hesabın var mı? giriş yap

  • oturma duzenegi nedeniyle gloria'nin starbucks'dan daha sansli oldugu rekabet. gloria'da elinize verdikleri menuden begendiginiz kahveyi "ahanda şu olsun" diye gostererek isteyebiliyorsunuz, starbucks'da telaffuz etmek durumundasiniz :

    - bana bi tane maçarotti..
    - efendim?
    - bi tane makivetti..
    - nasil?
    - nescafe var mi?
    - yok maalesef..
    - sittir, o zaman bi tane makamotti..
    - ne?
    - ver bisi iste canina yandigim..

  • benim de başıma gelmiş durumdur. bir gün bir baktım kimse beni gözlemlemiyor, yok olmuşum. sonra dedim kendi kendime "saçmalama lan, düşünüyorsan varsındır" yavaş yavaş var oldum da kendime geldim. şansa yaşıyoruz yeminlen.

  • tacize uğrayan kadının hissiyatını bir erkeğin anlaması imkansız.
    normalde cevval, hakkını arayan, lafı gediğine koyan biri olarak bilinirim ve doğrudur da. yeri gelir adamın ağzına ederim, hiç çekinmem. gel gör ki taciz anında çok sessiz, çok naçar kalıyorum ben de. bunun sebebi nedir, psikolojik altyapısı nedir bilemiyorum. çok net olarak hissedilen tek şey aşağılanmışlık oluyor. adam seni durduk yere aşağılıyor ve sen karşılığını veremiyorsun. hani biri sana tokat atsa sen de atarsın ödeşirsin. ama tacizciyi nasıl cezalandıracaksın, yaptığı şeyin erkek tarafı için bir karşılığı yok. dövsen sövsen yine yetmez, karşılık gelmez.
    kızcağız belli ki zaten kapalı bir çevrede yaşıyor, korunaklı bir hayatı var. sarsılmış, dengesi bozulmuş. hani dallamanın biri çıkıp da "bir elleme ile de bayılır mıymış insan" filan derse diye söylüyorum, bayılır kardeşim. çok asap bozucu bir şey, tarifi imkansız.

  • millet felsefe yapıyor, matematiğin temellerini atıyor. sen orada karpuz satıyorsun. bravo.

    yani antik yunan deyince aklımıza öyle bir şey geliyor ki herkes birer bilim adamı herkes birer feylesof. ama değil işte. orada da kasaplar, manavlar, tüpçüler vardı nihayetinde. bu konuya değinmek istedim.

  • sektör = mobilya

    mağazada öyle boş boş takılıyoruz. girip fiyat soran bile yok.
    arada bloomberg'i açıyorum. pariteye bakıyorum.
    film açayım dedim heyecan vermiyor. pariteyi izlemesi daha heyecanlı resmen.

  • 99 depreminde kamyonlarla taşınıp göçük altında kalanları yağmalayan, bileziklerini almak için kollarını kesen adamlardan şaşırtmayan hareket.

  • kendine özgü bir ruhu olan müzik akımı. aşağıda leziz örneklerini de sunacağım. öncesinde vaporwave akımının ne olduğu ile ilgili tatmin edici bilgiler vermek istiyorum.

    sanki müziğin başka galaksiler, diyarlardan gelen yönü gibi yabancı bu gezegene. bir o kadar da buraya özgü. çünkü önceyi anımsatır, onu deneyimlemiş olana. retro teknoloji esintileri ile doludur gördüğünüz görseller, duyduğunuz tınılar. 80's, 90's hatta 00's yılların başları yoğun bir şekilde hissedilir, oradasınızdır, sanki zihninizi oluşturan temellere küçük bir yolculuk gibi.

    bu bağlamda söz konusu retro dönemin teknolojik, atmosferik esintileri sunulduğu gibi, yine o yılların şarkılarından bölmeler* alınıp onların bir aranjmanını görürüz. aslında ele aldığı yıllar, dünyada teknoloji rüzgarının eseceği zamanların pratikteki ilk yılları olduğu için, o yılları bilen herkesin yakaladığı samimiyeti yeniden göstermektir bu akımın niyeti. eski windows sürümleri, atariler, piksel görünümler, eski oyunlar, dergiler veya o yılların iç ısıtan şehir manzaraları animasyon biçiminde, genelde turkuaz, mor, pembe gibi renklerin ve onlara yakın tonların karışımı olarak önümüze sunulur. elbette olay hem görsel, hem de işitseldir böylece.

    freudian* açıdan bakarsak, bizler bu ruhun -yani vaporwave akımının- sahip olduğu bileşenlerin bir kısmını daha önceden tecrübe etmemizden ötürü, bu eski tecrübelerin farklı bir yorumunu işitsel ve görsel olarak yeniden deneyimlediğimizde, bilincimizi tetikleyen bu tını ve görsel araçlar, müzikten daha önce almadığımız ya da belli bir ölçüde aldığımız farklı bir haz türünün yoğun şekilde alınmasını sağlıyor. belki en başta, buna başka galaksinin müziği dememin sebebi de budur.

    vaporwave'deki eskiye geri dönüş, onda var olan içtenliğin ve samimiyetin özlemi ile birlikte, günümüz modernitesine, popüler öğelerine de aynı zamanda eleştiri barındırır. bu "aykırılık", söz konusu eleştiriden gelir. kapitalizmin doğurduğu tüketim kültürü ile dalga geçer, zıt yönünde aykırıklıklar gösterir. adının, duyurulan ancak çıkmayan ürün anlamına gelen vaporware'den gelmesi bu yönü ile etkileyicidir. ticari kaygı gütmez. müzik isimleri fazla hit alsın diye afili olmak zorunda değil, genelde müzik hangi duyguları hissettirecekse ya da neye aitse onla ilgili bir isim belirlenir.

