hesabın var mı? giriş yap

  • geçen akşam otobüste ayakta gidiyorum. zaten cüsseliyim bir de elimde çanta var. otobüsün önünden "arkadaşlar sağlı sollu ilerleyelim" diye bağırıyorlar. çift sıra ikili koltukların olduğu koridora tek başıma zor sığıyorum, adam sağlı sollu diyor, bak sen. neyse, dedim, sabredelim biraz daha. sonra yaşlı bir teyzem başladı konuşmaya, "sanki otobüsun arka tarafı başka yere gidiyor. illa orta bölümde bekleyecekler". bize laf sokuyor aklınca, bunu duyan diğer yaşlı teyzeler de koroya katıldılar. "hiç... insanımız böyle işte... iki adım ilerleyip de herkes rahat etsin diye uğraşmazlar. cık cık cık.". diğer taraftan bir amca bağlandı, "yürünsenize evladım, bak yolcular binemiyor". elimdeki çantayı kaldırdım havaya, "amca nereye yürüyeyim, hani, göster de yürüyeyim, nereye yürüyeyim?" dedim. sonra, bir kaç yolcu daha katıldı isyanıma, "bitti işte daha yolcu almayın, akraba olacaz burda" falan... sonra teyzeler biraz yumuşar gibi oldu, "aslında buraya minibüs seferi de koymalılar, çok yoğun bir yer". "olur mu canım, bu kadar sıkışık trafiği daha da felç mi etsin?"...

    ah benim koyun insanım... otobüsün zar zor geçtiği daracık yollara, bu yetmezmiş gibi sürekli bir tarafı kazılıp tekrar yamanan asfalta, yetersiz otobüs seferlerine ve toplu taşıma seçeneklerine değil de birbirinize kızın. "sağlı sollu yürüyün" diye birbirinize bağırın böyle. yer dar diye birbirinize kızın, siz birbirinize kızasınız diye yeri dar tutanlara değil.

  • her trappist birası, manastır birasıdır fakat her manastır birası trappist birası değildir.
    dünyada, uluslararası trappist birliğinin (ıta) tescillediği, trappist kelimesini ve atp amblemini kullanım hakkına sahip, 6 farklı ülkede toplamda 46 çeşit olmak üzere trappist birası üreten 12 manastır vardır;
    bunlardan 6sı belçika, 2si hollanda ve 1er tane olmak üzere avusturya, amerika, italya ve ingiltere’dedir.

    uluslararası trappist birliğinin şartları;
    - manastır çatısı altında üretim
    - keşişlerin üretime dahil olması
    - kar amacı gütmemek

    belçika trappist (manastır) biraları;
    -1836 westmalle (3 çeşit)
    -1838 westvleteren (3 çeşit)
    -1862 chimay (5 çeşit)
    -1899 rochefort (3 çeşit)
    -1932 orval (2 çeşit)
    -1998 achel (4 çeşit)

    hollanda trappist (manastır) biraları;
    -1884 la trappe (9 çeşit)
    -2013 zundert (2 çeşit)

    avusturya trappist (manastır) biraları;
    -2012 engelszell (3 çeşit)

    amerika trappist (manastır) biraları;
    -2013 spencer (9 çeşit)

    italya trappist (manastır) biraları;
    -2015 tre fontane (2 çeşit)

    ingiliz trappist (manastır) biraları;
    -2018 tynt meadow trappist ale

    not : orval'ı en iyi trappist ilan eden sözlük yazarı tek içtiğin trappist sanırsam orval
    sen hiç westvleteren 12 içtin mi?

  • çalışanları, bu dil ve edebiyatı o kadar kabullenmişler ki, bir adet kurabiye alabilir miyim dediğimde "cookie mi?" diye şaşkınlıkla soruyorlar. he evet kuki, ananım evinde kuki yerim hep ben çünkü. güzeldir, lezzetlidir, ya da bazıları için çok ucuzdur, tabii ki ülkemizde böyle küresel açılımlar/kuruluşlar/yenilikler/mekanlar olmalı. ama zank diye, olduğu gibi kabullenmek neden? çalışanları da mı ithal ettiniz de bir saatte kurabiye, küçük, beyaz çikolata demeyi unuttular. saçma saçma ergen özentiliği. hiç.

  • benim çok sevdiğim arkadaşımdır.

    turgut özal zamanında bulgaristan'dan ailesiyle birlikte göçüp gelmiştir buralara.

    maddi imkansızlıklardan dolayı liseye başlayamaz ve kaynakçı çırağı olarak bmc'ye girer. bir kaç sene sonra sonra bmc'de kaynakçı olarak çalışırken liseyi açıktan okumaya başlar. liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına girer ve 2 yıllık makine bölümünü kazanır. ailesi "sen artık çalışma, okuluna odaklan. biz seni okuturuz" diyerek ellerinden gelebilecek en büyük desteği verirler.

    2 yıllık makine bölümünü başarıyla bitirdikten sonra, dikey geçiş sınavına girer ve dokuz eylül üniversitesi makine mühendisliği bölümünü kazanır. işte üniversiteye girdiği sene 25 yaşındadır bu ellerinden öpülesi arkadaş.

    peki sonra ne mi oldu? mezun olduktan sonra askere gidip geldi ve kaynakçı olarak girdiği bmc'ye mühendis olarak geri döndü. daha sonra isveç'te yaşayan başka bir bulgaristan göçmeni kız bulup evlendi. şimdi isveç'te ikamet etmekte olup volvo'da çalışmaktadır.

    aklıma suriye göçmenleriyle bulgaristan göçmenlerini kıyaslamaya çalışan şorololar geldi de... neyse lan gülüp geçiyorum.

    edit:başlıktaki yeniden yazısını anca farkettim. neyse dursun şu ibretlik hayat hikayesi.

