hesabın var mı? giriş yap

  • beklentimin altında kalmış filmdir.

    --- spoiler ---

    film yavaş başlıyor fakat 500 küsür sayfalık, worldbuilding'i devasa, politik, kültürel bir çok detayın olduğu bir kitap için anlaşılabilir olduğunu düşünüyorsunuz. fakat entrikalar, politik manevralar ve dini ve kültürel öğeler hiçbir zaman derinleşemiyor. karakterlerin de bu kısımları detaylandıracak kadar üzerine düşülmemiş. duncan'ın gözü kara, eğlenceli ama sadık olması ya da, gurney'nin asabi ve sonuç odaklı mizacı gibi bir bir kaç kelimeyle özetlenebilecek karakter özellikleri filmdeki karakterlerle bağ kurulmasını engelliyor. diyaloglar ise çok klişe ya da fazlasıyla boş geldi. karakterlerin boş boş uzaklara bakması bir de bunu yaparken slow motion efektine abanılması falan denis villeneuve'den beklemediğim şekilde yavan yapmış filmi. filmdeki geniş açılar tasvir edilen dünyaların büyüklüğünü sezdirse de detay eksikliği filmdeki bu mekanları canlı, yaşanan yerler olmaktan çıkarıyor. karanlık odalar, gölgeler içindeki salonlar geniş ama o dünya'ya ait kültür öğelerinden arınmış steril mekanlar ve bu da filmin içine girmeyi engelliyor.

    hans zimmer yapmış olsa da filmin müzikleri de çeşitlilik açısından kısır kalmış. baslara abanarak sizi etkilemeye çalışan generic doğu müziği olmaktan ileri gidememiş.

    filmi 3d izlememek için imax'e gitmedim. filmin vadettiği canlı sarı renkleri 2d olarak izlemek benim için boktan bir kaç sineğin yanımdan geçmesinden daha önemli fakat gittiğim arcadium sinemalarında özellikle filmin sonlarına doğru şafak vakti geçen olaylar çok bulanık ve karanlıktı. muhtemelen arcadium sinemalarında bir problem vardı çünkü fragmanlarda bu sahneler bu kadar karanlık gelmemişti.

    --- spoiler ---

    filme genel notum 6.5/10

  • 1 ay dayanabildi, ve bu sabaha karşı hayatını kaybetti.

    şu an katillerinin yüzünü görmek isterdim; ne düşündüklerini, nasıl yorum yaptıklarını, bu kızın ölüm haberini aldıklarında hayatlarına nasıl devam edebildiklerini. sanırım "napalım" diyip şişelerine yeni mazotlar doldurup başka otobüslerin başka sivillerin avına çıkacaklar.

    uğur kaymaz'ın, ceylan önkol'un katillerinden başka bir yerde mi yargılanacaksınız sanıyorsunuz? yanılıyorsunuz. aynı bokun soyusunuz.

  • aralarında barselonanın bulunmasının diğerlerine hakaret olarak gördüğüm şehir. eğer amacınız güzel deniz kıyısı akdeniz falansa, fransız veya italyan rivierasına gidin çok daha güzel yerler var. barselona kötü şehir değil tabiki, gidip gezilmesi ve görülmesi gereken bir yer. sadece diğer alternatiflerin yanında sönük kalıyor.

    roma çok güzel bir şehir. bir zamanlar bilinen dünyaya hükmetmiş, kimsenin karşısında duramadığı roma imparatorluğunun başkenti. zamanının en güzel şehri kesinlikle. tarihe ilginiz varsa ilk gitmeniz gereken yer. paris ve londra gibi büyük değil ama içi dolu bir yer. tarihi yaşayabileceğiniz bir şehir. bana sorarsanız roma tek başına paris ve londrayla kapışmaya yetmez. yanına floransayı da eklemek gerekir.

    paris gerçekten çok güzel bir şehir. tarihi var, sanatı var, kültürü var. şehrin her bölgesinde farklı bir şey yaşandığını görüyorsunuz. hangi yaşam tarzını severseniz sevin gidebileceğiniz yerler var. müze gezmek istiyorsanız yine fazlasıyla var. alışveriş için yine fazlasıyla var. bir italya olmasa bile mutfakları da çok güzel. kısacası kıta avrupasını tke bir devlet alırsanız, parisi başkent yapmaktan başka bir çareniz yok.

    londra ise inanılmaz bir şehir. parisin o farklı büyüleyici yanını göremezsniz belki ama çok farklı bir dünyaya görürsünüz. londranın en önemli özelliği modenliği ve klasiklii size bir arada sunabilmesi. çok eski yapılar içine gezerken bir anda kendinizi 21.yüzyılın içinde buluyorsunuz. müze anlmaında parise fark atar. avrupanın en güzel müzeleri burada. parklarında oturup 1-2 saat bile geçirmek ayrı bir güzellik. hele sincapları falan beslerseniz o tatlı bakışları size hayat enerjisi verecektir.

    kısacası benim sıralamam londra>paris>roma>>>barselona. evet barselonaın burada olmasını hiç anlamıyorum. istanbul barselonadan çok daha güzel bir şehir mesela. barselonayı görmek için diğerlerini ertelemeyin derim.

    edit: bu arada aklıma gelmişken şu sözü de ekleyeyim. "men did not love rome because she was great. she was great because they had loved her" -g.k. chesterton
    yani insanlar romayı muhteşem olduğu için sevmedi; roma insanlar onu sevdiği için muhteşemdi.

