hesabın var mı? giriş yap

  • online satranc ortaminda brezilya'dan bir ablamizla muhabbet sirasinda gum diye patlayan bir soru beni benden aldi.
    "turkler e$$ek zikiyormus dogru mu?" seklindeki soruyu buyuk bir tepkiyle cevaplamis olsam da kendi kendime "oha yani butun dunya duymus anasini satayim" demekten kendimi alamadim (dedim desene kisaca suna hosaf!)...

  • market ya da ormanda yürüyüş dışında dışarı çıkmadığım, eşim dışında hiç kimseyle fiziki olarak görüşmediğim karantina sürem 1 ayı geçti.

    neredeyse her gün ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum bu aralar. evlenirken “hayatı beraber geçirmek istediğin insan”ı seçtiğini düşünüyorsun ama birebir yaşayıp görmek çok değişik bir duygu.

    mutlu olunca “kesin bir bokluk olacak” diye düşünen bir insan olduğum için, şimdiye kadar hep içimde evlendik ama belki birkaç yıl sonra aslında doğru insan olmadığızı anlarız belki gibi bir korku vardı. “ya hata yaptıysam” korkusu. şu bir ayı geçirdikten sonra, anladım ki çok doğru bir karar vermişim.

    başka hiç kimse olmadan, 1+1 ufacık evde mutlu mutlu yaşayabildiğim bir insanı bulmuş olmak inanılmaz.

    o kadar insan içinden nasıl oldu da böyle harika bir insanla ikimiz de bekarken tanıştık, ikimiz de birbirimizi çekici bulduk, zaman geçti iyice bağlandım, o da bana bağlandı ve mutlu olduk. nasıl bu ufak ihtimal gerçekleşti? aklım almıyor.

    ilerde daha ufak bir yere taşınsak şehir hayatını özler miyiz, beraber sıkılır mıyız tantana olmadan diye düşünüyordum arada. çok daha mutluymuşuz meğer.

    mutlu evde büyümediğimden herhalde bana öyle olağanüstü ve inanılmaz geliyor ki... neyse hayat bu ama şimdilik pek güzel.

  • vefakar eşinin serzenişini duymak isteyen sevenlerin içindir, yazacağım tırnak içindeki metin, o da bize emanet...*

    " ahmet kaya hayatı boyunca hiçbir örgüte üye olmadı, bunun aksini iddia edenler belge sunsunlar. dgm savcısı, ahmet kaya için tahliye kararı veriyor. gazete ertesi gün "yanlışlıkla salıverildi" diyor. refüze edilen ahmet kaya değil dgm savcılığı. "ahmet kaya yasal pasaportuyla yurtdışına çıktı, kaçtı" dendi. havaalanı kayıtlarında var. baksınlar, bulurlar. "üç-beş şerefsiz yüzünden arabama bile binemeden buralara geldim" dedi. "türk halkına şerefsiz dedi" diye haberler çıktı. 1993'te "ahmet kaya bölünmüş türkiye haritası önünde konser verdi" dendi. o yıl biz hiç yurtdışına gitmedik. öyle bir konser yapmadık. alevi esnaflar birliği'nin konseriydi. adamlar basına açıklama yaptı, 1994'de yapıldığı söylendi. hukukta fotoğraf delil sayılmaz, çünkü fotomontajdı. nasıl bir başarılı bir senaryo biliyor musunuz? aynı gazete1994'te "bölücü" dediği sanatçıya altın kelebek ödülü verdi. bunları açığa çıkarmakla yükümlüyüm. artık bende savunma değil saldırgan refleks gelişti. mahvolan hayatımızın hesabını sormak istiyorum. çünkü ben eşimi kaybettim, kızımın bir daha babası olmayacak. bu mu medyanın sorumluluğu? haydi 94'de gaflete düşüp ödül verdiniz, aynı gazetenin genel yayın yönetmeni, köşesinde albümü alıp dinlediğini yazıyor.

    ahmet onları kendi vicdanlarıyla başbaşa bırakmaktan yanaydı. basın toplantıları yapılıyordu, ahmet'in ağzından tek satır çıkmadı. şimdi beni ne heyecanlandırabilir ki? gökyüzüne altın harflerle yazsalar ne olacak? sadece şöyle huzur bulabilirim: ahmet'in şarkıları çalınacak ve insanlar bu ülkeden böyle bir adam geçti diye bilecekler....."

    (bkz: gülten kaya)

    güncel ek : bi zamanlar başucu eseri(m) iken zamanın ötesine, bilinmeyen mekana göçmüş entry(m), ne mutlu bana... her ne kadar, alternatif bakış açılarına gözleri tamamen kapalı olabilme düşüncesi can sıkıcı olsa da..

  • geçen hafta arkadaşlarımla 'lan acaba türkiye genelinde 24 saat elektrik kesintisi yaşansa bilanço ne olur' diye tartışmıştık. buradan evrene selamlarımı gönderirim. bu akşam tekrar bir araya gelip aynı grupla 'acaba j. lopez hangimize verir' sorusunu tartışacağız, oturum halka açıktır.