  • "barış için bir çocuğuna da sen türkçe isim ver" desen foşşik tece olursun ama.

    sikim gibi kampanya

  • gitmeyin lan adamın üstüne adam her erkeğin isteyeceği şeyi delikanlı gibi söylemiş. sunucular olur mu öyle şey falan diyorlar aydemir abimiz "o da razıysa" diye ifadesini tamamlıyor.

    pedofili falan diyenler olmuş ama pedofili başka bir şey arkadaşlar. böyle şeylere pedofili derseniz bu kavramı meşrulaştırmış olursunuz.

    20 yaşında kızla evlenmek isteyen adama kadın düşkünü denir, zampara denir, kırkından sonra azanı teneşir paklar denir ama pedofil denmez. pedofili çok başka bi durumdur ve insanlık suçudur amk. olayları birbirine karıştırmayın.

  • yemek pişirmede altın kuralı unutmuyoruz: iyi yemek iyi malzeme ile yapılır.

    evet anlayacağınız üzere tüketici olarak pirinç seçmeyi bilmiyoruz. teknik ne kadar iyi olursa olsun pirinç seçmeyi bilmiyorsanız iyi pilav yapamazsınız. hadi tekniği bırak reyonda yer alan bazı pirinçlerde kalıntı olduğunu söylediğim halde umursanmıyorum.

    - son kullanma tarihine baktığınızı ve açıkta satılan pirinçleri zaten almadığınızı varsayarak diğer başlıklara geçiyorum.

    - öncelikle farklı boydaki pirinç tanelerinden uzak duruyoruz. farklı boydaki pirinç tanelerinin yapıları da farklıdır. farklı su çekme kapasitesine sahiptir. biri yumuşarken diğeri diri kalabilir. biri tane tane olmuşken diğeri çamur olabilir. eşit görünüm, eşit boyut önemli.

    - boyları aynı ama renkleri farklı olur mu? maalesef olmaz. yarısı beyaz yarısı şeffaf olduğunda yine üstteki sorunu yaşıyoruz.

    - tebeşirleşmiş pirinç demek olgunlaşmadan toplanmış pirinç demektir. genelde açıktan çuvalla satılan pirinçlerde karşılaşırım. bu arada siz mesaj atmadan ben söyleyeyim"-tebeşirleşmiş pirinç olgunlaşmamış pirinç değildir, toplandığı bölgedeki hava koşullarından dolayı pirinç tebeşirleşir" diye bir görüş de vardır ama benim için farketmez. tebeşirleşmiş pirinç dayanıksız pirinçtir. çabuk kırılır. mazisi ile ilgili kafa karışıklığı bizi ilgilendirmiyor. almıyoruz.

    - çeltikler uygun nemli ortamda toplanmadığında (nem yüksek olması durumunda) tanelerde bozulmalar oluşur. hani farklı renk diyorduk ya yukarıda. işte fermente olan pirinçlerde sararmalar oluşur. (hani dolaptaki kavanozda bir yıl kalan pirinçlerden bahsediyorum) pirinç kavrulduktan sonra acımsı bir koku meydana gelir. sararmış pirinç kalitesiz ya da kalitesini kaybı yaşamış pirinçtir.

    - ucunda siyah nokta olan pirinçte umarım mikrobiyal aktivite olmuştur. umarım diyorum çünkü eğer mikrobiyal aktivite olmamışsa ucunu böcek yemiştir. benim için ikisi de aynı şey ama ne bileyim işin içine böcek girince yüz felci gibi bişey geçiriyorsunuz. siyah noktalısını almayın işte.

    - evet. üzerinde kırmızı çizgiler olan pijamalı pirinçler var. çeltik fabrikada işlenirken kabuğu ayıklanmamış demek bu da. bu pirinçler kepeği alınmamış pirinçler olarak geçerler ve çoğu yerde kusurlu pirinç olarak gösterilirler. bana göre herhangi bir kusurları yoktur hatta vitamin ve mineral açısından daha besleyici oldukları bilinir. yalnızca su çekme kapasiteleri diğer pirinçlere göre farklıdır. deneme yanılma yöntemiyle bunu da ayarlayabilirsiniz.

    buraya kadar lezzetli yemek yeme isteklileri için yazdık. son paragrafı temiz ve adil gıda tüketimine kafayı takanlara ayıralım: bakanlık şu anda pirinçlerde kurşun kalıntısından başka bir şey araştırmıyor ama söylentiler yayılıyor. (bkz: kadmiyum) satın aldığınız pirincin nereden geldiğini öğrenmenizi ve bu konuda özellikle ergene havzasından elde edilen pirinçlere dikkat etmenizi öneririm.

    #95111366 burada "-yumurta bile kıramıyorum" diyen birinin bile kolayca yapacağı tarifi yazmıştım. şimdiye kadar bunu uygulayıp yapamayanı görmedim.

    #22109580 burada da diğer püf noktaları var işte.

    pirincimizi seçmeyi de öğrendik. geriye kullanılan suyun ph değeri kaldı sanırım.

  • çok iyi bir fren sistemine sahip bir aracın olduğu video, muhtemelen standart m4 frenlerine sahip değil, güçlendirilmiş daha fazla pistona ve çapa sahip bir fren sayesinde, frene bastığı gibi kısa sürede hızını düşürebildi. ayrıca aracın frenleme dengesi de mükemmel, normalde araç o kadar sert frende çizgisinden çıkabilir ama bu araba rayda gider gibi çizgisini bozmadı, hayranlık duyulacak kadar iyi bir araç.