  • şu muameleden sorumlu olan subayından uzman çavuşuna kadar olan o bölükteki komutanlardır bence. disiplini kolayca tesis etmek için devreciliğe müsade ederler , bir nevi sorumlu olduğu bölükte kendi işleri de hafifler.
    o sırada nöbetçi komutan ya azar'da takılıyordur ya okey oynuyordur. diğer alt devre de masasına çay getiriyordur.
    vatani görev diye gittiğin yerde ; gerçek hayatta selam vermeyeceğin böyle karaktersiz , cahil cühela tipler üst devrelerin olur . şaşmaz.

  • "bizim toplumumuzda insanlar birbirleriyle neyi paylaşacaklarını, birbirlerinden neyi ayıracaklarını bilmezler."

    "bizim kadınlar ve erkekler mekanı paylaşmayı, hayatı paylaşmayı bilmiyorlar."

    "kendi zamanıdır, insanın en kıymetli şeyi zamandır. para değildir, en kıymetli şeyi zamandır. çünkü hiçbir şekilde telafi edilemez, hiçbir şekilde yerine konamaz."

    "türkler yalnız kalmayı bilmeyen ve öğrenememiş bir millettir. birbirlerinin devamlı tepesinde oturan, gargar eden bir milletin hiçbir şekilde yalnız kalıp tefekkürünü geliştirmesi (düşünme, düşünce dünyasında kalma), meditasyon dediğimiz şeyi yapması mümkün değildir. bunlar saçmalar sadece. bu tekniği öğrenmezsen böyle saçmasapan devamlı bir araya gelirsin, konuşursun kadın - erkek, aptal aptal dedikodular yaparsın."

    izleyemeyenler için en önemli bulduğum sözleri buraya yazıyorum. ilber hocam büyüksün.

    bir lafım da o sunucuya, bu tipleri gazetelerin kadın eklerinin üçüncü sayfa köşelerinden mi tutup getiriyorsunuz? adamın işi gücü goygoy, aklınca ilber hoca'yı tufaya getirip karalayacak adamı. ulan karşındaki magazin eskisi, işi gücü instagram'dan snapchat'ten havuzlu villasından, nişantaşı'ndan hikaye paylaşmak olan, üç kelimeyi bir araya getirmeyi beceremeyen manken, şarkıcı falan mı ki böyle aptal aptal lafa girmeye çalışıyorsun? ne bekliyordun, adamın eski karısına "ilber hoca'dan şok sözler!" başlığıyla gazeteye taşıyacağın sözler saydırmasını mı?

  • açları anlamak değildir. bunu diyen müslüman kendini kandırıyordur. akşam yemek yiyeceğini bilerek açları anlayamazsın.

    orucun iki amacı vardır :

    1- o güne kadar rahatça yiyip içtiğin nimetlerin kısa süre yokluğunu görerek değerini anlamak
    2- insanın en büyük düşmanı olan ve verdikçe fazlasını isteyen nefsi kontrol etmek

    yani iradeyi güçlendirmek.

    akşamları lüks otellerde 100 liradan başlayan menülerle iftarı bekleyerek kimse açların halini anlamaz, en başta da ben.

    o yüzden aç olduğunuz için sinirle kimsenin kalbini kırmadan orucu tutun, umulur ki allah kabul eder.

  • aralarında olduğum sözlük yazarları. ben bi keresinde sonradan internet cafenin sahibinin oğlu olduğunu öğrendiğim bir lise elemanıyla counter'da çatışmıştım. kurşun kulaklığımı sıyırmıştı. bir ara sokaktı, köprü çıkışı. teröristler gelip yanıma saydırmıştı. kulaklık düştü. sürem falan doldu zaten kalktım masadan sonra.

  • evet hakan'ın tuhaf hareketleri olmasına rağmen gerek liderlik vasfı,gerek kibarlığı,efendiliği,adadaki birçok hırboya nazaran anlamlı ve düzgün cümleler kurabilmesi,uyumlu bir insan olması türk halkına fazla diye düşünürken hasan olayının bir benzeri yaşanarak hakan 2. sıraya kadar yükselmiştir,bence tebrikler.

  • - sevgilim aylardır bu anı bekliyordum
    + ah bende sevgilim.. ama sana söylemem gereken bi şi var..
    - yaw boş ver şimdi gel şööle kolları...
    + yaw muhittin bi dinle anlatıyorum bak..
    - eee? ne ?
    + muhittin... bak.. ben daha küçükken.. eeee... tecavüze uğradım..
    - uhmm... şey.. hmm... ya neyse hayatım.. üzüldüm tabi.. ama... sen kendini şimdi iy hissediyosan... yani.. çokta önemli değil...

    (5-10 saniye sessizlik)

    - hmm.. akraba filanmıy dı ?
    + yok ya.. bizim mahallede bi bakkal vardı... böyle renkli şekerle , çukulatalar felan satardı.. bi gün sokakta oynarken bana.. ' sedat bi aşşağıya depoya gelsene sen' dedi...
    - sedat kim lan ?
    + yaw muhittin bi dinle anlatıyorum bak..

    (bkz: bi dur bi sus bi dinle)

  • ben bu insanlari da anlamiyorum. istanbulda vaka olmadigini mi dusunuyorlardi? vakalarin buyuk kisminin istanbulda oldugunu zaten her insan evladi tahmin edebilir bence.

    hayatini korku ustune kurmus ve mantikli davranamayan insan hareketidir, cok net. evinden cikmasa, sosyal izolasyona dikkat etse belki de hic virus kapmayacagini idrak edemiyordur.

  • %50 joker hakkı yerine, seyirciye sorma joker hakkını kullansaydı, şimdi hiç bu kadar sorun yaşamayacaktı.