hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    eyvah necdet: ördekleri bilir misin züleyha? hiç soğuk bir kış gününde donmuş bir göldeki ördekleri izledin mi?

    züleyha: izlemez olur muyum? ben her kış donmuş göllere gider, ördeklere bakarım. kazım ya ben.

    eyvah necdet: hıh hıh hıh hıh. tabiat aleminde lüzumsuz mizah yoktur, dersler vardır züleyha. ördekler gölün belli bir noktasının donmasını kanat çırparak ve imece usülü bir yardımlaşma içinde engellerler. bir ördek kanat çırpmaktan yorulunca diğeri onun yerine geçer. böylece gölün donmayan noktasından beslenerek ölmekten kurtulurlar.

    züleyha: tamam necdet madem istiyorsun biraz da buz pateni yapan kurbağalardan bahset, ondan sonra da defol git hadi!

    eyvah necdet: bak züleyha… ben artık kanat çırpmaktan yoruldum. senin de yardım etmen lazım. yoksa aşkımız ölecek.
    --- spoiler ---

    ruhun şad olsun güzel insan...

  • biz hep hastaneye sıçtığımızdan, bizi bağlamayan tip.

    sokakta öpüşmeye gelince iş, "uuuu batının ahlaksızlığı". ortalığa sıçmaya gelince "e orda da yapıyorlar." batının ahlaksızlığını alıyor muyuz almıyor muyuz gençler, bi karar versek artık?

  • - 5 sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
    - mezarda..
    - anlayamadım?
    - neyini anlayamadın mına ğoyim, siyanürle altın aramıyo mu bu şirket?

  • 130 saatin ardından, zelda tears of the kingdom'u geçtiğimiz hafta bitirmiş bulunuyorumç aslında bitmek de değil. son boss'u geçmek. yoksa oyun bitecek bir oyun değil.

    oyunu merak edenler, oynayanlar veya oynayacaklar için, spoiler vermeden, çok kısa birkaç görüşümü paylaşacağım;

    - oyun 130 saatimi almış gibi görünse de, bu oyalanılmış bir süre. öyle ki kalpleri toplamaya çalıştım. bataryaları fulledim. haritanın çoğu yerinde keyfi olarak keşif yaptım. yer altının bile yarısına kadarını açmaya çalıştım. bol bol silah, item, aksesuar vs topladım. yani çok daha kısa sürede de rahat biterdi.

    - oyundaki crafting sistemi ile oyunda yapabilecekleriniz gerçekten sınırsız. en azından hayal gücünüzle sınırlı. birçok puzzle'ı, shrine'ı birden fazla yöntemle çözebilirsiniz. oyunun sizden istediklerini, bu crafting sayesinde birkaç saniyede de yapabilirsiniz. ayrıca crafting'de kullandığınız her parça ve aksesuarların fizik kurallarına uyumu müthiş. aynı şeyleri gerçek hayatta yapsanız, nesneler nasıl tepki verecek ise, oyunda da aynı tepkileri göreceksiniz.

    - shrine'lar ilk oyuna göre çok daha kolay. %80'i birkaç dakikada çözülecek şekilde tasarlanmış. zaten belli bir sayıdan sonra eliniz ve zihniniz alışıyor ve girdiğiniz shrine'ın mantığını, sanki daha önce yapmış gibi birkaç saniyede çözüyorsunuz. basit olsa da oldukça keyifli bu arada.

    - oyunun haritası çok büyük. yer altı, yer üstü ve gök yüzü olmak üzere 3 harita mevcut. oyundaki keşif hissi inanılmaz. görevleri bırakıp onlarca saat keşif yapabilirsiniz. her karede ayrı bir detay, ayrı bir macerada var. çok çok fazla yan görev mevcut.

    - son boss bana kolay geldi. hoş, link gereğinden fazla hazırlıklı bir halde gelmişti, bunun da etkisi mevcuttur ama düşündüğümden çok daha kolay geldi boss. ipucu vermem gerekirse kalkan + a tuşuna doğru zamanda basmanız zaten boss'u yenmeniz için yeterli olacak.

    - master sword candır. son boss'ta başka silah kullanmadım. oysa bir sürü güçlü silah hazırlamıştım.

    - korok seed'ler ilk oyuna göre çok daha kolay bulunur olmuş. toplamakla kalmayıp, hazne geliştirmelerde mutlaka kullanın. fakat 1000 tane korok seed'i toplamak insan işi değil. ömür boyu da oynasam yapılacak bir şey değil.

    - 130 saatte oyunu %47 seviyesinde tamamlamışım. oyunu bitirmenizin ardından tamamlama yüzdesi de açılıyor.

    - oyunda bol bol yiyecek, item vs toplayacaksınız. ama hiçbir zaman tamamı bitmeyecek. o yüzden toplarken de harcarken de çekinmeyin.

