hesabın var mı? giriş yap

  • #efsaneonbironbir adı altında @hepsiburada adlı şirketin tezgahına bakın. ilk resim 03.11.2022'de favorilere eklediğim fiyatı. görsel
    indirim adı altında insanları keriz yerine koydukları da ikinci resim.bugün güncellenen fiyatı. görsel
    indirim falan hikaye insanları dolandırıyorlar. iki üründe de satıcı farkı yok. satıcı hepsi burada.

    bu şikayete verdikleri yanıt da tam bir fiyasko. neymiş efendim fiyatlar ekonomik şartlara göre değişebilirmiş. kardeşim siz fiyatı ekonomik şarta göre değiştirmemişsiniz ki. ne hikmetse ürünün fiyatı tam da bugün zamlanmış. madem öyle niye çığırtkanlık yapıyorsunuz indirim indirim diye. bizlerde tüketici olarak hali ile indirim bekliyoruz. bu her sene yaygara kopardıkları 11.11 saçmalığı tamamen dolandırıcılık, kepazelik. reklam ve algı dışında bir şey değil. ana fiyatı arttırıp müşteriyi düdüklemenin peşindeler.

    (bkz: indirim beklerken bindirim gelmesi)

    edit güncel: şark kurnazı hepsi burada ürünün fiyatını tekrar aşağı çekmiş. peki fiyat dalgalanmasının sebebi ne?dünden bugüne ne değişti. dünü bırak 1 saat içinde nasıl bir ekonomik piyasa koşulu oluştu da fiyatı tekrar güncellediniz. bindirilmiş fiyatı ile alanlar keriz mi şimdi ? ben onların yerinde olsam aldıkları ürünü iade ederim. konuya destek verenler saolsunlar hepsi burada yöneticilerinin gözüne soktular durumu.

    edit1: biri bana 8 gün içinde arada oluşan fiyat farkının mantıklı bir açıklamasını yapsın. ne olmuş olabilir sekiz gün içinde. ülke mi battı, teknoloji mi çöktü? bu fiyat politikası nasıl böyle fütursuzca artıp azaltılabilir!

    edit2: ticaret bakanlığının, reklam ve haksız ticari uygulama hizmetine şikayet oluşturdum. ayrıca e-devlet üzerinden de haksız fiyat artışı şikayet bildiriminde bulundum. hiçbir şey elde edemeyeceğimi bildiğim halde dürtmek istiyorum.

    edit3: arkadaşlar, zaten denetim olmadığı için bu durumun böyle olduğunu biliyoruz. maalesef bunu her sene yaşamamız ama bu kadar alavere dalavere sonucunda hiçbir şey yapılmaması insanı delirtiyor.

    edit4: kitap, böcek, aşk kategorilerinde indirim olması normal. bir zahmet bir yerlere uğrasın bu dolandırıcılık. teknolojik ürünler için indirim yakalayabilen varsa helal olsun dileklerimi iletiyorum.

  • sürekli kahvaltı edip ardından türk kahvesi içmek. bakınız benim face'de birbirleriyle tanışıklığı olmayan 3 tane yeni evli çift var, hemen her gün benzer bir fotoğraflarını görüyorum. anladığım kadarıyla yiyişmekten yemek yapmaya fırsat bulamıyorlar, günde 5 posta kahvaltı edip kahve içiyorlar. ha bi ortak nokta da hepsinin kahvaltısının baştacı: üzerine bal gezdirilmiş kuruyemiş tabağı.
    arkadaşım siz sabah akşam ballı badem-ceviz yer durursanız, vuruştan başka bi aktivite edemezsiniz zaten. gerçi bu da olumlu da ileride birbirinizden cabuk sıkılırsanız diye söylüyorum.
    bak geçen bu çiftlerden birisi sinemadan yer bildirimi yapmışlar, altına da "gesmelere geldik ama filmden sıkıldık eve geçiyorus" yazmışlar. kesin patlamış mısırın balını az buldunuz, diye yorum yazdım, face'den sildiler beni, "koci?le duştan sonra kahvaltı qeyfi" adlı albümden mahrum bıraktılar beni ona yandım amk.!