  • eve kız arkadaş getirilir.anneyle tanıştırılır.anne evden giderken bombayı patlatır;

    -kızım bak oğlumu üzme,ne isterse ver.
    +...?!

  • prof. dr. zafer kurugöl;

    " covid aşıları sağlık ocaklarında hepatit b ve kızamık aşıları yerine yanlışlıkla karıştırılarak çocuklara yapıldı ve çok iyi sonuçlar alındı ve yakında bu sonuçları ünlü bir tıp dergisinde açıklayacağız."

    https://streamable.com/3jgtc1

    ünlü tıp dergisinde sonuçları yayımlamaktan bahsettiğine göre büyük bir çocuk kitlesi aşılanmış ve bu çocukların takibini bir şekilde yaptıklarına göre de bilinçli bir aşılama olmalı. bebekleri denek olarak kullanmışlar ve ebeyvnlerin bundan haberi yok.

    20 ocak 2021 'de attığı tivit:
    .......çocuk çalışması da ülkemizde, tarafımızdan, yakında başlayacak!

    https://mobile.twitter.com/…tus/1351809464303804416

    `****` prof. dr. kurugöl'den "bebeklere yanlışlıkla korona aşısı yapıldı" sözleriyle ilgili yeni açıklama: yalnızca bir vaka var
    yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdiğim için özür dilerim. haber

    ntv'ye yeniden canlı yayına bağlanarak" tek bir vaka var " diyorsunuz, siz bu halkın akliyla dalga mı geçiyorsunuz? dünkü konuşmaniz yukarıda, ne diyorsunuz orada? küçük çocuklara covid aşısı yapıldı...
    varsayalım dediğiniz gibi tek bir vaka var , sormaz mı bu halk size bu aşının çocuklar üzerinde hiçbir yan etkisi olmadığı sonucuna tek bir bebek üzerinden mi karar verdiniz?

    *****sağlık bakanlığı: zafer kurugöl'ün iddiaları kabul edilemez, öğretim görevlisinin maksadını aşan açıklamaları üzerine soruşturma başlatılmiştır.

  • devletin içinde satılmışlar olmasa hiçbir kartel hiçbir devletle baş edemez

  • ''güven testi'' denen zımbırtının yeni moda olduğu ya da bizim yeni duyduğumuz, benimse ''hadi şimdi güven testi yapıcaz seninle, kollarını açıp kendini bırakıcaksın, ben de seni tutucam'' diyen arkadaş sayesinde ilk kez duyduğum zamanlarda, olayı yanlış anlayıp, kollarımı açıp arkaya değil de kendimi öne doğru bırakmak suretiyle kafayı gözü dağıtmak. güven testinde yüz üstü yere yapışan başka biri var mıdır merak etmiyor değilim.

  • ekleme: şaka gibi ama rapora göre pilot gerçekten iniş takımlarını açmayı unutmuş. çok ciddiyim, insana uçak emanet edilmemeli. yıl olmuş 2020, iki insan bir sebepten en unutulmayacak şey olan iniş takımını açmayı unutuyor diye 100 kişi ölüyor. fıkra gibi. şehir içinde hızlı gidip, durağa dalan otobüs şoföründen farkı olmayan insanlar bunlar.
    ---
    eldeki bulgular:

    1. piste yaklaşma esnasında çok yüksek irtifadaymış, atc 3 kere uyardığı halde özetle sorun olmaz demiş, irtifanın bu kazaya bir etkisi var mı bilinmiyor ama yorumlar pilotun kendini soktuğu bu fazlaca dik alçalma stresi nedeniyle bazı prosedürlerin atlanmış, uyarıların farkedilmemiş olabileceği yorumları var.

    2. 3400 metrelik piste iniş takımları kapalı şekilde gövde üzeri iniş yapıyor, pistin 1350. metresinde başlayan motor sürtme izleri 2900. metreye kadar -aralıklı olarak- devam ediyor.

    3. pistin sonunda tekrar havalanıyor, tekrar iniş için rota ve irtifa alıyor ama söylenen irtifaya çıkamıyor, olduğu irtifada kalmak istiyor. atc ona da onay veriyor ama o irtifada da kalamayarak alçalmaya devam ediyor. (kendisine verilen yüksekliğe çıkamadığı anı motorların durduğu veya güçten düştüğü an olarak varsayabiliriz şimdilik.)

    4. bu esnada uçağın fotoğrafları çekiliyor, gövde üzeri iniş nedeniyle sadece motorlarının altında karaltı ve iz var.

    5. daha sonra sola dönüş yapınca atc tekrar soruyor rotadan çıktığı için, pilot da motorları kaybettik diyor ve atc gövde üzeri iniş mi yapacaksınız diye soruyor, pilot cevap vermiyor.

    6. uçak düşmeden hemen önce pilot emercensi deklare ediyor. (pilot declares emergency yazsam daha kolay anlaşılırdı.)

