ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
facebook'ta kendi iletisini beğenen insan
-
keyfi yerinde olduğunda omzunu öper.
türk yapımı savaş uçağı
-
umarım yıllar önce show tv' de izlediğim ve aklıma geldikçe hala güldüğüm karadenizli mucidin kendi imkanlarıyla yaptğı helikoptere benzemez.
efendim, haberimiz yaklaşık 1, 1,5 dakika kadar sürmüştü. haber bülteninin sonuna doğru çıkan gereksiz haberlerden biriydi. habere göre karadenizli mucit, kendi imkanlarıyla helikopter yapmıştı ve haberin bandı girdi;
orta yaşlı bir adamla röportaj yapan muhabir ve hemen arkalarında da 2 metreye yakın, şekli helikopetere oldukça benzeyen, pervanesi süratle dönen bir araç. röportaj boyunca adamımız küçüklüğünden beri böyle şeylere meraklı olduğunu filan anlattı. peki ilginçlik nerede? ilginçlik haberin son diyaloğunda;
muhabir: bundan sonraki hedefin nedir?
mucit: uçanını yapmak.
işte bunun gibi olmasından korkuyorum.
asgari ücret 1000 tl leman kültür'de şarap 107 tl
-
şarabın parasını saf mı saf alt komşumdan gelen vergilerle ödediğim için haklı serzeniş; tövbe.
çin'in türk lirası ile işlem yapma kararı alması
-
ülkemize demokrasi gelebilir, dikkat etmekte fayda var.
debe editi: diğer entrylerimi de okuyun zalımlar.
soft power
-
yumuşak güç. bir devletin, başka bir devletin davranışlarını ve çıkar tanımlamalarını kültürel ve ideolojik araçlarla dolaylı olarak etkilemesi. bu araçlar tarih, kültür,edebiyat,sinema,sanat ve uygulanan diplomasi olabilir. yani kısaca, ekonomik ya da askeri güç kullanmadan diğer ülkeyi kendine çekmek denilebilir.
yazarların ünlülerle olan kötü anıları
-
benim var bir iki tane.
milli takım kampı bulunduuğm şehre gelmişti.
kimler kimler yok ki tanju, rıdvan, feyyaz, metin, ünal karaman, engin ipekoğlu, oğuz çetin falan.
neyse, o zaman liseliyiz.
hergün gidip izliyoruz bunları, millet imza alıyor, kızlar peşlerinde.
biz de beşiktaşlıyız ayıptır söylemesi.
bizim sarı fırtına yanında iki futbolcuyla beraber, tabir-i caizse takımdan ayrı düz koşu yapıyor.
biz de iki üç arkadaşız.tribünden aşağı inmişiz, tellerden izliyoruz.
aslında daha o yaşlarda bile ünlü falan görünce gidip hemen konuşayım falan derdinde biri değildim.ama gaza geldim ben de.
neyse, "metin abi" "metin abi" diye çağırdık biz bunu.
eliyle tersledi bizi, azarlar gibi bir şeyler söyledi. "görmüyor musunuz çalışıyorum" gibisinden.
buz kestik hepimiz.hiç kimse tek laf edemedi.
fena halde kırılmıştık.
haklıydı aslında.
ama en azından selam verip geçebilrdi.
o gün bugündür metin'i sevmem.
aynı kamptan bir başka anı.
bu sefer feyyaz.
otobüsün içinden insanlara bakıyor.
yüzlerce kişi var ortamda.
el sallıyorum, fark etsin istiyorum, garsona el kaldırırsınız da görmeyince kafayı kaşırsınız ya öyle.
sonra nasılsa fark etti beni, gözgöze geldik, gülümsedi, el salladı o da.
feyyaz'ı zaten severdim.o günden beri daha da sevdim.hem o metin'in yerine olsaydı asla azarlamaz, kibar feyzo gibi gülümserdi bize.
ünlü olmak hakikaten çok zor ve ilginç. adam (metin) 25 sene önce birine atar yapmış. belki o gün canı çok sıkkındı, belki o gün çok kötü bir haber almıştı.bilemeyiz ama karşı taraf hala unutmamış o azarlar tavrı.
diğer yandan diğer adam, kalabalıkta birini fark etmiş ve el sallamış.sorsan hatırlar mı? ama 25 sene sonra o selam hiç unutulmamış.
izmir metrosu
-
şu haberde görüldüğü gibi, istanbul metro inşaatı için onay üç günde çıkarılırken, kendisine yedi aydır onay çıkmayan metro inşaatıdır.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22840838.asp
yüklenici firma parasını alamadığı için inşaatı durdurmuş. bakanlığın önünde iki yol var. ya sözleşme feshedilecek 2014'e uzayacak ya da onay verecek, inşaat sürecek. tahmin edin bakalım hangisi olacak. yıllardır izmir'e, izmir belediyesine bok atanlara tokat gibi haberdir kendisi. düşün artık izmir'in yakasından.
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
ev telefonumuz 270 tl gelmiş 250 tl senin numaran babam arayacak haberin olsun
elektrikli aracı 2019'a yetiştireceğiz
-
kabloyu uzun tutun; markete falan gidebilelim.
tatilya'ya gitmiş efsane nesil
-
su siralar tatilya'ya cok ozleyen nesildir. ne gunlerdi be. cok eglenmistik sozluk. hala niye kapatildi bilmem.
şeyma subaşı'nın iç çamarşırsız dans etmesi
-
nerden anladınız hani hiç bir şey gözükmüyor. elim havada kaldı amk.
canan karatay'ın meslekten 15 gün men edilmesi
-
eğer dedikodu gerçekse, hadi protein ve yağınıda al git buralardan denmiştir. kadın en azından işlenmiş karbonhidrattan uzak durulması konusunda bir farkındalık yarattı ülkede. sırf bu yüzden bile saygı duyulmalı kendisine.