    söz konusu tüketim kültürü öyledir ki, sizden sadece eşyaları değil, insanları bile hunharca tüketmenizi ister. onun* varoluşu buradan gelir. vaporwave ise eskide olana sahip çıkar. onu harcamayı değil gözetmeyi kendine amaç edinir. bu açıdan sanatsal bir başkaldırı görünür, ayrı bir hoşnutluk katar hislere.

    chill out'un bir alt dalı gibi gözükse de ondan ayrık, fakat temeli ona dayanan bir akım olduğu gerçeğini unutmamak lazım. 2011 gibi kendini göstermeye başlasa da, 2015'den sonra özellikle avrupa ve amerika'da tutkununu önemli ölçüde artırdı bu akım. çeşitli mecralarda dinlenme sayıları aslında bazı kitlelere ulaşabildiğini ortaya koymakta olup, ülkemizde pek bilinmemekte şu an.

    vaporwave akımında görsel olarak, yukarda verdiğim örneklerin yanında çeşitli anime ve çizgi film/diziler de sık kullanılır. öyle ki, the simpsons dizisi neredeyse bir alt dalı haline gelmiş, adına simpsonwave demişlerdir. benim de bu akımla tanışmam simpsonwave örneklerinden biri ile olmuştu. ek olarak tom and jerry, the pink panthere, sponge bob gibi çizgi filmleri de görürüz.

    ve gelelim sevdiklerim arasından bazılarını sunmaya; (müzik - sanatçı adı)

    why me? - simpsonwave (bu akımla tanıştığım müzik)
    5:32pm - the deli
    the burn marks on my epiano wont go away - a l e x (en sevdiğim ilk 5'de yer alır)
    no one would miss me - a l e x
    letting go - greafer
    honey - moow
    oblivion - rufi-o, lily potter
    i was feeling down, i found a nice witch and we're friends - in love with a ghost
    moonrise kingdom - prima
    her - kendall miles
    summer night - esprit
    nightdriving - aquacola
    destine - vector graphics
    we forgot each other's name - heavy hearts
    i saw you in the dining room today - lamb beatz production
    last time - idealism
    lonely - idealism
    iloveyou - a l e x
    how miserable do i have to be to make you happy - beowülf
    unsaved info - joji
    everywhere and nowhere - biosphere
    waltz to the end of time - biosphere

    bunları seçerken epey zorlandım, birçok sevdiğim örneği var. daha sonra editler ve kendi spotify listemi de yayınlarım belki, kim bilir?

    edit: https://open.spotify.com/…si=craqznceqgibi-o3guz6fg söz konusu çalma listem için buyrunuz.

    takip etmenizi tavsiye ettiğim kanallar:

    neotic
    artzie music
    s o u n d s t a t i o n
    mellowbeat seeker
    dreamwave
    n o s t r a d a m u s
    ambition
    sonradan eklenen: kurdtbada

  • ''profil resminde sevgilisiyle poz vereni sinirle arkadaşlıktan çıkardım. üzüldüyse bile sevgilisi teselli etmiştir. kahretsin yine onlar kazandı.''

  • o kadar algıya rağmen deniz bitmiş.

    açlık ve sefaleti türkiye’ye getirdik artık diyor. kabullenmek de önemli. belki erken seçime doğru gider ülke.

  • istanbul teknik üniversitesi bünyesindeki farklı fakültelerden bir araya gelmiş, farklı becerilere sahip, daha önceden birçok başarılı projeye imza atmış öğrencilerden oluşan bir takım itü rover takımı.

    rover dediğimiz, gezegenlerin veya diğer gök cisimlerinin yüzeyindeki çeşitli görevlerin yerine getirilebilmesi için tasarlanmış uzay araştırma araçları üretiyorlar. hani şu mars'ta görev yapan curiosity uzay aracını hatırlarsınız.

    itü rover takımı, mars society'nin düzenlediği university rover challenge'a türkiye'den kabul almış ilk türk takımı olarak katılmış ve şu başarıları elde etmiş:

    - bilim görevinde 96 puan alarak 4.’lük
    - otonom hareket görevinde bringham young, military collage ve
    university of waterloo ile 4. lük
    - farklı ülkelerden yarışmaya katılmış üniversiteler arasında 82 takım arasından 13.'lük.

    2018'e geldiğimizde yine aynı yarışmaya katılmaya hak kazanan tek türk takımı olmuşlar ve yeni başarılar elde etmişler:

    - system acceptance review (sar) videoları ile 92 takım arasından 12. olarak finallere katılmaya hak kazanma
    - yarışma tarihinde ilk kez verilen “bilim özel ödülü”

    itü rover takımı, yine 2018'de european space agency tarafından düzenlenen european rover challenge adlı yarışmaya katılmış ve 65 takım arasından 13. olarak ülkemizi gururla temsil etmiş.

    içinde bulunduğumuz 2019 yılında da hiç boş durmamışlar ve aylarca süren çalışmalarının karşılığını university rover challenge'da finalist olmaya hak kazanarak almışlar. 30 mayıs-1 haziran 2019'da itü'yü ve türkiye'yi temsil edecek olmanın heyecanı, gururunu yaşıyorlar ve destek bekliyorlar.

    2019 yarışması için hazırladıkları, ön eleme niteliğindeki tanıtım videoları: https://youtu.be/yzazuq1nfq8

    daha fazla bilgi için: https://www.rover.itu.edu.tr/