hesabın var mı? giriş yap

  • ölçüsüz ve izansız. sıkıcı. bıyıklıysa çok daha sıkıcı. aynı konuyu bir bıyıklıyla tartış bir de bıyıksızla, bıyıklı olan daha çok sıkıyor.

    yürüye yürüye geldiğimiz ve ayrı yollara gideceğimiz belliyken, o yol ayrımına on metre kalmışken "türkiye'nin üzerinde büyük oyunlar dönüyor" diyemezsin densiz gibi.
    nereden baksan 3 km.si var bu iddianın. ben karşı iddialarımı sunacağım, sen o zavallı beyninle karşı itirazlar getireceksin böyle böyle... nereden baksan aynı hatta ait dokuz ila on dolmuş yanımızdan geçmiş gitmiş olacak.

    "evet abi ya. dönüyor bazı oyunlar" diyerek bitirebilir miyim bu mevzuyu? ya da "yok ya dönmüyordur oyun moyun. hadi görüşürüz hocam" diyerek ben orada ayrılabilir miyim? ağır siyasî geyik yapacağız ve on metre sonra herkes kendi yoluna gidecek. gidemez. ben geriye kalan yolumu tartışa tartışa giderim akli melekeler açısından problemli bir insan profili çizerek.

    daha da beter olan o ayrımda ayakta dikilip lafın sözün bitmesi için bekletiyorsun insanı. yapmayın bunu. gerekirse yolu uzat ama 10m için 8m'lik konu aç, kalan 2m'de de vedalaşma ritüeline vakit kalsın.

    edit: umut sarıkaya'nın karikatürü var imiş bu konuda (ki olmasa şaşardım zaten) peki umut sarıkaya benden önce bunu nasıl akıl etti !!!?!!? biz bunları tartıştık zamanında buralarda #35011952

  • her sabah metroda şahit olduğum olay.
    metronun kapısı açılıyor. önden bir kaç kişi 100 metre koşucusu gibi fırlıyorlar.
    önceden bunların geç kalan insanlar olduğunu sanmıştım, sonra fark ettim ki asansöre koşuyorlar.
    hani öyle bir koşuyorlar ki o hızla merdiven çıksalar asansörden daha önce çıkarlar yukarı zaten.
    yaşlılar engelliler falan da bunların işinin bitmesini bekliyorlar asansöre binebilmek için.

    engelli asansörüne binebilmek için bile hızlı koşmak gerekiyor bu ülkede.

  • köpekleri öldükten sonra hayata döndürmeyi başardığı söylenen bilim insanı.

    cornish, kaliforniya üniversitesini 18 yaşında dereceyle bitirdi. doktorasını bitirdiğinde ise sadece 22 yaşındaydı. ilk bilimsel girişimi su altında gazete okumayı sağlayan merceklerdi. tahmin edilebileceği gibi bu iş tutmadı. daha sonra ise ölüleri diriltmeyle uğraştı.

    ölüleri diriltme planı bir tahterevalli sistemine dayanıyordu. ölmüş birini çevirerek kan dolaşımının devamlılığını sağlarsa (tabi kan sulandırıcı ilaçlar da kullanarak) bu kişinin hayata tekrar döneceğini düşünüyordu. yaptığı gizli deneylerde ölmüş bir insanı bir saat boyunca bu düzenekte döndürdükten sallandırdıktan sonra yüzde ısınmalar ve titremeler olduğunu görmüştü. fakat kişi hala ölüydü.

    daha sonra çalışmalarını kusursuz hale getirmek için hayvanları kullanmaya başladı*. köpeklerine verdiği isimler lazarus ıı,ııı,vı ve v ise kutsal kitaba gönderme yapıyordu*. lazarus ıı ve ııı hayata döndürüldü fakat saatler sonra öldüler. lazarus vı ve v ise kör olmalarına ve hasarlı beyinlerine rağmen aylarca yaşadılar.

    hollywood bu gizemli öyküyü duyunca hemen 1935 yılında life returns isimli filmi çevirdi. filmin içerisinde cornish'in deneylerinden gerçek görüntüler de vardır.

    aradan geçen 12 yıl boyunca hayvan hakları savunucuları cornish'ten oldukça rahatsızdılar. bu sebeple cornish evinde gizli çalışmalar yürüttü. 1947 yılında gazetelere çıktığında, kusursuz bir yöntem bulduğunu söylüyordu. sistemine ek olarak bir akciğer makinesi geliştirmişti. yani solunumun devamlılığını da sağlayacaktı. bir idam mahkumu cornish'in kobayı olmayı kabul etti. fakat kaliforniya eyaleti bu deneye asla izin vermedi*.

    bu deney bilinen kadarıyla*hiç gerçekleşemedi ve robert cornish isimli dahi 1963 yılında kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumdu.*

