hesabın var mı? giriş yap

  • buna ilk kez sahit oldugumda 18 yasindaydim sanirim. yaz tatilinde en yakin arkadasimin evinde misafirdim. bir sebepten dolayi arkadasima pantolon alinmasi gerekti; annesi bizi bir alisveris merkezine goturdu. ilk girdigimiz dukkanda birkac pantolon denendi, iki tanesi begenildi; uzerlerine gomlek secildi ve annesi tamam diyip odedi. ben olayin sokunu birkac gun atamadim; yalniz kaldigimizda dayanamayip arkadasima fiyata neden bakmiyorsunuz ya kaziklansaniz, baska yerde daha ucuz olsa gibi seyler sordum. "begendikten sonra cok zaman harcamaya gerek yoktu" dedi. ben de kendisine birkac yumruk ve tekmeyle cevap verip zenginligiyle dalga gectim. ergen aklimla yapacak baska birsey bulamamistim sanirim.

    ısin garibi, arkadasimin ailesinin cok zengin oldugunu biliyordum. ornegin; dev bir evleri vardi, annesi jeep cherokee, babasi s500 suruyor, babasinin soforu de var vs... ama bunlarin hic birisi 2 pantolonun fiyatina bakilmadan alinmasi kadar etkili olmadi zenginligin ne oldugunu anlamamda.

    simdi yas 30'u gecti; kazancim fazlasiyla iyi ama fiyata bakmadan koladan fazlasini soylemedim. biradan oteye gecebilecegimi de sanmiyorum.

    edit: bu arkadasimla yasadigimiz simdi aklima gelen baska bir mevzu: bu olaydan 1-2 yil sonra akmerkez'deki vakko'ya gittik; elemana gomlek veya tshirt alinacak. (zuppe degildir ama herif simdi bile alisveris canavari) bende de hayatimda ilk kez vakko'ya girmenin tedirginligi var. mal gibi duruyor olmamak icin tezgahtar abiye (vakko'daki abi/ablalara tezgahtar denmedigine eminim ama ne denir gercekten bilmiyorum) birsey sordum. adam bana cevap verip sonunda beyefendi diye hitap etti. 19/20 yasindaydim ve hayatimda ilk kez bir insan ciddi ciddi ve tum kibarligiyla bana beyefendi demisti. arkadasima donup "bana beyefendi dedi" diyecek oldum ama nutkum tutulmustu bile.

  • otuzuna az kalan, ama bir ucundan girmiş gibi hisseden birinin tavsiyeleri de olabilir;

    - ailenizi tanıyın, sevin. lise ergenliğini bırakın. anne-baba her zaman sizi sıkacak, doğrudur. baba her zaman tavsiye verecek, oğlum paran var mı diye soracak. anne, sanki sibirya kutuplarında yaşıyormuşçasına oğlum yiyeceğin var mı, kıyafetin var mı vs diye soracak. canlı bir ses tonuyla yanıtlayın. moralleri yerine gelsin. sakın geçiştirmeyin. fırsat buldukça yanlarında olun. yoksa sonraki ziyaretleriniz mezarına olur, adama koyar. ben babamin son anina kadar yanindaydim iyiki, iyiki yanindaydim. keske daha cok yaninda olsaydim.

    - baba olmadan çoğumuz abi-amca-dayı oluyoruz. ben dayı grubundanım. yeğen kendine gelip neyin ne olduğunu anlamaya başlayınca sizi gördüğü vakit dünyalar onun oluyor. siz onun gözünde ne okulu uzatan adamsınız, ne kredi kartı borcu ödeyen kapitalist kölesiniz, ne de içten içe n'olacağım korkusuyla gezen bir adamsınız. siz onun karşılıksız güvendiğisiniz. ona göre davranın. illa ki akraba olmak zorunda değil. çocukları sevin, onlara saygılı olun. onlar unutmaz. biz de unutmadık.

    - hayvan sahibi olun. bir köpekle arkadaş olun. onlar da unutmaz. hatta yapabiliyorsanız beraber yaşayın. sorumluluk sahibi olun.