    - keşif hissinin inanılmaz olduğunu söylemiş miydim? oyunda gözünüzün gördüğü her yere gidin. gökyüzüne bakın ve 'oraya da çıkılmaz' dediğiniz her yere çıkın. keşfettiğiniz her karede ayrı bir detay, ayrı bir macera göreceksiniz.

    oyuna 130 saatimi vermeme rağmen, bir yandan çok şey yapmış, bir yandan da hiçbir şey yapmamış gibi hissediyorum. çünkü oyunda yapılacak çooook fazla şey var. 20 kere de bitirsem, binlerce saat de harcasam görmediğim şeyler mutlaka olacak. o yüzden bu oyun 'zamanlı' bir oyun değil.

    oyun hakkında hiçbir şey yazmadım bu arada. çünkü oyunda yazılacak, çizilecek, anlatılacak çok şey var. sabaha kadar yazsam bitmez.

    bu arada 130 saatin 1 dakikasında dahi sıkılmadığımı da belirteyim.

  • valla bana minübüsü kaçırınca bile geliyor bu his. sebebi ise bundan sonraki hiçbir minibüsün, kaçan minibüs gibi olmayacağı düşüncesi. olması gereken bir şeyin, ritüelden ansızın sapıvermesi insanın canını çok sıkıyor. bir şeyin zamanında ve yerinde olmaması hissi de olabilir yani. mesela geçenlerde laptopumun şarj aletini memleketimde unutmuştum. bunu fark ettiğimde inanılmaz bir çöküntü yaşadım. tarif edilemez bir şey bu. zamanda bir kırılma yaşanması gibi bir şey.

  • güneş nükleer tepkimeler ile yandığından ötürü su ve ıslak battaniye ile değil; sadece ve sadece üfleyerek sönebilir. bütün çinliler bi araya gelse güneşi söndürebilir bence.

  • edit: kazlarla video çekmişler, kazlar mutlu gerçekten kadınlarınmış. videoyu görünce mutlu oldum.
    hadi şimdi gidin suratına kezzap atılan çocukla video çekin.

    edit: kezzap da yalan çıktı ya da atan türk diyenler önce bir izlesin

    bunun peşine bu kadar düşmeyi biliyorsunuz madem kezzap atılan çocuğun peşine niye düşmüyorsunuz? hiç haberini yapmıyorsunuz?

    aman aman ıraklı bacılarımıza ayıp ettik, hadi len ordan. iki yüzlüler.

    edit: bu türk insanındaki arap aşkı neymiş böyle ya kendi milletinden üstün tutacak kadar.

    çok sinirlendim, iki gündür kazın peşine düştüler, git o kezzap atılan çocuğun da peşine düş.

    istemiyoruz kardeşim istemiyoruz, sabaha kadar allasanız da pullasanız da ülkemizde arap istemiyoruz.

    edit: dün de polis dövüyordu bu bedeviler, o polisi bir kürt dövse evinin önüne toma yığardınız, ulan ne arap seviciliğiymiş.
    kaç para ulan bir arap sevmek?

  • geçenlerde arkadaşlarımızın gerçekleştirdiği bir çeşit evlat edinme şekli. bir çeşit diyorum çünkü farklılıkları var ama temelde bir yavruyu aile sahibi yapmak amaç.
    küçük bir çocukları var halihazırda ve isteklerini paylaştıklarında nedense aptalca bir tepki verdik."kolay değil, iyi düşündünüz mü, çocuğunuz da var" falan diye. neyse ki kimseyi dinlemediler ve çocuklarıyla tanıştılar.
    akıllı, sevimli bir de kız çocukları oldu. gerçekten bir çocuğun hayatını kurtardılar. o çocuğun gözlerindeki sevgiyi görmek bile yeter inanın. hiçbir yurt, ne kadar güzel olursa olsun, sıcacık bir evin yerini tutmaz.

    maddi olarak asla bir yükümlülüğü yok. devlet çocuğun ihtiyaçlarını karşılıyor. aileye çocuğun yaşına göre bir maaş veriyor. çocuklar liseyi bitirdikleri anda memur olarak işe başlayabiliyorlar. yani gelecek kaygıları da yok. ki bu çok beğendiğim bir uygulama oldu. (bkz: pozitif ayrımcılık)

    vereceğiniz sadece sevgi, ilgi. ilerde çocuğum olduğunda ben de onun için bir kardeş istiyorum mutlaka.

  • galatasaraylı futbolcuların bu maçı kazanmak gibi bir düşünceleri olmayacak, maça iyi hazırlanmayacaklar, maç bitse de tatile gitsek diyecekler ve maç formaliteden ibaret olacak. fenerbahçe ise en azından şampiyon takımı yendik diye avunacak, hırslı oynayacak ve sezonu iyi kapatmak için elinden geleni yapacaktır. bu şartlar göz önüne alındığında galatasaray 3-0 kazanır.