ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
namazla boyun ağrılarından kurtuldum
-
(bkz: sünnet olunca on kilo verdim)
doğum günü için verilmiş en boktan hediye
-
altın rengi diyagonal çizgileri olan siyah poşet içinde olan her hediye.
haberim yokmuş gibi çek banka
-
(bkz: hesap işletim ücreti)
eski sevgiliyle yeniden başlamak
-
kaldığın yerden değil kandığın yerden devam etmeyi gerektirir
1950'lerdeki istanbul'dan öğrenci fotoğrafları
-
grease'den fırlamış gibi insanlar barındıran fotilerdir efendim. tabi çekildiği yerlerin de etkisi vardır elbet. amerikan kız koleji ve robert kolej'denmiş kareler. şimdiki halimizi görünce 'tersine evrim gibi bi şey oldu ama kimse maymuna dönmedi' diyor insan ;(
işte o fotoğraflar; 1, 2, 3, 4
edit: linkler dirildi.
ferhan şensoy'un tabutuna saldıran 4 tinerci
-
ferhan şensoy olmasa ne olacak amk müptezelleri. ünsüz birisi olsa ne diyecektiniz acaba.
otomatik vitesin zeka geriliği yapması
-
ülkedeki en zeki kişilerin taksiciler ve dolmuşcular olması gerektiğini ortaya çıkartan müthiş tespit. ancak taksiciler zekalarından çok başka özellikleriyle ortak bilinçte yer alırlar.
şanlıurfa gap havalimanı
-
hayatimda gordugum halka seklinde bagaj bandi olmayan tek havalimani. bavullar kosu bandi gibi duz bir bagaj bandi uzerinde gelip sonunda bir duvara carpip oraya yigiliyorlar. fantastik.
adil kullanım kotası
-
kotasiz, sinirsiz, tabusuz, cilgin bir internet hayati mumkun degil. adil kullanim da bizim cinfikirlilerin uydurdugu yeni bir kavram degil, cogu yer de "fair use" diye limit vardir, aynen almislar iste. zira kullanici sayisinin sabit kaldigi ulkelerde dahi, trafik hacmi altyapidan katbekat hizli artiyor. ve her iste oldugu gibi burada da bir cesit 80/20 kurali gecerli: kullanicilarin yuzde 20'si, trafigin yuzde 80'inden sorumlu.
ama bu spesifik uygulama sacmalik, bunu tartismayi "korsanla mucadele" olarak cercevelemek iyice sacmalik.
ikinci kismin kaniti cok basit: gecen sene sadece netflix trafigi, amerika'daki "fixed access" (cep telefonlari sayilmiyor) download trafiginin yuzde 30'unu olusturuyordu. youtube da ayriyeten yuzde 10, 40 yapar. cep telefonundan kimsenin korsan indirmeyecegini, onlarin trafik hacminin de cogunun video olacagini dusunursek...koca abd trafiginin neredeyse yarisi sadece iki siteden yapilan legal streamingden ibaret demek. uc bes zibidi degil, herkes yapiyor.
bunun daha skype'i var, hulu'su var. isimle ilgili hersey cloud hizmetlerinde zaten, telefonumdaki numaralar bile google hesabimda sakli. kisaca genel kullanici profilinin birkac sene icinde bu kadar degistigi bir dunyadaki altyapi problemine, hala 10 sene oncesinin gerzek mentalitesiyle yaklasmak, cumlenin gidisatindan da anlasilacagi uzere tam bir gerzeklik.
cozumun teknik tarafina fazla kafa patlatmadim, arastirmalari yapilmistir illa ki. ama ilk bakista su uc problem var:
1) 8mbps'a 25gb kota olur mu lan? 5 saatlik full kullanimla aylik (720 saat) kotani dolduracaksin yani. 100mbps hiza 100gb kota iyice komik, sirketten ftp yapacaksin mesela, iki saatte kota bitiyor.
2) daha dereceli bir hiz dususu lazim. 8'den 1'e direkt dusus ceza gibi.
3) daha onemlisi, bunun bir ust limit degil, alt limit olmasi gerekliligi. yani "25'i astin, bundan sonra 1mbps ustune cikamazsin" demek yerine, "artik sana en fazla 1mbps garanti edebilirim ama yogun olmadigi zamanlar bu hiz artacaktir". geceleri kimse kullanmiyorken, emailine bakan adami rahatsiz etmeyeceksen, kotanin sinirin ne geregi var, internet kullandikca biten bir enerji kaynagi degil ki.
o yuzden dedim "ceza vermek" seklinde yaklasiyor adamlar olaya, adil bir sekilde trafik yukunu altyapiya dagitmaya ugrasacaklarina. 30 senelik qos algoritmalari sunu becerebiliyorken, hala boyle kati kotalar, sinirlar, cezalar, stigmatize etmeler (hirsizsin sen) ne yahu?
bolu belediyesi'nde itfaiyecinin efsanevi kariyeri
-
2004-2019 yılları arasında alaaddin yılmaz (akp) tarafından yönetilen bolu belediyesi'ne 10 sene önce itfaiye eri olarak giren serkan ılgaz'ın (başkanın uzaktan akrabasıymış) efsanevi kariyeridir. itfaiye eri olarak işe başlayan serkan ılgaz, şunların hepsini birden yürütüyormuş:
• özel kalem müdür vekilliği
• insan kaynakları birim sorumluluğu
• belediye bünyesindeki 'tabiatın kalbi bolu' şirketinin yönetim kurulu üyeliği,
• iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı,
• belediye bilişim birim sorumluluğu
• halk ekmek fırın müdür vekilliği
2019 yerel seçimlerinin ardından tanju özcan (chp) belediye başkanı seçilince bütün görevlerinden alınıp tekrar itfaiye eri yapılmış.
edit: bolu'da yaşan bir arkadaşımız haberde 10.000 lira olarak gösterilen maaşın sadece "tabiatın kalbi bolu" biriminden geldiğini, başka birimlerden de artı para aldığını söyledi. eşi ve annesi de belediyede memurmuş arkadaşın dediğine göre.
turuncu tik
-
içerik sağladığımız siteye para veriyoruz, enayiliğimizi gösteren işaret.