hesabın var mı? giriş yap

  • herhangi bir konuda obsesyon o konuyla ilgili nöron ağlarını güçlendirir ve zamanla aptallaşabilirsiniz. sebeplerine bakalım:

    --- spoiler ---
    neden böyle olur?
    --- spoiler ---
    beyninizde mantıklı karar vermenizi sağlayan prefrontal korteks, limbik sistemde oluşan yanlış bir döngü sonucu doğru karar verememeye başlar. limbik sistemin içinde kaudat çekirdekleri denen bir bölüm mevcuttur, burası karar verme ve ödül mekanizmalarından sorumludur ve depresyon, anksiyete gibi problemler bu kısmın uyarılması sebebiyle oluşur. yapılan çalışmalarda kaudat çekirdeği uyarılan hayvanların stres altında yanlış seçimler yaptığı görülmüş... uyarılan hayvanlar fayda-maliyet oranı yüksek değil de düşük olan seçimler yaparak depresyona girebiliyormuş. referans

    olay biraz davranış mı depresyondan depresyon mu davranıştan etkilenire dönüyor. bir şekilde bu süreç tetiklendiğinde ödül mekanizmanız doyumsuz hale geliyor ve kaudat çekirdeklerini büyüterek etkin hale getiriyorsunuz. ardından depresyon başlıyor, depresyon başlaması bu çekirdekleri daha çok etkiliyor ve zamanla aptallaşmaya, nöron ağlarınızın obsesyon sebebiyle budanmasına sebep oluyor.

    bu durumda yani aptallığınızı aşmak için ne yapacaksınız? ya kaybettiğiniz şeyi tekrardan kazanmaya ya da çözmeye çalışacaksınız çünkü işin içinde bilinçaltına itilmiş bir suçluluk zeigarnik etkisi ile varsa peşinizi bırakmayacaktır. nedir bu etki? kabaca yarım kalmış işlere kafamızın daha fazla takılı kalması ve kendini hatırlatmasıdır. kontrol edilemez seviyeye çıkarsa travma oluşur. özetle kaçsanız bile seneler sonra sizi bulabilir. o konuyu freud'un değimiyle yutarak ya da kusarak atlatmalısınız. buna "sağlıklı unutma" deniyor. şöyle açıklamıştık:
    (bkz: tekrar/@karanlikruya)

    böyle bir durum yoksa muhtemelen yas sürecine girmişsiniz demektir. haklıysanız ve yüzleşeceğiniz bir şey kalmadıysa inatlaşmayıp tersi bir istikamette bu saplantıdan kurtulmaya yönelik işler yaparak durumu çözersiniz.

    --- spoiler ---
    sonuç olarak;
    --- spoiler ---
    insan boş durmak değil, meşgul olmak için yaratılmıştır. boş durdukça kurar geçmişe, o işe, o insana, hatta basit bir konuya sarar durursunuz. yine aynı süreç çalışır, yani boş durmak anksiyeteye veya depresyona sebep olur ve sizi bir döngüye sokar.
    referans1 referans 2 . bunun detaylarını zamanında vermiştik:
    https://seyler.eksisozluk.com/…ilimsel-arastirmalar

  • eminönü çantacılardayım. girdim bir dükkana. bir çantanın fiyatını sordum. bu esnaf insanı 200 küsür bir fiyat söyledi. bende "ya bu internette 80 tl satılıyor" dedim ve gösteri başladı.
    "bi dakika o zaman abi" diyerek hesap makinesini kaptı yalandan bi kaç tuş, sonrasında "saalii abii bunların potu neydi" gibi saçma sapan bir cümle ile kafasındaki denklemde boş bilinmeyeni de doldurdu. ve tekrar hesaplama yaptı. sonra hesap makinesini bana döndürdü ve yazanı gösterip "en son bu olur" dedi. gösterdiğide inanmazsın 80 tl :)

    200 küsürden 80'e hangi hesaplarla geldi, saliabi o ara hangi sihirli sözcüğü söyledi çözemedim :) içimde keşke 40 tl falan deseydim üzüntüsüyle aldım çantayı çıktım.

