hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi burda osursam, kokusunun 3 farklı camiye ulaşabileceği kadar çok ve sık aralıklarla inşaa edilmiş camiler barındıran bir ülkede, sakildir, showdur.
    ibadet değildir.

    sıçmak için yol kenarlarını değil tuvaletleri kullanıyoruz değil mi?
    eğitim almak için okulları..
    ibadet için de aynısı geçerlidir adap bakımından.. bu kadar bolluk varken...

    edit: "orda düz ayak cami yok, kocatepe te yokuşun tepesi, yaşlılar nasıl çıksın" dendi mesajla.
    buyrun, düz ayak camiler.. hepsi 2 sokak, 3 sokak arayla
    https://www.google.com/…a3aae50d:0x1ce03f0f3e9d7dbb

    edit2: aynı yerde kendi inancım gereği "nüdist şamanist" ayin yapmam mümkün değilse, kimse ibadet özgürlüğünden filan bahsetmesin. ibadetten, inançtan, kutsaldan anladığınız tek şey sünni islam amk!

    öyle olunca onun adı "özgürlük" olmuyor

  • ya bi git, politik meseleymis ve montro sadece mecliste ve diger politik kamu alanlarinda konusulurmus...

    ayni bu kafa 10 yil once de yetmez ama evet diyordu.

    asker politikaya karismasin :((((

    politikacilarin cikar ugruna ulkeyi satmaktan cekinmedigi bir ortamda montro herkesin konusudur, asker de konusur vatandas da konusur.

    100 yil once ulke politikacilara birakilmis olsa simdi ingiliz u$agiydin.

  • sevgilisinden yeni ayrılan bir kız arkadaş:

    " bööle de açaydım bacaklarımı, gitme diyeydim !!!! "

  • cozum sekli kardak kayaliklariyla uzaktan yakindan alakasi olmayan ada.

    soyleki; ne zaman kanada birlikleri adaya cikip kendi bayraklarini dikse danimarkalilarin biraktigi schnapps’lari adada oturup iciyorlar. adadan ayrilirken de kendi brandy’lerini birakiyorlar. birkac ay sonra danimarkali askerler adaya cikip kendi bayraklarini diktiginde kanadalilarin biraktigi ickileri iciyorlar. bu surec surekli tekrar eden bir olay.

    bizim birliklerimiz yunan birlikleriyle kardak adasi icin boyle bir sey yapmayi dusunse (raki, uzo, sarma, baklava, yogurt artik ne olursa) iki taraf da aslinda bu bizim yiyecegimiz der olay bastan iptal olur sorun daha da buyur.

  • motoru kullanan kişi 50-60 saniye önce daracık bir yerden arabanın sağından geçiyor ve yoluna devam ediyor.

    dayı ile olan sahnesinde ise solda kaçacak geniş bir alanı olmasına rağmen ve hafif gaza yüklense çok rahat geçeceği halde bunu yapmıyor. acemi diyecem ama pek acemiye benzemiyor. kural mural demesin kimse, motorcu kurallara uyan birisi olsa ilk sahnede o dar yerden geçiş yapmaz.

    dayı emekli albay triplerinde ani bir çıkış yapıyor. dayı o çıkışı yapmasan dibine kadar haklısın, o tehditler yaşına yakışmamış.

    sonuç: her ikisi de hatalı. motorcu kameralara oynamış.

  • ben bunu bir keresinde psikoloğa demiştim de “neyin farklı anlatır mısın?” deyince hönk diye kalmıştım.

  • ''benim için ölüm, öleni son tanıyanın da ölmesiyle gerçek ölüm olur.''

    bir dize ile
    sadece iki kelime ile bu kadar çok mu anlam olur?

  • sene 2003, arkadaşlarla beraber ortaköy'deyiz. havadan sudan konuşurken biri "aaa!" diye bir tepki verdi. tabii hepimiz şaşkın bir halde onun baktığı yöne doğrulttuk bakışlarımızı ve mehmet aslantuğ'un arkadaşlarıyla birlikte yemek yediğini gördük.

    o zamanlar bir istanbul masalı diye bir dizide oynuyordu ve kızlar çok severdi kendisini. gruptaki tek erkek ben olduğumdan arkadaşlar beni elçi tayin edip kendisinden bir fotoğraf için talepte bulunmamı istediler. yemek masasındaki birini fotoğraf için rahatsız etmek doğru gelmese de, kızların gönlü olsun diye isteksiz bir şekilde yaklaştım masaya.

    yanına geldiğimde kızları göstererek, "mehmet bey afiyet olsun, arkadaşlar sizinle fotoğraf çekilmek istiyorlardı ama..." dedim ve cümlemi bitirmeden, "tabii ki" diyerek yerinden kalktı, restorandan çıktı ve yanımıza kadar geldi.

    o zamanlar çok popüler bir insandı. "ulan herkesle fotoğraf çektirse ohoooo" diye düşünmüştüm ama yanıltmıştı beni.

    buradan tekrar teşekkür ederim kendisine o gençleri kırmadığı için.

    edit: #105392349

  • kaldırıldığı hastanede yaşam mücadelesi veren tek kişi, tek hasta. hastanede yatan geri kalan herkes oraya tatile gelmiş belliki.

    okuduklarımdan anladığım kadarıyla aynı katta bulunan hastaların refakatçileri dışarı çıkartılıyor (tehlike arzettikleri için), hastaların cep telefonlarına el koyuluyor, hatta ve hatta -abartılmamışsa şayet- hastaların kapıları dışardan kitleniyor. çok normal, çünkü o insanlar oraya tedavi olmak için değil hastanenin otel hizmetinden faydalanmaya gelmişler. hastalar ibrahim tatlıses için bu kadar tehlikeli bulunurken, hastanenin içi ana baba günü gibi. bütün ünlüler bir koridora toplanmışlar sanki, durumu iyiymiş çığlığı, aman durumu kötüye gidiyormuş çığlığı.. onlar, hasta ibrahim tatlıses için duydukları endişeden ne yaptıklarını bilmiyorlar, diğerlerine saygı göstermeyi düşünecek kadar kafaları yerinde değil. zaten onlar ünlü. kimse hesap soramaz, kimse onlara lütfen burada beklemeyin, şurada bekleyin diyemez. onların telefonlarından dışarıya bilgi sızamaz, onlar tehlike arzedemez.

    aynı katta odasına kapatılmış refakatçisiz hastayla o kalabalıkta kim ilgilenebilmiş, "bu ne gürültü uyuyamıyorum" dediğinde hangi şık cevap verilmiş çok merak ediyorum.

  • görünen o ki kendi çabalarıyla kazıya kazıya bir yerlere gelmiş bir kasap. herkesin sevdiği işte senin gibi yükselmesini temenni ederim. hakkınla kazanıyorsan hakkınla daha da büyüt işlerini, başarılar nusr-et kardeş.