  • - kac ki$i basvuruyorsunuz?
    - ben ve alti cocugum
    - kocanizin yanina mi?
    - evet, beyim orda i$ci
    - statusu nedir $u anda
    - kebapci
    - hayir, yasal statusu ne - vatandasligi mi var, multeci mi, ne?
    - kacak
    - ne zaman gitti oraya?
    - onalti sene oldu
    - ne zaman gordunuz kendisini en son?
    - gittiginden beri hic gormedim
    - haberlestiniz mi peki hic?
    - hayir
    - orada oldugunu nereden biliyorsunuz o zaman?
    - benim butun kardeslerim de orada, onlar soyledi
    - bu cocuklarin hepsi de 16 yasindan kucuk. babalari kim?
    - ne demek kim - kocam tabii
    - nasil oluyor peki han'fendi; kocanizi gormemissiniz 16 senedir?
    - ee?
    - bu cocuklar nasil oldu?
    - ayip oluyor ama
    - e bi anlatin o zaman da olmasin
    - kocamin cocuklari, ne demek kimin, kocamin elbet
    - 16 yildir gorusmediginiz bir adamdan nasil 6 tane 16 yasin altinda cocugunuz var?
    - orda kocamin avkatindan mektup var
    - alakasi ne bunun simdi?
    - bilmiyorum
    - anladim...

  • zordur, yorucudur. bu grubun içinde olan birisi olarak şunları belirtmek istiyorum;
    annem ve babam bu dunyaya getirdiği ve ellerindeki en iyi kosul ile buyuttugu için içimde olusan minnet duygusu ve anne-baba sevgisi ile düşüncelerim, yaşam tarzım hep çatışır. bu konularla hep uğraşmak zorunda kalırım. hele bı de deizm ve agnostisizm felsefe düşüncelerine yakın iken ailem uzulmesin die bazı konularda yalan söylemek zorunda kalırım ya da haberleri olmaz. ailem ile daha çok kısa süreli bı araya gelirim o da özlem gidermek için. bu durum özellikle ailesi ile rahat, paylaşım içinde olan, mutlu insanları gördüğümde bazen üzer. ayrıca bu durum yuzunden farklı bı şehirde üniversitede okumak istedim ve okudum da.(iyi ki de yapmışım bu arada bence hayatımın kirilim noktalarından)ama kendimi çok yalnız hissettim. memlekete geri dönmemek icin iş imkanı çok olmayan bı şehirde zor kosullarda hicbi destek olmadan ve mezun olduğum bölümün iş imkanı çok olmamasına ragmen iş bulmak için yirtindim. cok sinandigim konular olmasına rağmen şanslıydım çünkü güçlü bir karakterdim. güçlü bir karakter olmasaydım şu an eminim psikolojik problemlerim olurdu.

    bu durumun içinde olanlar eminim çoktur, hele şu an ekonomik problemlerin boyutu çok sıkıntılı seviyede olsa da hayatta mutlu yaşamak için cabalamayi bırakmayın ya da elinizdeki koşulları kabullenip her konuda tekamülü bırakmayın.

    edit: akrabalarımın da yüzde doksanı çok muhafazakar olduğu için paylaşımım çok kısıtlıdır çoğu uzun zamandır beni görmez hatta anneme beni sormayı bile bırakmışlar:). ufku açık benim gibi düşünen ya da dini içinde yaşayan kuzenlerim görüştüğüm tek akrabalarım diyebilirim:)

    edit 2: ailenizi üzmeyin.

  • yer: esenler otogarındaki bir bank
    tarih: 3 ocak 2009
    saat: 01:00 suları

    olayı anlatan abimiz otogara gelecek bir akrabasını beklerken bir bankta oturur vaziyettedir, at hırsızı tipli bir adam gelir ve gözünü ayırmadan abimize uzun uzun bakar...

    diyalog aynen şöyledir:

    abimiz: ya ne bakıyosun iki saattir dayı ne var ya?
    at hırsızı tipli adam: sen şimdi düşün eve geldin ben senin yatağında oturuyorum, nası?
    abimiz: *?!;%&

  • bu konu hakkında detaylı detaylı yazıp da kimseyi sıkmak istemem ancak söyleyebileceğim en kısa, en net ve en önemli şey şu ki; vereceğiniz karar, üçüncü şahısların fikir ve düşüncelerinden tamamen bağımsız olsun. üçüncü şahıs derken sadece sizin için bir şey ifade etmeyen insanlardan bahsetmiyorum. buna aileniz ve yakın arkadaş çevreniz de dâhil.

    iki insanın arasında geçenleri yalnızca o iki insan bilir. başka kimse değil. dışarıdan nasıl görünürse görünsün, gerçeği yalnız siz bilirsiniz.

  • şimdi "hayatında hiç spor yapmamış insanlar eleştirmesin!!"ciler damlar. eleştireceğiz amk, yarışı 85 kişi bitirmiş, bizimkiler neden bitirememiş? en azından finishi gör, hiç mi utanmayacaksın dönerken. maltepe sahilde isbike ile antrenman yapsaydınız keşke aq.

  • bir süredir melodisi alıp sözlerini türkçeleştirerek okuduğum eser.

    de!
    de get!
    de get lan!
    de get lan burdan!
    de get lan burdan lan kime diyorum aloo

    a-bi neden kızıyosunki
    ben sa-na-şim-di neyaptım

    aaaaaaaay ayy ayyyy(arka fon da brutalle "üstüme iilik sağlık")

    a-bi ne-den kızıyosun-ki
    ben sa-na-şim-di neyaptım

    aaaaaaaay ayy ayyyy(arka fon da brutalle "üstüme iilik sağlık")