hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • bence gelmiş geçmiş siyasiler arasında psikolojisi en sağlam olan kemal kılıçdaroğludur. yemediği dayak, görmediği saygısızlık, işitmediği hakaret kalmadı. onun suçu olmayan şeyler bile bu adamın üzerine yüklendi. kişiye bağlı bir siyasi görüşüm olmamasına ve hatta mevcut siyasilerin hiçbirinden hoşlanmamama rağmen sırf bu sağlamlığı için bile takdir ediyorum. muharrem ince çakma tayyip erdoğan'dır.

  • serbest bırakılırken yurt dışı yasağı da konmuş sapık. başka ülkere gidip de çocukları taciz etmesin, sadece bizimkilere musallat olsun diye muhtemelen. bir nevi kafes dövüşü.

    suça teşvik eden hukuk sistemimize selam olsun. inşallah içerde vicdan(!) sahibi insanlara denk gelir, layığını bulur.

  • çok yakın bi kız arkadaşımın annesiyle diyalog..

    çybkaa: ah canım benim, valla kızım olsa veririm sana, o denli seviyorum..

    sgb: eee.. var ya işte..

    çybkaa: yok o olmaz, başka olsa verirdim..

    sgb: ehehehe..

  • film eleştirisinden ziyade, önceden biraz araştırdığım bir mevzuya değindiği için, anlamayanlara mevzuyu anlatma amaçlı yazıyorum. filmi izlerken zaten bildiğim birçok şeye atıfta bulunuldu. reddit yazısını da okuyunca anlamadığım şeyler de anlaşıldı. bu arada, yönetmen direkt olarak reddit'te sorulara kendisi cevap vermiş. isteyen direkt oradan da okuyabilir. ben biraz daha paimon ile ilgili yazmışımdır, fazlası yok.

    --- spoiler ---

    ilk olarak, filmde geçen paimon, yani cehennemin dokuzuncu kralı, gerçek hayattan alıntıdır. senaristin uydurması değildir. şuradan paimon ile ilgili bilgi alabilirsiniz. efsaneye göre, cinlere hükmeden hz. süleyman tarafından yazılmış olan goetia'nın , ya da daha popüler ismiyle lesser key of solomon'un, ya da daha kurgusal ismiyle süleyman'ın şifresinin içinde yer alan 72 cehennem kralından birisidir. şeytana olan bağlılığı ve emrindeki lejyonların güçlülüğüyle bilinir. avrupada hala bu tür saçmalıklara riayet eden insanların olduğu da hepinizin malumu sanırım. başta aleister crowley olmak üzere, bir çok occultist goetia okumuş, ezberlemiştir zaten. olay ezoterizm meselesi biraz da. neyse, geçelim spoiler kısmına.

    şimdi, en başta bilmeniz gereken şey şu, tüm senaryonun kilit noktası ellen adlı büyükanne. bu kadın hayatı boyunca paimon'u diriltmeye çalışmış, işe kendi çocuklarından başlamak istemiş ama bu esnada oğlu kendisini asmış, yani becerememiş. fakat sonra kendi kızı annie'nin çocuklarına, yani kendi torunlarına göz dikmiş. büyüler ile annie'yi tamamen ele geçirmiş ve bundan sonra da annie asla o büyüyü bozamamış.

    annie'nin terapi toplantısında bahsettiği geçmişi, 16 yaşında kendisini asan erkek kardeşinin annesi için "içime insanlar sokmaya çalıştı" demesi filan tamamen anneanne ellen'ın paimon'u diriltme çabasından ibaret.

    başarısız olunca, annie aslında bilincinde annesinin kendisine yaptığından haberdar olmasından mütevellit, annesini uzaklaştırıyor ailesinden. bu sebeple ellen, ilk erkek torunu olan peter'a ulaşamıyor ve diriltme işini beceremiyor. ama ikinci çocuk charlie ile işler değişiyor, ellen kızıyla barışıyor, çocuk bakma işinde yardım etme bahanesiyle eve giriyor ve gerçekleştirmek istediği şeyi, her ne kadar bir kadın vücudu olsa da, charlie ile gerçekleştiriyor. anlayacağınız, film boyunca izlediğiniz charlie aslında paimon'un ta kendisi. charlie doğumundan itibaren aslında hiç kendisi olamamış.

    tabi bu esnada annie uyurgezerlikten muzdarip. hatta bir gece uyanmış ve çocuklarını ve kendisini tiner ile baştan aşağı yıkadıktan sonra elinde kibritle beklerken birden kendine gelip ayılmış. o esnada çocuklarına ben sizi öldürmek değil kurtarmak istiyordum bile demiş. buradan anlamanız gereken, annie aslında bilinci ellen tarafından büyü ile kontrol edildiği için, sadece uykudayken kendisi olabiliyor. uyurgezer hali aslında annie'nin büyünün etkisinden kurtulmuş hali. ellen'ın kendisine yaptığı büyüyü bildiği için, annesinin lanetini ortadan kaldırmak ve paimon'un vücut bulmasını engellemek için, çocuklarını ve kendisini yakmak, öldürmek istiyor. uyurgezerlik ve yaşananların açıklaması da bu.

    charlie'nin geçirdiği kaza tamamen planlı. charlie bir kadın; paimon ise bir erkek vücuduna ihtiyaç duyuyor. dolayısıyla charlie ölmeli ve paimon dünyada serbest kalarak ennie'nin soyundan bir erkeğin vücuduna girebilmeli. charlie feci şekilde ölüyor ve paimon serbest kalıyor. onu öldüren direğin üzerinde paimon'un mührü var. ayrıca ellen da ölümünden sonra occultistler tarafından mezarından çıkarılarak kafası kesilenlerden. zaten annie de filmin sonunda bir ip yardımıyla kendi kafasını koparacak. anlayacağınız, charlie'nin ölüm şekli de rastgele değil.