    - yalnız yaşayın. yalnız başına hayatta kalmayı öğrenin. kimsenin sizi arayıp sormaması nasıl bir şeymiş bunu tadın. hayatta artık yalnız başına olduğunuzu öğrenin ki artık çoğu şey size koymasın.

    - paranızı sigara ve alkol gibi şeylere vermeyin. kenara atın. illa ki harcayacaksanız, kendinize birşeyler alın. örneğin takımının en sevdiğin forması, çok beğendiğin bir ayakkabı, bir bisiklet, ya da çok güzel bir yemek..

    - tarzınızı devam ettirin. başkalarına özenti olmayın. başkalarının da size sürekli karışmasına izin vermeyin. burada dostluk önem kazanıyor. birbirini olduğu gibi kabul eden insanlar. çevrenizde birkaç kişi olsun en fazla. ama sağlam bir ilişki olsun aranızda.

    - dil öğrenin. ister çince, ister afrika kabile dili olsun, mutlaka bir tane öğrenin. bir dil bir insan, aynı zamanda diğer milyonlarca insana ulaşmak demek. farklı bakış açısı demek.

    - yeteneğiniz varsa bir enstrüman çalmayı öğrenin. piyasa yapacağım diye değil, gerçekten çalın. illa gitar, saz olacak diye birşey yok. mesela darbuka çalın, kanun çalmayı öğrenin.

    - paranızı kaliteli harcayın. örneğin dil öğrenin dedik; bu noktada dil kursuna gidin, paranızı o şekilde harcayın. bunun için sigara, alkol gibi şeylere öncelik vermeyin.

    - her şeyden önemlisi, hayatta bir görüşünüz olsun. zamanın adamları olmayın. bir şey hakkında duruşunuz olsun. bozmayın. yapay ilişkilerin, özenti maddi şeylerin peşinde koşulduğu bir dönemdeyiz. ömrünüzü bmw, audi alacağım diye geçirmeyin. böyle bir hedef koymayın. birşeyin kullanım amacına bakın.

  • 1 sırp, 1 ispanyol, 2 türk, bir dağ evindeyiz. sırp ile ispanyol bir kurusıkı bulmuşlar, uzaktaki bir elmayı vurmaya çalışıyorlar. ben ise sandalyede oturmuş olacakları izliyorum.

    (ortamdaki 2. türk koşarak gelir)

    t: give it to the master. i can shoot anything you show me. [ver bakayım o silahı abine]

    (ispanyolda tepki yok, silahı verir)

    t: i've been to turkish army for one year [ben 1 yıl aztektim orduda]

    (tepki yok, izliyorlar)

    t: look. (çömeldi nişan aldı, yalnız kıç çatalı açıldı adamın, dolunay gibi çıktı ortaya)

    t: yeees **silahpatla** (elmada tık yok)

    (ispanyolla sırp bir çatala, bir de elmaya bakarlar. )

    sırp: that's why they lost whole empire... [işte koca imparatorluğu böyle kaybettiler]

  • kazanda su ısıtıp, taburede oturarak maşrapa yardımıyla yıkanan çocukların en sevdiği ritüeldir.
    banyonun bittiğini müjdeler.

    detayına inersek;

    kazanda su ısıtılır, kaynar hale getirilir.
    kazan suyu çok sıcak olduğu için biraz kaynar su, biraz soğuk musluk suyu karıştırılarak su ılıştırılır.
    maşrapa yardımıyla kafadan aşağı dökülmek suretiyle yıkanılır. aralarda şampuan ile baş, hacı şakir sabun ile vücut köpüklenir.
    tüm köpük maşrapa ile dökülen sularla temizlendikten sonra kovanın dibinde 2-3 parmak kalınlığında su kalmıştır. kalan suyun seviyesi maşrapayla alınamayacak kadar azdır ancak emin olun bir maşrapanın alabileceği sudan da fazla hacme sahiptir. (bir çocuk "hacim" kavramıyla ilk orada tanışır.)
    bu aşamada banyo seansı pratikte sona ermiştir çünkü kalan suyu boca edeceğini önceden bilen parlak zekalı çocuk, gerçek temizlik işini bu son suya bırakmaz. bilir ki, bu suyu boca ettikten sonra su doldurulmaya da üşenilecektir, banyoya devam etmeye de.
    neticede banyoyu resmi olarak da bitirmiş olmak için kova alınır, ters çevrilmek suretiyle kafadan aşağıya boca edilir.
    ayağa kalkılır ve titreye titreye elinde havluyla bekleyen anneye/babaya koşulur.

    ps: öncesinde ya da sonrasında bizimkiler izlemek sünnettir.

