hesabın var mı? giriş yap

  • yazı detayında çalışmak istemeyen gençlerin çalışmak istemediğini gösteren ifadeler şöyle:

    “… bana lojmanın resmini, mümkünse videosunu atar mısınız dedi. fotoğraf ve video attım. arkasından benden, personel menüsünü de göndermemi istedi. bir başkası, bana otel odası verip veremeyeceğimi sordu…”

    bak sen terbiyesiz gençlere, iş bulmuş bir de düzgün yemek yiyebilecek mi, köpek klübesinde bin kişiyle pislik içinde mi yaşayacak falan bunların hesabını yapıyor!

    yok kardeşim bu gençler adam olmaz, iş beğenmiyorlar, sen köle değil misin ne yapacaksın yemeği kalacağın yeri? ölmeyecek kadar yiyip hastalanmayacak kadar uyuyacak bir yatak neyine yetmiyor?

    tembel gençler, hep tembel bunlar. halbuki afgan gençleri öyle mi? yemek de sormaz yatak da. açın turizmci kodamanlarn önünü ltf.

  • bundan sekiz on yıl kadar önce, yanlış hatırlamıyorsam beyaz şova konuk olmuştu. telefonla bağlananlar, stüdyodakiler inanılmaz bir sevgi ve saygı göstermişti ustaya. sanki onu ne kadar sevdiklerinin farkına varmışlardı bir anda. almanya'dan arayanlar, amerika'dan arayanlar, telefonda ağlayanlar. gecikmiş bir borç ödemesi gibiydi. gece boyunca türküler söyledi bir yandan. telefona her bağlanan, "usta, şöyle bir türkü vardı, o da senindi değil mi?" deyip türküyü istiyordu. her seferinde de daha bir mahçup oluyordu usta. sanki herkesin sevdiği o türküleri yazmış olmak ayıpmış gibi, eziliyor, kısık sesle yanıt veriyordu. arada stüdyodakiler de benzer cümleler kuruyordu. "şu da mı senindi? onu da bi söylesen?" falan. sonra telefona biri daha bağlandı. dedi ki "usta yaa, falanca diye bi türkü vardı, o da mı senindi?" usta'nın cevabı şöyle oldu: "başka sahap çıhan yohsa benim diyelim."

    hani "sahap çıkan" olsa ses etmeyecek. böyle de mülkiyetten, dünya malından, egodan, kibirden muaf bir adam. güzel adam.

  • annemle babam bosandiktan sonra annemle, ust katinda ev sahibinin oturdugu kucuk bir bahce kati eve tasinmistik. eski ama derli toplu bir evdi. ev sahiplerimiz hamdi amca ve canan teyze (ki sonradan adinin aslinda iffet olduğunu ama hamdi amcanin ona canan dedigini ve zamanla da oyle kaldığını ogrenmistik) uzun yillar almanyada yasamis oradan emekli olmus medeni seviyeli kendi hallerinde insanlardi. biz tasindigimizda orta yasin uzerindelerdi derken uzunca yillardan sonra hamdi amcaya alzhimer teshisi kondu ve onun durumunun zorlasmaya basladigi ilerleyen yillarda da canan teyze bagirsak kanserine yakalandi. tedavi ve ameliyat sureclerinde kizlari melek abla uzunca süre onlarla kaldi. cunku hem bagirsak ameliyati sonrasi cok zordu, hem de hamdi amcayi kontrol edebilmek guclesiyodu. kac kez kimseye farkettirmeden evden cikip giderken gorup döndürdüm yoldan sayisini hatirlamiyorum. canan teyzenin de ameliyat sonrasi pek beklendigi gibi olmadi... bigun evde uyuklarken ust kattan melek ablanin cigliklari geldi firladim ciktim yukari canan teyze kendinden gecmis gozlerini acmiyor boylu yapili da kadindi melek ablanin gucu yetmedi ben kucakladim canan teyzeyi. karninda bagirsaklarinin gorundugu kocaman bir pencere vardi. hic unutmam o kareyi. neyse biz melek ablayla canan teyzeyi torununun arabasina koyarken hamdi amca da kapi onune kadar gelmisti cok ilgili diil olan bitenle haliyle. melek abla canan teyzenin yanina binerken bana bakti hamdi amca yalniz kalamazdı. konusmadan anlastik bi an. dedim ben ilgilenirim. onlar gittikten sonra hamdi amcayla evin kapisinda başbasa kaldik hem cekindigim ne yapacagimi pek bilemedigim hem de kontrolu daha rahat olur diye kapinin tam onune sandalye cekip yola donuk oturttum onu ben de duvarin kenarina yaslandim. ıcimden de artik canan teyze icin pek de yolunda gitmeyecek isler diye dusunurken, basindan beri herseyden bi haber duran hamdi amca buz mavisi gozleriyle bakip aglamakli bi sekilde "o benim herseyim o benim gencligim o benim gecmisim allahim onu benden alma diye" aglamaya basladi. o ana kadar hicbisi hatırlamadan bombos bakan adamcağız herseyi bir saniye icinde hatirladi ve ne olduğunu anlayamadan kocaman bi acinin icinde buldu kendini. ben de sadece yasli bir amca bedenine goz kulak olacakken tarifsiz bir acıyla yanan bir eşi teselli edebilme yuku altinda ezildim un ufak oldum. elimden de dilimden de birsey gelmedi. canan teyze de hastaneden eve bir daha donemedi... yaklasik bir yil sonra hamdi amca da gitti cananınin yanina.

    bu ani benim, baslarda burnumun diregini sizlatsa da, simdi "gercek sevgiyi tadabilmiş sansli insanlar da gecti bu dünyadan" diye içimi ısıtıyor hatirladikca.
    hamdi kadar sevmek canan kadar sevilmek düssün hepimizin payina.

