hesabın var mı? giriş yap

  • kabaca, geç osmanlı/erken cumhuriyet, 1930'lardan itibaren devlet feminizmi, 1980'lerden itibaren de ikinci dalga feminizm olmak üzere, üç dönemde incelenebilecek akım.

    osmanlı imparatorluğu'nun son dönemlerini kapsayan feminizm dalgası, özellikle son yıllara kadar sıklıkla görmezden gelinse de, serpil çakır'ın osmanlı kadın hareketi, yaprak zihnioğlu'nun kadınsız inkılap kitapları, ayrıca hayganuş mark'la ilgili yapılan "feminizm: bir adalet fermanı" gibi çalışmaların da etkisiyle bu döneme gösterilen ilgi artmıştır. şu anda bilindiği kadarıyla 1908-1923 yılları arasında 40'dan fazla kadın örgütü kurulmuş, okuma yazma oranlarının azlığına ve dağıtım imkanlarının sınırlılığına rağmen, oldukça fazla sayıda okuyucuya ulaşan 27 adet kadın dergi ve gazetesi çıkartılmış, üniversite de dahil olmak üzere, kadınların eğitim görme ve çalışma oranları artmış, 1917'de çok eşliliğe sınırlama getiren kanun çıkartılmış ve kadınların seçme-seçilme haklarıyla ilgili istekler ilk olarak bu dönemde dile getirilmiştir.

    erken cumhuriyet tarihinin, kadınlara ait en önemli ayrıntılarından biri ise, 16 haziran 1923'te, nezihe muhittin tarafından, cumhuriyet tarihinin ilk partisi olarak kurulan kadınlar halk fırkasıdır. bu parti, hem kadınların siyasi alanda temsilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, hem de daha sonra kurulacak cumhuriyet halk fırkası'na yönelik ilginin azalmaması için kapatılmıştır. partilerinin kapatılmasının ardından, kadınlar 1924 yılında türk kadınlar birliği'ni kurmuş (buradaki millileşme eğilimine dikkatinizi çekerim), 1925 yılından itibaren özellikle seçme ve seçilme hakları için çeşitli eylemler yapmışlardır. istedikleri haklarla, cumhuriyet gazetesi tarafından "havva'nın kızları, meclis'e girip yılın manto modasını tartışacak" diye dalga geçilse de, nezihe muhittin küstürülüp, siyasetten uzaklaştırılsa da, güç de olsa kadınlar 1934 yılında siyasi haklarını kazanmışlardır.

    1935 yılında ise 12. uluslarası kadınlar birliği kongresi türkiye'de düzenlenmiş, bu konferansın ardından özellikle chf'nin tepkileri daha da sertleşmiştir. ünlü hukukçu hıfzı veldet velidedeoğlu'nun 1935 yılında ülkü'de yazdığı bir yazıdan alıntılıyorum: "yeni türkiye’de bir kadınlık-erkeklik mücadelesi yoktur, olmamıştır ve olamaz. kadınlara bu haklar ne bahşedilmiş, ne de kadınlar tarafından mücadele ile alınmıştır. yapılan şey türk camiasında eksik kalmış olan bir işin diğer işler meyanında şimdi tamamlanmış olmasıdır." zaten sonrasında da türk kadınlar birliği kendi kendisini feshetmiştir.

    1980'lere kadar uzanan dönemde ise, kadın hakları "gerektiği zaman" erkekler tarafından savunuldu, kemalizm ve feminizm arasında borçlu olma hissinden kaynaklanan bir ortaklık kuruldu. seçme ve seçilme hakları elde edildi, fakat 1935'ten günümüze kadar meclise giren kadın sayısı 8794 erkeğe karşılık, 236 kadınla sınırlı kaldı. üstelik de kadınların yaşadığı pek çok problem görmezden gelindi.

    ikinci dalga feminist hareket, hem devlet feminizmi ile bir hesaplaşmayı başlattı, hem de toplumsal cinsiyet, taciz, beden hakları, kadın araştırmaları, kadın kütüphaneleri vs. gibi kavram ve kurumları da tartışmaya açarak, toplumun içselleştirdiği, cinsiyete dayalı ayrımcılıkları su yüzüne çıkarmayı hedefledi. hukuki reformlar için baskı yapmaya, bir de giderek yükselen oranda feminizmin orta sınıf, "beyaz" kadın hareketi olup olmadığını tartışmaya başladılar.

  • tadına bakıp "1963 basra körfezi" dedim, pompacı gülümseyerek "ağzınızın tadını biliyorsunuz efendim" diye cevap verdi.

  • eğer kapı zili durmadan çalıyorsa bilin ki o kardeşinizdir, yerinizden kalkmayın başkası bakar
    eğer kapı zili bir kere çalıyor sonra kapının açılmasını bekliyorsa o bababınızdır, bekletmeyin gidin kapıyı açın
    eğer kapı kapanma sesi duyduysanız ve ardından sessizlik olduysa o annenizdir, merak etmeyin o sizi bulur.

  • erdoğan: "tırlarda insani yardım malzemeleri vardı."
    erdoğan: "camide içki içtiler."
    erdoğan: "kabataş'ta türbanlı bacıma saldırdılar."
    erdoğan: "papa'nın özel uçağı var."
    erdoğan: "mercedes 330 bin lira."

    adamın en kral iddiası 1 yıl dayanmıyor.

    midem bulandı.

  • arac durmaz size carpar soforun ifadesi alinip serbest birakilir siz de artik ölür musunuz, sakat mi kalirsiniz bilemem. kasim ayinda enisteme yolun kenarinda yururken arkadan bir arac carpti, adam inip bakiyor sonra kaciyor kameralardan tespit edildi aracin plaka da sahte. baska ulkede olsa bu adam gunes goremez. hem birine carpacan hem birakip kacacaksin hem plakan sahte ama bura muz cumhuriyeti. suan adam disarda dava acildi mahkeme gunu bekleniyor. 5000lira verim davadan vazgecun diyor. enistem hala kendini toparlayamadi. gozleri bulanik goruyor, cok ayakta kalamiyor.
    kanunlarin uygulanmasi sart, ben yaya gecidinde duruyorum arkamdaki korna caliyor el kol yapiyor niye durdun diye. oyle bir ulke bura. dikkat edin yol hakkina sahip olmaniz ölmeyeceginiz anlamina gelmez.
    edit:imla

  • şok etkisi yaratır.

    üniversite 2 yıl uzayınca, eh artık çalışmanın vakti geldi dedim. oturdum çalıştım. 1 yıl daha uzadı amk. ilginç.

  • suudi arabistan’ın büyük müftüsü şeyh abdülaziz el eş-şeyh: "10 yaşındaki kız evlenebilir."

    kelimeler kifayetsiz. ama yani bu araplar da hep yanlış anlıyorlar dinimizi.
    saçmalık yani. ne denir ki.

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25343471/

    zöge: bunu zamanın ötesine gönderen hangi zihniyet amk. everin la kızınızı 10 yaşında.