  • muharrem'e, oğan'a verecek gençler bunları izleyip daha kötüsünün olamayacağını anlaması lazım. tek alternatif kılıçdaroğlu şuan. mesele ideoloji meselesi değil. memleket meselesi.

  • gunlerdir kardesimin ve arkadaslarinin sop'larini duzeltmekten ici gecmis biri olarak icerikten ziyade sekil-semalle ilgili bir kac nacizane tavsiyem olan omur torpusudur (ben tanimimi yapayim da…)

    ama once su:
    bizim zamanimizda hocalarin bize en buyuk tavsiyesi sop’u bizi calismak istedigimiz konuya iten seyle ilgili kisisel bir hayat tecrubesi, bir olay, bir laf safsatasiyla acmamizdi –hani yani alti yasimdan beri merak ediyorum bu olaylari, icim icimi kemirir durur o gunden beri tarzinda hikaye yazmanin bize sacma gelse de ecnebiyi cok etkileyecegini filan soylerlerdi. ki en cok canimi cikaran ve yazimi sirasinda en cok alkol tukettigim kismisi olmustu kendi sop’umun. simdi dusunuyorum da allasen kim yer ki bunlari, ben o yasimda bile yemezdim, hele ki komite uyesi filan olup da her sene onlarca insanin hayatinda siyaset bilimi doktorasi yapma istegiyle yanip kavrulmalarina yol acacak travmatik tecrubelerini okusam kicimla gule gule bir hal olurum herhalde. neyse, zamane genclerinin sop’larinda boyle kaygilar gormedim ve acikcasi cok seviniyorum. siz gene de saginiza solunuza bir danisin son kararinizi vermeden de sonradan elin zirzobu yuzunden harvard’a neyim alinmadim diye beddualar edilmesin arkamdan…

    evet, gelelim sop’umuzun organizasyonuna:
    - once kompozisyon derslerimizin bir numarali kuralini uyguluyor ve kaaadin en tepesinden baslamiyoruz, birazcik bosluk birakiyoruz.

    - saga dayayacak sekilde tarih atabilirsiniz, hatta atiniz.

    - dear mear kismini ben “dear members of the selection committee” diye yaziyorum, sanki dear sir/madam yazmaktan daha kisisel gibi geliyor, bilemiyorum. bazi bolumler zaten direk olarak hitap etmeniz gereken sahsin adini filan veriyor, aman dikkat!

    - ilk paragraf: oyle langgadanak diye olaya dalmiyoruz. biliyorum cok hevesli ve isteklisiniz bir an once ne kadar muhtesem bir aday oldugunuz anlatmak icin ama sakin, sakin. once genel bir girizgah yapiyoruz. ben sizin bolumunuze sunu bunu calismak icin basvuruyorum, vs denen kisa bir paragraf. opsiyonel olarak ekte de size bu belgeleri gonderiyorum diye bir cumle de eklenebilir.

    - ikinci paragraf: burada bolume basvurmaktaki amaciniz, sizi ilgilendiren sorun nedir, geceleri yastiginiza basinizi koydugunuzda bunun cevabini ogrenmek icin illa ki master yapmaliyim, doktora yapmaliyim diye sizi durtukleyen o uhrevi soru nedir, kisaca acikliyoruz. bu paragrafa ben su anda surada ogrenciyim, ya da mezun oluyorum vs diye baslayip daha sonra egitimim boyunca da (ya da ne bileyim aldigim su derslerde) bu konu kafami karistirdi filan… diye baslamayi, baslatmayi seviyorum ben. ama cok da detaya girmeyiniz, ayrica basvurdugunuz bolumu yikayip yaglamaya gerek yok daha. ilerki paragraflarda yapacagiz butun bunlari.