  • arkadaşlar selam,

    geliştirdiğimiz ileri algoritma sayesinde sobalı evde büyümediği halde sobalı evde büyüme geyiğine iştirak eden yazarları bir süredir yakından takip ediyoruz. ip'lerini ve adreslerini öğrendik. bu çalışmalar esnasında aldığımız geri bildirimler sayesinde 80ler sonu ve 90lar başındaki ismini bile hatırlamadığı çizgi filmler hakkında laklak yapan şahısları da birer birer tespite başladık.

    çok yakında açacağımız internet sitemizden, çok cüzzi rakamlar karşılığında, webcam karşısında oturtacağımız bu insanlara canlı olarak istediğiniz neredeyse her işkenceyi yapabileceksiniz. çeşidimiz bol, aletlerimiz sağlık bakanlığı onaylı. sistre zımparasından tutun, dişçi mengenesine kadar geniş bir skalamız var.

    erken üye olun neşeye erken katılın!

  • o da bir şey mi!

    fındık, incir ve kayısı üretiminde dünya 1.
    antep fıstığı üretiminde dünya 2.
    ceviz üretiminde dünya 4. süyüz.

    ama halkımız bunların tadını unuttu maalesef. sebebi, yanlış politikalar sonucu liranın değersizleşmesi ve sonucunda alım gücünün azalışı. hepsi ihracata gidiyor.

  • debe'ye girdiği gibi "uzay boşluğunun rengi" falan değildir. tüm galaksilerin renk ortalamasıdır. yani renge uzay boşluğu dahil bile değil. ufkunuzu iki katına açana kadar okuduğunuzu anlamaya iki kat zaman ayıraydınız da doğru idrak edeydiniz.

  • ülkemizde oldukça hakir görülmektedir. çoğu akvaryumcu yeni akvaryum kurulurken "2 tane de çöpçü al dipteki bokları, artıkları yer" diyerek acemilere kaskallar.

    sanılanın aksine çer çöp, pislik, bok falan yemeyen bir balıktır. ekstra şartlar dışında zaten hiç bir balık bok mok yemez. çöpçüler de sadece dipte bulduğu yemleri yer. akvaryum için önemi buradan gelir. dipten beslenen balığınız yoksa akvaryuma attığınız ve yüzey balıklarının yemediği yemleri dipten tat organı olarak kullandığı bıyıklarıyla bulup tüketir ve bu sayede suyunuzda gereksiz amonyak ve nitrit oluşmasını engelleyici görev görür. pek çok türü olmakla birlikte en geniş aile corydoras ailesidir.

    çöpçülerin çoğu amazon nehrinin çeşitli kollarından geldiği için genellikle ph ı düşük ve nispeten yumuşak (düşük gh-general hardness-kalsiyum magnezyum sertliği) su sever. ancak farklı su şartlarına da pek çok türü dayanabilir. akvaryumlarda en az 4 lü sürü halinde bulundurulması genel sağlığı ve mutluluğu için gereklidir, çünkü çöpçüler sürü balıklarıdır. amazon'da genellikle 50 li 100 lü sürü halinde takılırlar. hiç bir şey yokken fişek gibi yüzeye fırlayıp hava yutar ve tekrar aşağı inerler. oksijeni düşük sulardan geldikleri için bu genetik bir alışkanlık haline gelmiştir. ara sıra bunu yapması normaldir ama her gün 5-10 kez bunu yapıyorsa suyunuzdaki havalandırma düzeyinden şüphe duyabilirsiniz. sürekli orta sularda deli fişek gibi gezinip fazla dibe inmiyorsa balığınız stresli demektir. sebebini bulup gidermeniz gerekebilir.

    tabiat olarak etçil ağırlıklı hepçil balıklardır, ama genellikle hepçil beslenen balıkların besinleriyle iyi gelişirler. yem olarak 1-2 örnek vermek gerekirse; sera vipachips, jbl novotab, sera vipagran, tropical welsichips veya welsigran dan herhangi ikisi ve haftada 1 gün lime lime dağıtılmış portakal içi, az miktar ıspanak, muz vs gibi doğal besinler ile beslenirse tosun gibi olurlar.

    ahan da böyle;
    http://www.scalare-online.de/…orydoras_sterbai.html

    akvaryumcuda gördüğünüz garibanlardan ne kadar farklılar değil mi? :) nasılsa dipteki boku yiyo lan diye düşünüldüğü için özel olarak yemlenmeyen gariplerdir onlar.

    ülkemizde genellikle komando çöpçü, panda çöpçü, albino çöpçü ve bronz çöpçü yaygındır (bronzlar corydoras değildir). ama yeni yeni yayılmaya başlayan corydoras sterbai, corydoras similis, corydoras trilineatus gibi güzel türler de bulunabilir.

    şahsen buralarda bulamadığım ama bir gün beslemek istediğim çöpçü türü ise; corydoras black venezuela'dır.

    http://www.laurellakeguppies.com/…i_black_1a_lr.jpg

    edit: 5 sterbai, 1 panda çöpçü sahibi olarak çöpçüye doymuyorum, 15 tane de cüce çöpçü getirtiyorum arkadaş yakında. bu sayede iskiye para vermekten de kurtulucaz, yeme de. sıçısıçıvericez akvaryumun üstünden :)

  • - sizce sizi bu eve neden almaliyiz?
    - rahat batiyorsa ve evinizde misafir gibi yasamak istiyorsaniz, dogru kisiyle konusuyorsunuz.
    - biraz acar misiniz?
    - bunu, gecenin dordunde siz uyurken gelip yuzunuze oturdugum zaman ya da uc kisilik kanepede oturacak yer bulamadiginiz zaman yeniden konusalim.