hesabın var mı? giriş yap

  • 4 yıllık fakülte mezunu olup, 12 saat eşek gibi çalışıp, 1900 lira alan ve hala 11 yıldır iktidarda olan ama bu sorunu çözememiş akp'ye oy veren birinin yazdığı mektup.

    bir de utanmadan küçük kızıyla duygu sömürüsü yapıyor.

    akıl fikir diliyorum.

  • tipik bir jarmusch işi. bol müzikli, kasvetli ve durgun. eleştiriye geçmeden önce filmin ele aldığı mesele üzerinde durmakta fayda var. yönetmenimiz, popüler kültürün kendine meze ettiği vampir genre'sı üzerine adam ve eve adlarında iki aşığı yerleştirmiş. gece yaşayan vampirler üzerinden de bir sanatçı-bilim insanı eğretilemesi kurmuş. fena bir eğretileme sayılmaz zira, gündüz uyuyup gece üreten toplumdan izole bohem sanatçı tanımı ile vampir metaforu birbirine güzelce uymuş, hatta metaforu da geçip organik bir işlerlik kazanmış. lakin rahatsız eden nokta, tarihteki tüm büyük adamların tarihsiciliğin acımasız vuruşuyla ortak bir sepetin içine atılması, sonra da yaratılan hale ile özdeşleşilmesi, ve böylece bohem varoluş sıkıntısına bir meşruluk kazandırılması.

    eve'in baktığı duvardaki isimlerden bazıları şunlardı: baudelaire, poe, tesla, kafka, bach, wild, twain, bunuel, shelley, burroughs, duchamp, wagner, keaton, mevlana.* sayısız büyük adam ve kadın. ve ortak noktaları adam'ın soylu yalnızlığına meşruluk sağlamaları öyle mi? "schubert'e x besteyi ben verdim." bu sanat eserlerini beraber yarattık fakat 21.yy insanı bu inceliklerden pek anlamıyor ve biz 21.yy bohem elitleri olarak artık şu soylu yalnızlığımızla beraber acı çekiyoruz.

    diğer bir deyişle, tüm dünyayı zombiler* istila etti ve geriye de bir avuç vampirden* başka bir şey kalmadı. bu noktada adam'in yaşadığı şehir olarak, batık ve hayalet kent detroit'in seçilmesi iyi bir tercihtir. yine eve'in şehri olarak da zamanında beat kuşağının da yolunun kesiştiği tangierin seçilmiş olması manalı, hatta otobiyografik bir tercih. ve belli ki o duvardaki resimler adam kadar jim için de bir anlam ifade ediyor.

    filmde önceki filmlere de göndermeler var. örneğin şu tesla muhabbeti coffee and cigarettes'te de geçmişti. oradaki çocuk free energy olayından bahsetmişti, adam'ın bahçesine kurduğu düzenek de buna benzer bir şey değil mi? petrol yerine su probleminin çıkacağı üzerine tartışma ise -bizzat detroit şehriyle alakalı olmakla birlikte- broken flowers'da ikinci sevgilinin evine gidildiğinde mevzu bahis edilmişti. benzer şekilde bu filmde de arabada bahsi geçiyor.

    filmde kitle kültürüne dair doğrudan bir eleştiri yok, diğer bir deyişle film ötekilerin yoz hayatlarını göstererek bu sorunsalı merkezine almıyor. filmin durduğu nokta "kitle kültürü vardır, ve biz bundan rahatsızız" seviyesinde. adam, sürekli şu evinin önüne gelen rock'n roll'cu çocuklardan sitem ediyor. fakat onları derinlemesine de sorgulamıyor. sadece kendi yaşam alanına girmelerinden rahatsız. bunun yanında zaten, modernizmin içinden çıkan ve ona karşıt duruş sergileyen romantizm akımı gibi, bu bohem vampirleri de karşı kültürün neresine yerleştireceğimiz belirsiz. zira, adorno değilseniz, kitle kültürünün bir şekilde içindesinizdir. burada karşı çıkan da, destek atan da; her şey iç içe geçmiştir. neyin dışarıda, neyin içeride olduğunun net bir sınırı yoktur. yapılabilecek yegane şey, işte, bilal'in mekanında dama oynayıp nargile içenlere soğuk bakış atıp, evde partnerinle satranç oynamaktır.

