesine büyüdü ki, lan benim görmediğim ne görüyor demeye başladım. ama asıl gariplik sonrasında yaşandı.

    maymuna yakın çekim yapılırken bizim gergin kedi, kafasını kaldırıp bana bakmaya başladı. bir bana bakıyor bir maymuna. bir bana bir ona. ben zannetti zaar. dellendim. kerataya bak lan!

  • sokaklarda mendil satarak geçimini sağlamaya çalışan yaşlı bir kadının, el ele tutuşmuş yaşlı bir çiftin arkasından hüzün dolu gözlerle bakması ve gözyaşlarına engel olamaması...

  • edit: 6 yıl sonra güncelleme ihtiyacı hissettim. (bkz: #123825550)

    400-500 bin tl'lik kendi evinizde oturmak, fiyatı 100 bin tl civarında gezen arabaya binmek demektir. otopark parasını düşünmeden aracınızı otoparka bırakır, aracınızı yıkatır, keyfinize bakarsınız. sürekli olarak konforunuzun peşinde olursunuz.

    yıllık spor salonu, havuz üyeliğiniz bulunur. yılda en az bir kere yurtdışına çıkabilirsiniz. aylık düzenli kitaplar alır, sinemaya gidebilirsiniz. ot, kafa, atlas, esquire, uykusuz, penguen veya hobilerinize göre diğer dergileri düzenli takip edebilirsiniz.

    spotify premium kullanıcısı; digiturk ve tivibu'nun full paket üyesisinizdir. şampiyonlar ligi, formula 1, süper lig, euroleague gibi pek çok spor olayını ülker link dilenmeden izlersiniz. ps4 için ergenler gibi çok oyun almak yerine gerçekten istediğiniz oyunu alır oynarsınız.

    her ay takımınıza destek olmak amacıyla forma, atkı, t-shirt, kupa, hediyelik eşya alabilirsiniz. stada gidip diğer taraftarlarla atmosferi soluyabilirsiniz.

    her haftasonu en az 1 balık rakı geceniz vardır. sürekli yeni mekanlar keşfedebilirsiniz. içki köşeniz vardır, duty free'den toparladığınız çeşit çeşit puro, cigar ve içkiler bulunur. viski sever ama çoğunlukla şarap tercih edersiniz.

    arada zevkine online kumar oynarsınız. kaybedeceğinizi bile bile.

    sağlık konusunda kafanız rahattır. liv, acıbadem, amerikan, john hopkins'e gidersiniz. yılda 2 kere diş kontrolüne gidersiniz.

    kullandığınız her ürün marka ve orjinal olur.; donunuz ve çorabınız bile. marka takıntısından değil, kalite ve kafa rahatlığı için. artık sabitleşmiş 2-3 parfüm markanız vardır. kozmetiğe epey bir para bayılırsınız. giyim kuşam için eğer çok beğenirseniz indirim filan beklemeden alırsınız. zevkinize göre ilginç takıntılarınız olabilir. kol düğmeleri, saat, ayakkabı, ceket, çakmak, pipo gibi aksesuarları koleksiyona varacak şekilde alabilirsiniz.

    kafanız eserse akşamın bir saati rivaya, sarıyere, bebeğe, caddeye gidebilirsiniz. gecenin 2'sinde kokoreçin dibine vurabilir, ıslak hamburger için kilometreleri umursamaz taksime gidebilirsiniz.

    orman yürüyüşleri, deniz, kaykay, bisiklet için haftasonu bir an önce gel dersiniz. arkadaşlarla toplandığınızda düşünmeden aldığınız pek çok şeyi sonra bir kenara atıp gidersiniz (uefa futbol topu, star wars ışın kılıcı gibi)

    hava atmak gibi bir amacınız olmaz çünkü bilirsiniz ki insanca yaşamak budur, çok abartı şeyler de değildir. sizden çok daha fazla kazananlar vardır. bu işin sonu yoktur. maddiyattan kopar gidersiniz bir süre sonra.

    bu yazıyı, hayalleri olan ve hayallerinin peşinde koşan benden daha genç arkadaşlarım için yazdım. umarım siz de insanca yaşayacak paralar kazanırsınız. ama hayalinizi asla bırakmayın. ve çalışmayı da..