hesabın var mı? giriş yap

  • trt'de 20 küsür yıl evvel çalışırken röportaj için ekipçe evine gitmişliğimiz vardır. hatta şöyle bir anım da var: epeyce kalabalığız, ev baya karışık, kablolar, ışıklar falan. herkese kahve çay geldi, bana gelmedi. kayhan hoca dedi ki, sana gelmedi mi içecek bir şey. yok dedim hocam gerek yok sağolun. öyle olmaz dedi, ben sana bi kahve yapıp geliyorum. gitti yaptı geldi, elinden kahve içmişliğim vardır. allah gani gani rahmet eylesin. mekanı cennet olsun. :(

    debe editi: mekanın cennet olsun.

  • görgüsüz olmakla köylü olmayı eşdeğer gören insan hezeyanları.

    dün bir asker uğurlaması gördüm, bağdat caddesinde, bmw'den audi'nin üst modellerine kadar geniş bir yelpazede dörtlüleri yakmış kornaya basıyordu en az 10 araba. bunu yapanların kağnı arabasının neye benzediğini bildiklerini sanmıyorum.

    rahatsız olunan görgüsüzlükse eğer bunu sadece "köylü gibi olan insan"lar yapmıyor.

  • yalan söylemeyip dürüst davranmasının sonucudur. keşke bütün siyasiler merkel kararlılığında ve dürüstlüğünde olsa.

    tek ihtiyacımız realizm. bizimkiler "biz şöyle iyiyiz böyle kıskanılıyoruz. benim suriyeli kardeşim" diyor sonucunda ben amerikan malı telefonumda amerikan sosyal medya uygulamasında aşağıdaki fotoğrafı görüyorum.

    http://a.abcnews.com/…eaders_ml_150402_16x9_992.jpg

  • kızım geceleri benimle beraber gökyüzüne bakmayı çok seviyor. bir sürü soru soruyor. ben de anlatıp duruyorum. bir ellie arroway olsun hırsım yok ama ilgilenmesi acayip hoşuma gidiyor. daha önce gezegenlerden - yıldızlardan - aydan çok konuşmuştuk. yine öyle bir gece:

    - bak baba... şurada yanyana üç yıldız gördüm.
    - orion'un kuşağı o canım.
    - kuşak ne demek?
    - kuşak kemer gibi bir şey, insanlar giysileri düşmesin diye takarlar.
    - ama niye ona kuşak demişler? kim takıyor ki?
    - orion. avcı o. eski insanlar oradaki yıldızları bir avcıya benzetmişler. bak şunlar bacakları, şurası gövdesi, şurası...
    - çok saçma. orada bir üçgen var, orada da bir dörtgen. eski insanlar da çok komikmiş. (boğa takımyıldızını göstererek) bari şuna da inek deselermiş hahahaha!
    - (gulp)

  • euroleague, avrupa basketbolunun gelişimi için engel haline gelmiş bir organizasyon ve artık yeniden yapılanması gerekiyor.

    1- gelir:

    euroleague, şu an avrupa'da en fazla gelir üreten organizasyon ama potansiyele bakarak kıyaslama yapınca ise euroleague için avrupa basketbolunun değer üretmesi önünde bir engele dönüştü eleştirisi haklı olabilir. yakın zamana kadar avrupa basketbolu, nba'de az çok rolü olabilecek oyuncular için bir alternatifti. nba'in en görkemli zamanlarında bile (jordan dönemi) avrupa basketbolu yıldızlarına nba'deki en düşük maaşlarla kıyaslanabilecek paralar vaat etmiyordu (kukoc) ki o dönem nba ile kıyaslayabileceğimiz avrupa basketbol organizasyonları çok daha zayıftı.

    avrupa basketbolu en kötü haliyle bile şampiyona 3-5 milyon para vaat edecek seviyede değil ama bu sorunun kaynağını da bilemiyoruz. yunan takımları organizasyonun hissedarlarının gelirden büyük paylar aldığına dair itirazları sık sık haberlere konu oluyor. google'dan aratınca euroleague'in geliri şudur, pasta bu şekilde dağıtılıyor diyen bir dökuman bulamadım. problem gelir paylaşımı ya da gelir azlığı olsun, her senaryoda asıl sorumlu organizasyondur.