    7. uçağın iniş takımları açık şekilde piste yaklaşırken düşüşü bir güvenlik kamerası tarafından kaydediliyor.

    ekleme: 8. bütün bu süreç boyunca uçağın hızı iniş anı dahil olmak üzere yaklaşma ve iniş için belirlenen limitlerin üstündeymiş.

    ekleme2: 9. pakistan'ın sivil havacılıktan sorumlu bakanının açıklamasına göre uçak iniş öncesi kuleye iniş takımlarıyla ilgili hiçbir sorun bildirmemiş.

    bütün bu verilerden pilot ilk iniş denemesinde iniş takımlarını açmayı unutmuş olabilir mi dedim, 'yok artık!' demeyin, olmamış değil. (daha ilginci, 4 şubat 1986'da yine pakistan havayolları'nın bir başka pilotu iniş takımlarını açmayı unutup gövde üzeri iniş yapmış.)

    ama tabii ki unutmamış, çünkü telsiz konuşmaları esnasında iniş takımlarının açılmaya çalışıldığı ama bir sebepten açılmadığı durumlarda gelen (gear unsafe) uyarı sesi geliyor, burada incelenmiş.

    ekleme: uçağın hızı eğer iniş esnasındaki konfigürasyonlara göre belirlenen limitlerin üzerinde olursa da aynı/çok benzer bir uyarı sesi varmış. uçağın iniş süreci boyunca sürekli belirlenen limitlerin üzerinde kaldığını da hesaba katarsak, bu sesin sadece yüksek hız uyarısı veya yüksek hız uyarısı + iniş takımı açılmadı uyarısı olması ihtimalleri var ama daha azı yok anladığım kadarıyla. o yüzden iniş takımlarının hiç açılmamış olması ihtimali güncelliğini koruyor. ben her durumda iniş takımlarını açtı ama bir sebepten açılmadı ve uyarı geldi diye yorumlamıştım, aşağıdaki üç paragrafı o çerçevede yazmıştım. uyarı sadece hız nedeniyle geldiyse, iniş takımlarının açılması gerçekten tamamen unutulmuş olabilir.

    bu uyarı bu olayda bir arıza nedeniyle iniş takımları açılmadığı anlamındaysa, iniş takım kolunu tekrar kapalı pozisyona getirip, 2 dakika bekleyip, tekrar açıp, yine açılmaması durumunda da manuel olarak kol yardımıyla iniş takımlarının açılması gerekiyor. yani bu uyarıyı alan bir pilotun piste inmeden önce havada en az 2 dakika daha beklemesi gerekiyor. (airbus a320 anomali el kitabı 8. bölüm, 9. başlık, sayfa 70)

    bu olayda ise bu ses iniş gerçekleşmeden hemen önce duyuluyor. neredeyse piste inmeden saniyeler önce diyebilirim çünkü bu sesin duyulduğu iletişimden tam 14 saniye sonra pilot 'going around' (inişi iptal etme) anonsu yapıyor. yani inmiş, motorları sürtmüş, vazgeçmiş, kalkmış, anons etmiş 14 saniye içinde.

    ayrıca bundan önceki konuşmalarda bu uyarı sesi yok. muhtemelen çok son saniyede iniş takımlarını açtı(açmaya çalıştı), normalde piste yaklaşık 6 mil kaldığında iniş takımları açılırmış.

    pilotun ilk iniş denemesi öncesi gövde üzeri iniş için kuleye bilgi geçtiği gibi bir veri de yok (ek: pilot iniş takımlarında bir sorun olduğuna dair herhangi bir bildirimde bulunmamış) ancak zaten gövde üzerine inişlerde iniş öncesi motorların tamamen kapatılması gerekiyor prosedür gereği ve pilot bu tercihte bulunmuş olsaydı inişten vazgeçebileceği bir motor gücü olmayacaktı. buradan da anlıyoruz ki pilot aslında bir gövde üzeri iniş prosedürü gerçekleştirmiyor. (airbus a320 anomali el kitabı 8. bölüm, 5. başlık, sayfa 68-69)

    özetle benim düşüncem şu, ilk iniş denemesinde iniş takımları (aksaklık veya unutkanlık) bir sebepten açılmadı, bunu farketmeyerek iniş takımları açılmış gibi normal iniş yaptılar, motorlar piste sürtünce kararsız kalmış olmalılar bir süre çünkü 1550 metre sürtünme izi var pistte. sonra baktılar pistten çıkacaklar, inişten vazgeçtiler, tekrar havalandılar, bu sefer iniş takımlarını açtılar ama motorlar sürtünme nedeniyle hasar görmüştü ve daha fazla dayanamadı. süzülerek havalimanına ulaşmaya çalıştılar ama olmadı.

    entry içinde bulunan linkler dışındaki kaynaklarım:
    https://en.wikipedia.org/…onal_airlines_flight_8303
    https://www.flightradar24.com/…rashes-near-karachi/
    https://news.sky.com/…ring-landing-attempt-11994336