hesabın var mı? giriş yap

  • allahım iyi ki standart bir ailede doğmuşum, iyi ki nişan törenlerimizde ailenin genç kızlarından biri yüzük tepsisini tutuyor, iyi ki anlamsız topuzlarıyla yengelerimiz var, iyi ki "burada birbirini seven iki gencin... diye başlayan konuşmayı yapan ailelerden birinin ağzı iyi laf yapan büyüğü var, iyi ki takı merasimimiz, iyi ki halay başında kendini kaybeden akrabalarımız var, dedirtti bana.

  • kaliteli bi kapsül kahvenin tanesi 10lira civarı, makinesi de 3-7 arasında geniş bir yelpazede ama biz 3,5 diyelim, kullanım ömrü de en az birkaç sene temiz kullanırsınız.
    her gün bir kahve içsem ilk sene kahve 20 liraya, ikinci sene kahve fiyatı artmazsa fincanı 10 liraya geliyor.
    bunu dışarda içsen 100 lira yanına çiçek koyarsan 200 lira gibi oldu ama maliyeti böyle.
    ayrıca beğendiğim kahve kalitesine her gün aynı şekilde ulaşabilir, yol gitmeden sıra beklemeden kahvemi içebilirim.
    filtre kahve makinesi ise çok daha uyguna geliyor çünkü daha fazla kahve çıkıyor ve kullanımı daha uzun ömürlü. kahveyi de kendim seçebilir, kavurabilir ya da karıştırabilirim. filtre kahve makinesi fokurdama sesi de bedava, sabahları keyfi başka çünkü.
    kahve mak. almaya üşenen french press ya da moka pot alsın geçsin bu arada, ikna etmeye çalıştık o kadar fjdjd

  • bu bölümü annemle izledik, ki annem bu diziye sarmayan nadir insanlardan.

    - haha, aa para dağıtan hırsız. bu da iyiymiş.
    + yok anne, o öyle bir insan değil.

    vallahi çıktı bu laf ağzımdan, aklınızı seveyim sizin ya...

  • + nasılsın?
    * - iyiyim. sen nasılsın?
    + iyiyim sağol. eğer işin yoksa kadıköy'e gelsene?
    - işim yok, gelirim tabi ki.
    + tamam ben şimdi yemek yiyorum, vapurdan inince ara beni.
    - tamam ararım, çok teşekkür ederim. hadi görüşürüz.

    asfşkla teşekkür ne lan! niye teşekkür ettin lan tırto!

    (bkz: akıl) (bkz: fikir)

  • başkası anlatsa ütopik bir karakter olduğunu sanacağım ama bugün bizzat kendisiyle tanışıtığım hoca.

    bildiğin elinde bir kutu kuru pasta ve tepsiyle geldi. hevesle herkesin sırasına çayları ve plastik tabaklarda servis ettiği kuru pastaları, un kurabiyelerini bıraktı. sınav erken olduğundan "kahvaltı yapmamışızdır" diye düşünülmüş.

    bana 6 yıllık yüksek öğrenim hayatımın en kötü geçen vizesini yaşatacak sorular sormuş olmasına rağmen şu an hiç kızgın değilim kendisine. aksine sarılasım var.

    buradan bütün akademisyenlerin kendilerine bir hayat dersi çıkarmalarını umuyorum. tanışın bu hocayla, arkadaş olun. az insanlık öğrenin.

    not: olay ilköğretimde değil, yüksek lisans seviyesinde gerçekleşen bir sınavda yaşanmıştır.