    tavan arasındaki ellen cesedi paimon'a tapanların işi. mezarını kazıp cesedi çıkarıyorlar ve tavan arasına saklıyorlar. amaçları ise paimon geldiğinde kraliçelerinin orada olmasını sağlamak. queen leigh.

    charlie'nin odasındaki satony, liftoach, zazas gibi yazılar occultistlerin kitaplarında geçen ve şeytanla ilgili laflar. önemli anlamları yok ama filmin başından sonuna kadar orada oldukların bilmeniz yeterli.

    joan başından beri annie'yi etkisi altına almak istiyor ve bunun için evine sürekli reklam broşürleri filan bırakıyor ama etkili olamıyor. en sonunda charlie'nin ölümü ile olaya müdahil olabiliyor ve amacı sadece annie'yi manipüle edip peter'ın kontrolünü eline alabilmek. annie'nin kendi kendine gerçekleştirdiği ritüel ile çember tamamlanıyor.

    peter en nihayetinde, en güçsüz olduğu anda paimon tarafından ele geçiriliyor ve paimon dünyaya ayak basıyor.

    tüm aile ve yaşadıkları, büyükannenin emelleri uğruna verilen kurbanlardan başka bir şey değil.
    --- spoiler ---

    bence çok sağlam filmdi, keyifle izledim ve gerildim. dikkatle izlenmez ve alaya alınırsa eminim ki bir zevk alınmaz. korku filmi dediğiniz şeyi izlemenin bir raconu var. ışıkları kapatıp sesi açacaksın, telefonla oynamadan, gözün sürekli ekranda izleyeceksin. anlamadığın yerde filmi durdurup geri dönecek, ayrıntılara dikkat edeceksin.

    son zamanlarda izlediğim en oturaklı korku filmiydi. tavsiye ederim.

    edit: link patlamış, yenilendi.

  • hmm çoktan seçmeli sınav sorusu.

    tipe önem veririm. boy pos kaş gözü geç, el önemlidir. güzel el müzel el diye şeyler çıkarmışlar, onlar tırı vırı. el önemlidir, maharetli mi misal. çalışmış el mi. ne yapmış? topraktan anlamış mı? hayır. peki taş taşımış mı? çekmece tamir etmiş mi? kablo mu bağlamış, çiçek mi sulamış, ağaç yontmuş, rahmaninof çalmış, kare kare havuç doğramış?? bi at çizmeyi mi denemiş yahut kire pisliğe bulanıp buji değiştirmiş? tip tip el var. güzel eller... yoksa pıtı pıtı akıllı telefon ekranından twit atıp durmuş anca ama yok uzun parmaklıymış, yok kemikliymiş zart zurtmuş. geç, dandik el o.

    paraya da önem veririm. hiç iflas etmiş mi misal. burnu dibine kadar boka batmış mı, aç karna bi tost alıp yiyecek meteliği bile olmadan dolaşmış mı.. tekrar geri çıkabilmiş mi bundan? nasıl çıkmış? beş parasız ve çok paralıyken karakteri değişmiş mi? tapınmış/ tapınıyor mu paraya, onu kendisini daha önemli, üstün ya da daha değersiz yapan bi varlık olarak mı görüyor? bakışı ne paraya, kendini konumlayışı ne?

    zekaya da bakarım. görebilmek zeka. hele en üst seviyesi kendini görebilmek. yoksa isterse 3'le 5'i parmaklarıyla toplasın, isterse 6 nobel dizsin, bana gelişi bir.

    noldu bak, hepbiri çıktı... kadınlar azı beğenmez işte, böyle bunlar.

    çok pis çarpık, çizik çuzuk bi binary mercekle bakıyorsunuz şu mevzulara. kötüsü, zaman dışında kimse de size gösteremez o merceği. kaybettireceği onca yıla cidden yazık.

  • odamı yeşile boyamış.
    o damı yeşile boyamış.
    o, damı yeşile boyamış.
    o da mı yeşile boyamış?

    yukarıdaki 4 cümlenin anlamı da aynı diyorsanız benim daha söyleyecek bir şeyim yok. de/da, noktalama işaretleri, her ne geliyorsa aklınıza dilde olmasının bir nedeni var işte, niye kullanmamak için bahane üretiliyor anlamıyorum!

  • ataturk'ün dogdugu evin kundaklandığı haberi üzerine ve gazeteci huseyin cahit yalçın'ın uyan ey ehli vatan başlıklı provokatif yazısıyla galeyana gelen halkın 1955 yılında istanbul'da azınlıklara ait olan ev, işyeri mağaza vb.yi yağmalamasıyla oluşan olaylar ki bunlar türkiye genelinin ve istanbul özelinin azınlıklarımızın güvenini kaybetmesine ve akıllarına gelen ilk işin artık bu diyarlardan göç etmek olmasına yol açmışlardır. bu da tabii ki azınlıkların gündelik yaşama kattığı renkleri soldurmuş, azınlıkların kendilerine has kültürleriyle toplum hayatına getirdiği canlılığı, efendiliği, medeniyeti ve gelenekleri yok etmiş bugünkü maganda, kro arabesk, düşük seviyeli hayatı hak etmemize neden olmuştur

  • bol alkol tuketilen gecenin sonunda sizmi$ erkek kankanin kicinda yumurta kirip ertesi gun kanka kuruyan yumurtayi farkedip anlam vemeye cali$irken :abi ya kusura bakma dun gece seninle fazla ileri gitmi$iz, oldu bi kere, bi sigara ister misin?...demek.