  • kedi, kırmızı şarap ve winter chill out albümleri hazır bekliyorum. hadi amk, yağıyorsa yağsın. kediyi kestireceksiniz bana burada.

    ekleme: yağdı sayılmaz. kar mı bu? yer; halkalı/atakent mahallesi.

    kediyi affettim, şarap iptal, jagermeister'a devam.

  • https://twitter.com/…luk/status/1463522572243451917

    1) kifayetsiz erdoğan’ın iktisadi temellerden tamamen uzak ekonomi yönetimi, liyakatsiz bürokratlar ile birleşince, ülke kaosa sürüklendi. türk lirası serbest düşüşe geçti. mutfaklarımızda büyük bir yangın var. marketlerde karne uygulamaları başladı. esnafımız satacak mal bulamıyor.

    2) şahıs ve şürekâsı açık ve net söylüyorlar: “ülkeyi o kadar fakirleştireceğiz ki, yurt dışından gelenler çok ucuza insanımızın emeğini sömürebilecek.” ülkenin geleceği ile ilgili tek vaatleri sömürülmenizdir. satacak bir şey kalmayınca, fakirliğimizi satmaya karar verdiler.

    3) ey şahıs, ey ucube rejim, ey yarı cahil kadrolar, ey bu ucube koalisyonun dilini yutmuş küçük ortağı, bellidir ki sizde akıl galip gelmeyecek. anayasamızın bize tanıdığı hakları kullanarak, milletimizin sesini dinlemek üzere, “haydi meydana” diyorum. ilk mitingimiz mersin’de!

  • ben rakamlardan durumu pek anlamiyordum, sonra ankara'nin 2. buyuk ilcesinin buyuk bir hastanesinde epey sure randevu bekleyip nihayet gidebildigim gun sadece 1 tane gastroenterolog oldugunu gordugumde durumu anladim.

    danisikli dovus mudur, kabul edilebilir kayip midir bilmem ama turkiye, savasa girip neredeyse kiyma makinesinden gecirilmis ukrayna gibi bir jenerasyon hediye etti avrupa ve abd'ye. birbirinden koklu fakultelerden zehir gibi doktorlar, bilgisayar muhendisleri, elektrik ve makine muhendisleri, endustri muhendisleri, matematikciler istatistikciler fizikciler, hem dogrudan piyasa hem de akademi anlaminda adamlara sifir maliyetle dunyalari hediye ettik.

    dogumundan yetismesine 0 kurus katkida bulunduklari binlerce odtulu, itulu, bogazicili, hacettepeli, ankara tipli vs ogrenci ulkelerine girdi, mortgage kredilerine girip ev aldi, araba aldi, para da sistemden cikmamis oldu boylece. vergilerini verirler, suc islemezler, kamu hizmetlerine katki saglarlar, firmalara fayda saglarlar... dunyanin en karli ticareti amk. kar marji %500, hatta yetmez %1000.

    belki de reflumu cozecek hoca su an dusseldorf'ta cocuklarinin cantalarini hazirlamis sabah kindergartena birakacagi saate alarm kuruyor. kaliteli nufus ihracati - kalitesiz nufus ithalati kadar buyuk bir hainlik olamaz. asml olacak ulkeyi don dikme pazarina cevirdiler cebirle.

  • camurun insan bedeni haline geldigine inanan ama buna inanmayanlar var, ustelik evrim insanin maymundan geldigini soyler saniyorlar israrla.

  • babaannesi namaz kılarken ege (4,5 yaş) odaya girer, namazın sonlarına doğru:

    ege: babaanne bu şekerleri yiyebilir miyim?
    babaanne: ....
    ege: babaanne cevap versene! yiyebilir miyim?
    babaanne: ...
    ege: (sesini yüksetir) duymuyor musun, görmüyor musun beni? bana baksana babaanne!
    babaanne: (sağına doğru selam verir)
    ege: orada değilim, buradayım!
    babaanne: (soluna doğru selam verir)
    ege: ya o tarafta da değilim, tam karşındayım baksana!!!!