    popüler ve kitlesel olana nefret ile büyüsü bozulmuş bir dünyada halen büyü yapılabileceğine duyulan inanç arasında gidip gelen, bohem sanatçının çaresiz bir filmi olla. elbette godard vari, bir geçmişe saygı duruşu, anma da yok değil. filmin finali ise filmin adına referans yapıyor. tutkuyla öpüşen iki aşık ile kan bulamazlarsa ölecek olan adam ve eve'i görüyoruz. son karede ikili aşıkların üzerine yöneliyor ve film bitiyor.
    puan: 7.9

  • skor odaklı bir taraftar olmadığımı ön bilgi olarak sunarak; biri fener derbisi olmak üzere son 5 maçının 4'ünü kazanmış, son 4 senenin en iyi 8 haftalık açılışını yapmış, sezon başında teknik direktör, sezon içinde yönetim değiştirmiş bir takım olmasına rağmen maç fazlasıyla da olsa an itibari ile zirvede... aynı durumda fenerbahçe olsaydı, an itibariyle tüm gazeteler:

    - ismail kartal'ın anka kuşu gibi küllerinden doğuşunu,
    - emenike'nin afrika'daki fakir günlerini,
    - sow'un müslümanlığını,
    - aziz yıldırım'ın ileri görüşlülüğünü,
    - emre b.'nin nasıl bir lider olduğunu,
    - meireles'in nasıl şarkı söylediğini,
    - fenerbahçe'nin şampiyonlar ligindeki tek temsilcimiz olduğunu,
    - volkan demirel'in ( lan bunun yine ayılığından bahsederler, ayı her zaman ayıdır ) yazıyor olurdu.

    aynı basın cimbom için neler konuşuyor?

    * sabri'nin yönetim tarafından affedilmesi,
    * kadronun yönetim tarafından kurulması,
    * sneijder'ın ilk 11'den kesilmesi,
    * sneijder'ın kaprisleri,
    * sneijder'ın karısı,
    * prandelli'nin vizyonsuzluğu,
    * prandelli'nin disiplini elinde tutumaması,
    * prandelli'nin bugün yarın kovulacağı,
    * yeni yönetimin, emanetçi olduğu,
    * bu futbolla almanya'da kaç yiyeceğimizi

    bunlar konuşuluyor. bizim mal taraftar da bunları her zaman ki gibi yiyor.

  • otobüs kaldırıp o ibne müdürü dövmek için kampanya başlatmaya ne dersiniz ?

    edit: mesaj üstüne mesaj geldi beni de yazın diye. çıldırttın milleti yurtiçi kargo , ibne müdür.

    edit 2 : millet sokağa döküldü , başlığı açan arkadaş isterse 1 otobüs adam var. bir mesaja bakar . bana mesaj atan arkadaşlar için tanım yapmak gerekirse .. (bkz: adamın dibi)

    edit3: arkadaşla iletişime geçtik , yurtiçi kargo tarafında bir yaptırım olmaz ise destek olacağımızı bildirdim.mesaj atan arkadaşlara dönüş yapmadım herkesi listeye yazdığımı belirteyim.(bir de avukatımız mevcut )

  • "bir gün bu ülkenin başucuna bir not yanağına da bir öpücük kondurup gideceğim. çok tatlı uyuyordun uyandırmaya kıyamadım" diyecek adam değildir. tersine son nefesine, mezar yerini belli etmeyişine kadar bu ülke insanını uyandırmaya uğraşmıştır. bu uğraşı bugün de sürdürmektedir.

  • adamların devrinde, arabayı, evi geçtim artık telefon, laptop bile lüks sınıfına girdi, zenginlik göstergesi oldu. öyle hızlı bir şekilde fakirleşti halk.

    bunlara oy veren zır cahillere hakkımı helal etmiyorum!