    - ucuncu paragrafta o alanda calisma yapmak icin yeterli background’unuz oldugunu belirten cumleleri ard arda diziyorsunuz. aldiginiz dersler, gittiginiz kurslar, yazdiginiz paper’lar, stajlariniz, alakaliysa okul disi aktiviteleriniz (misal sozluk yazarligi…) bunlari bir bir anlatiyorsunuz. yalniz tabii ki calismak istediginiz konuyla ilgili olanlari cimbizlayip yaziniz buraya, yoksa kimya doktorasi yapacak adamin bes yasinda resim yarismasinda aldigi odulle pek ilgileneceklerini sanmiyorum komite uyelerinin.

    - dorduncu paragraf: evet derdimizi acikladik, qualification’larimizi siraladik, sirada bolume kabul edildigimiz takdirde neler yapmak istiyoruz, calismak istedigimiz konulari biraz daha detayina inerek anlatiyoruz. burada ne kadar detaya ineceginiz bolumun beklentilerine bakar artik, ama standart 1-2 sayfalik bir sop icin birkac duzgun cumle yeter saniyorum. sonrasinda bu calismak istedigim konular sizin bolume ne kadar da uygun, zaten siz bu isin pirisiniz, sizin bolumde yapilmaz da bunlar nerede yapilir guzel abilerim, ablalarim tadinda bir kac cumle yaziyoruz. aslinda burada amacimiz basvurdugumuz bolumu yikayip yaglamaktan ziyade calismak istedigimiz konularin bolume uygun oldugunun farkinda oldugumuzu belirtmek (pek cok insan basvuru dosyasi iyi oldugu halde sirf calismak istedikleri konulari basvurduklari bolumde calisan olmadigi icin reddediliyor netekim) bazilari belirli insanlarin ismini filan veriyor ama ben biraz killaniyorum bu islerden. belki adam bolumden sepetlenmek uzere, ya da iki seneye emekli olacak. belki adama kil olan insanlar toplasmis komitede. artik bu kismi size kalmis.

    - son paragraf… toparliyoruz: bakin gordunuz iste hevesli, caliskan, cevval bir insanim. sizin bolume kabul edilirsem gece-gunduz calisacagim, kendimi ilim-irfana adayacagim. benden iyi aday nah bulursunuz. bir an once haber verin da ona gore ben de planimi programimi yapayim koduklarim (sinirler iyice lacka olmus artik burada)

    sincerely
    adiniz soyadiniz

    bir kac ufak nokta daha:

    - allasen edebiyat filan parcalayacagim diye kasmayin. bir kere ne kadar uzun cumle kurarsaniz o derece anlatim bozulugu, gramer hatasi vb yapma riskiniz artiyor. hele ki yurt disi basvurusu yapiyorsaniz kendinizi komik duruma dusurebilirsiniz. korkmayin, bolun o cumleleri! dedigim gibi adamlarin derdi sizin ne kadar da uzun ve edebi cumleler kurabildiginiz degil, sadece motivasyonunuz ve birikiminizle ilgili bilgi edinmek.

    - bitirdiginiz bolumden, onceden calistiginiz konudan bambaska isle yapmak pesindeyseniz ikinci ve ucuncu paragraflari biraz uzatmakta hatta ek paragraflar yapmakta beis gormeyiniz. ben bu bolumu bitirdim ama aklimda hep su vardi, ya da kendi bolumumu okurken bir de baktim ki su da cok alakaliymis aslinda vs.. gibi cumlelerle olaya nasil motive oldugunuzu anlatin. daha sonra bu konuyla ilgili birikim edinmek icin ne tur saklabanliklar yaptiniz, sayin dokun.

    - muhakkak ki ingilizcesi’ne guvendiginiz arkadaslariniza, hatta mumkunse hocalariniza okutun. sadece word’un spell-check’ine guvenip de basinizi yakmayin.

    kolay gelsin.

  • yurtdışı ile ilgili bir anı anlatıldığında kendisine hava atıldığını zannedip komplekse giren insancıklar.