  • alburnoides eminea: ismi, prof. dr. davut turan’ın annesi emine turan’a atfedilmiş.

    alburnoides velioglui: ismi,rize devlet hastanesi hastane yöneticisi opr.dr. hasan basri velioğlu’na atfedilmiş.

    alburnoides recepi: ismi, arazi çalışmalarına önemli katkıda bulunan recep buyurucu’ya atfedilmiş.

    - peki biz bunu yedik mi?

    sanmıyorum.

    allah bilir veli de padişahımızın dedesinin filan adıdır.

    neyse ki hayvanlar balık lan. düşünsene yıllarca dış dünyadan bir şekilde saklanmışsın, kimse sana bulaşmamış. bir gün çıkıp geliyorlar karına emine sana recep diyorlar. kabus gibi.

    allahtan balık hafızası diye bir şey var. ara sıra da olsa unuturlar. biz her gün aynı kabusa uyanıyoruz.

  • başlık: otobüsle memlekete gidiyorum.

    entry: otobüste wi-fi yokmuş ben de telefonu modem olarak açtım adına arabanın plakasını yazdım. millet sürekli muavine wi-fi şifresini soruyor adam delirecek az kaldı aq.

  • benim.

    evet, 35ime kadar olamadım, istedim de olamadım.

    30umda evlendim, 33ümde eşim ilk hamileliğinde düşük yaptı, sebebi tetrapiloidi idi. kendi derdimi bıraktım, eşime destek olmaya çalıştım, kayıp onun için daha dramatikti çünkü, ve o iyiyse ben iyiydim.

    34ümde eşim ikinci kez hamile kaldı, yine düşük yaptı. bu sefer de sebebi turner sendromu idi. eşim bu kez daha da derinlere düşüyor, bense onu yukarı çekmek için daha da güçlü asılıyordum. kendi derdime dert bile diyemiyordum.

    35imde üçüncü kez hamile kaldığında, 6ncı hafta ile 14üncü hafta arası her hafta doktora gitmek zorunda hissettik kendimizi ve gittik. aman bebeğimize bişey olmasın korkusuyla 2 ay geçirdik. ve orada anladım ben bu işin psikopatlık olduğunu. haftalık gitsen günlük, günlük gitsen saatlik, her dakika bilmek ister insan bebeğinin durumunu, e sürekli karnında ultrason probuyla da gezemez ya insan.. deli işi resmen.

    derken 14üncü hafta tam rahatladık diyorduk ki, bir gece ansızın eşimin kanaması oldu, derhal doktoru aradık, durumu söyledik, hocam gitti mi yine diyemedik. hoca sabaha kadar tekrarlarsa direkt arayın, değilse sabah hastanede bakalım dedi. sabahı zor ettik, uyuyamadık.
    sabah gittiğimizde kontroller sonrasında previa olduğunu öğrendik.
    10 hafta eşim yemek ve tuvalet dışında hiç kalkmadan yattı. bu sürede elimden ne geliyorsa yaptım eşim ve doğmamış çocuğum için. şükür onu da atlattık.

    en nihayetinde oğlumu aldım kucağıma 35imde.

    daha önce baba olamadım. olmak istedim, ama olamadım.

    sözün özü, hayatın kendi planı var, sizin ne istediğinizin ya da ne zaman istediğinizin gram önemi yok. olacak olan, zamanı geldiğinde oluyor, ne 1 gün önce, ne 1 nefes sonra.

    o yüzden, olamamak üzerinden eksiklik ya da güçsüzlük çıkarımı yapmaya kalkan varsa, kendi eksikliklerini kapatmak için başka argümanlara yönelebilir. zira hayatın planı gün gelir kendisini de sınar, belli olmaz o işler.

  • starbucks lüks değil. tall boy bir filtre kahve ile sabahtan akşama kadar oturma imkanı sunuyor gençlere. üstelik bedava internet ve her masada priz imkanı ile. bu dediğini no name cafelerde yapamazsın. sıra olmasının tek sebebi bu.

    ayrıca bir kahve içiliyor diye ülkedeki enflasyon gerçeğini yok saymak cebindeki telefonu çıkar diyen dayı kafası.