hesabın var mı? giriş yap

  • hadise'nin tiril tiril sıfır kollu bir bluz giydiği yerde mazhar alanson'un kazak üstü kaşe montla oturduğu jüriye sahip yarışma.ben anlamadım şimdi stüdyo mu soğuk, hadise mi yanıyor, mazhar alansonun kanı mı çekilmiş ?

  • restourant'ların şu an fiyat arttırmasının en büyük sebebi et,süt,yumurta fiyatlarındaki artışla ilgili de olsa doğrudan bu değil.

    asıl sebep ekonomik yavaşlama esnasında en büyük problem olan ve kar topu etkisi gösteren fix costların dağıtılması ile ilgili. fix cost dediğimiz şey, bir iskender kebabı doğrudan etkilemeyen, tüm iskender kebaplara bölüştürülen maliyetlerden ibaret.

    örneğin iskender kebaba koyduğunuz yoğurdun maliyeti her zaman (yoğurdun kg fiyatı)/(iskendere koyulan kg yoğurt) kadardır. ancak dükkan kirası böyle değildir. onun iskender kebaba maliyeti sadece iskender kebap satan bir yerde (aylık dükkan kirası)/(aylık satılan iskender kebap sayısı) kadardır.

    yani şu an olduğu gibi dükkanlara giden kişi sayısı azalırsa (alım gücünde düşüş), hiç bir ürüne zam gelmese dahi kebap başına fix costların artması sebebi ile her şey pahalanır. buna ek olarak bir de temel gıdalarda pahalılaşma varsa bu etki katlanır.

    şu an dışarı çıktığınızda her yerin doluluk oranına bakın, herkes sinek avlıyor. durum böyle olunca eskiden kirasını 5000 müşteriye bölen mekan şimdi 2000 kişiye bölüştürüyor. eskiden vergisini 1000 müşteriye bölen mağza şimdi 500 müşteriye bölüştürüyor. bu da ürün fiyatlarında enflasyonun çok üzeri artışa sebep oluyor.

    pahalılığın anormal olmasının en büyük sebebi şu an budur. ürünlerin pahalılaşmasına paralel gelir artışı olmadığı sürece bu etki artar. geçmişte "ekonomik kriz esnasında enflasyon artışı olamaz" fikrine dayanan ekonomik bir model mevcuttu, bu ve buna benzer etkilerin belirlenmesinin ardından bu teori de çöktü gitti. yerine başka bir model geldi, bize giren çıkan herşey yeni modelde çok daha güzel anlaşılıyor.

  • üst edit: başlık sanırım işe yaradı başta trakyalı olmak üzere birçok troll geçtiğimiz dakikalarda uçuruldu. polat alemdar bir gecede 6 babayı temizliyor tarzı etki yarattık.*

    sözlüğü normal seyrinde okumanın imkansız hale geldiği, troll (ak) hesaplar tarafından tüm gündemin cumhuriyet ve atatürk düşmanlığı içeren başlıklarla donatıldığı, uçurulan hesapların yan hesaplarıyla gelip sözlüğü esaret altına aldığı, başlıkları engelle fonksiyonunun çalışmamaya devam ettiği, moderasyonun uyuduğu rezil bir hal. bir de troll başlığa elinde tuzlukla koşup fav kasma peşindeki dangalaklar var başlıkları gündemde tutan onlara hiç girmiyorum.

    16 temmuz 2022 sözlüğün utanç günü olarak tarihte yerini alsın.

  • evet. yine ben geldim.

    bu başlığa yazmayı seviyorum. umarım herkes sıfır bulaşık ve hazırlıkla, her öğünü hazırlayabilir duruma gelir.

    neyse yine çok pratik ve bulaşıksız ama birno kadar da leziz tarifle geldim.

    elzem olan malzemeler,

    fırın (bekar adamın kurtarıcısı)
    fırın poşeti (marketteki en ucuz şeylerden)
    fırın tepsisi (kirlenmeyecek, rahat olun)
    varsa alüminyum folyo (çok gerek yok, emniyet için)

    efenim tarifimize gelirsek, ilk kural, kuralın olmamasıdır.

    evde ne varsa,

    patates,
    soğan,
    biber, (acısı size kalmış, ben sivribiber severim)
    bezelye,
    fasulye,
    mantar, (kendisi ile aşk yaşıyorum. tabii ki kültürlü)
    sarımsak, (efsaneler ölmez)
    domates, (sulandırır, tercihen çok fazla dilimsiz)
    havuç, (pişince daha sağlıksızmış)

    hangilerini canınız çekiyorsa ve varsa, soyup, dilimleyip fırın poşetinin içine atıyoruz.
    sonra yine aynı poşetin içine salça, tuz, yağ ekliyoruz.

    şimdi gelelim, can acıtıcı kısma.

    inanın böyle de fırına atsanız lezzeti muhteşem bir sebze yemeği elde edeceksiniz ama mümkünse bu poşetin içine bir miktar, et ya da tavuk atabilirseniz iyi olur. etin ya da tavuğun şekli şemali önemli değil, danayı ya da tavuğu bütün olarak koymayın yeter.

    tercihen, et ise kuşbaşı, tavuk ise sote, pirzola gibi parçalar olabilir.

    bunların hepsi poşete girdikten sonra, poşetin içine ister dıştan avuç avuç avuçlayarak, ister içine o tertemiz elinizi sokarak bir miktar karıştırınız.

    sonra elinizi yıkayıp, poşetin ağzını gerekli aparat ile büzüp, içine nolur nolmaz kirlenmesin diye alüminyum folyo sarılmış fırın tepsisine yatırınız. ağız kısmı yine de bir miktar havada kalsın. (zaten ekstra bir su olmadığı için taşma olmaz da, şimdi söz verdik bulaşık çıkmayacak diye o yüzden)
    üst göbek kısmına da kürdan ile 3 tane delik açın pıt pıt pıt.

    atın fırına şimdi tepsinizi, pişsin. tavuk varsa 1 saat, et varsa 1.5 saat pişiriyorum ben.

    sonra fırından çıkarıp, tepsiyi masasa nihalenin üzerine koyun. fırın poşetinin içindeki su qkmayacak şekilde şişkin yerinden makasla bir kapak açın. dikkat burada yüksek sıcaklıklı buhar var, yanmayın. önce bir kesik atıp, buharın çıkmasına izin verin. iyi yakar benden söylemesi.

    açtığınız kapaktan, kaşıkla yiyeceğiniz kadar yemeği tabağınıza alın.

    eğer yemeği 2 ya da 3 günlük olarak yapmışsanız. kalan yemeği de, ilerde ocakta ısıtabileceğiniz bir tencereye alırsınız. 3 günlük yemeğiniz çıkmış olur.

    yemin ederim yazması, yapmasından daha zor.

    afiyet olsun efenim.

    ha unutmadan, tepsideki alüminyum folyoyu atmayın. zaten temizdir. başka bişi için de kullanın. pahalı zira.

  • birazdan şu pastane bu dondurmacı diyenler doluşur. he kardeş istanbul dan maraş a gideriz dondurma yemeye.