    2- kapsam:

    euroleague'e katılacak 11 takım değişmiyor diğer takımlar ise belli başarıları elde ederek bu lige katılabiliyorlar bu da euroleague'in potansiyelinden çok daha sınırlı bir kitleye hitap etmesine sebep oluyor. euroleague'te şampiyonluk iddiası olan takımların bütçesi +30 milyon dolar; ortalama takım bütçesi 10 milyon dolar civarında ama ligi kazanan takımın elde ettiği gelir ortalama bütçenin yarısı bile değil; yerel basketbol liglerinde, eurocup'ta durum gelirler açısından çom daha vahim durumda.

    örneğin eurocup şampiyonu euroleague katılım hakkı kazanıyor ama eurocup için 3-5 milyonluk bütçeler makul iken euroleague'te bu bütçe ile iddialı takım kurmak çok zor ve bu çapta bütçeyle oynamak isteyen takımlar doğal olarak ligin kalitesini düşürüyor; bahsettiğim takımlar bütçelerini artırsalar ve ertesi sene euroleague'e tekrar katılım hakkı tekrar elde edemezlerse ciddi bir bütçe sorunuyla karşılaşıyorlar ve bu durum sürekli olarak istikrarsız takımların ortaya çıkmasına sebep oluyor.

    çözüm muhtemelen euroleague çok daha fazla genişletmek ama vasat bile diyemeyeceğimiz gelirler çok daha fazla bölünürse takımların kalite farkı kapanıp kapsayıcılık artacaktır ( uzun vadede bu daha olumlu olabilir.) ama bu durumda da zaten çok yüksek olmayan toplam kalite daha da düşecektir.

    3- yerel ligler:

    euroleague'in gelirleri çok yetersiz iken yerel ligler gelir açısından berbat durumda ve yetersiz dediğimiz euroleague takımları için yerel ligler zaman, gelir kaybı haline gelmiş durumda. bugün euroleague'te türkiye'yi temsil eden takımlar +50 milyon liralık kadrolar kurarken birkaç milyon teminat bulamayıp ligden çekilen takımlar oluyor. (şu an ligin en dikkat çeken oyuncusunu (bkz: alperen şengün) teminat bulamayan takımdan çıkıyor !)

    bu iki ekibi aynı ligde birkaç defa karşı karşıya getirmek en doğru seçim mi tekrar düşünmek gerekir. bu sadece türkiye ligine has bir durum da değil örneğin euroleague'e sürekli katılım hakkı olduğu halde genelde en kısıtlı bütçe ile yarışan zalgiris de liginde geriye kalan takımların karmasıyla her hafta maç yapsa zalgiris her maça favori çıkar. örnekleri artırabilirim; mevcut statükoyla bu fark azalmayacak, katlanarak artacak.

    sonuç olarak avrupa basketbolunda eninde sonunda büyük bir kırılım yaşanacak. fiba bile (bile çünkü avrupa'da basketbolun gelişememesinin ana sebebi) "şampiyonlar ligini" basketbola uyarlama şeklinde şeytanın bile aklına gelmeyecek bir konseptle yeniden avrupa'da şansını deniyor (bkz: bunu buradan alın) ve şimdiden bir alan kazandı.

    euroleague bugün avrupa basketbolunun potansiyelini baltalayan bir organizasyon haline geldi, avrupa basketbolunun büyümesini engelliyor ama mevcut ekipler için ise en iyi alternatif olarak duruyor. (bkz: batık maliyet yanılgısı) günün sonunda ise en kötü senaryoda bile avrupa basketbolunun başta gelir olmak üzere gerçek potansiyeli bu değil. avrupa'da basketbolun potansiyeli tabii ki abd gibi değil ama mevcut gelir uçurumu normal değil. nba kurumsal olarak avrupa'daki boşluktan yararlanmak için illa ki bir şeyler yapacaktır. nba'deki en değersiz takımın piyasa değeri bile milyar dolara yükselmişken ( birkaç sene önce aşırı yükselmiş olarak kabul gören fiyatlar bile şu an komik rakamlara döndü yani çok daha fazla yükselebilir.) avrupa'daki potansiyel birilerinin ağzını sulandırıyordur. nba oyuncuları arasında "basketbol takımı" sahibi olma trendi yükseliyor. ( avustralya ligi neredeyse nba oyuncuları ligi haline geldi. ) bu eğilim avrupa'ya da yönelebilir ve bu kırılım geciktikçe avrupa basketbolunun kalitesi düşecektir.

    https://seyler.eksisozluk.com/…uhtemel-hazirliklari

  • üniter devletin başını yaktığı kızdır.

    oysa bırak kürdistan'ı kendi haline, öğretmen mi buluyor, peşmerge mi buluyor, ne buluyorsa bulup eğitsin bebelerini.