ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ibo şov
-
gelen konuklar niye ibrahim tatlıses ölmüş de helvasını yemeye gelmişler gibi davranıyorlar * çok iyi adamdın senin gibisi gelmez efsaneydin adam yanınızda oturuyor ya yaşlı ziyareti gibi program olmuş
yaran çeviriler
-
no tears for dead=ölenle ölünmez
rize'de italyan turistin öldürülmesi
-
öyle bi hiç için; artık hayatının son demlerini eşiyle keyfe keder yaşayıp giderken karavanına atlayıp, 1.sınıf habitat uğruna 2.görünümlü 3.dünya ülkesine tatile gidip, ne idüğü belirsiz insanlar cumhuriyetinin bir canisi tarafından öldürül, katledil.. karavanın havalandırma camından bıçakla atlayıp gelen bir hayvan! siz hala konuşadurun efendiler yok karadenizliymiş, yok kürtmüş, onun bunun memleketlisiymiş falan diye hayır ne alakası var insan değilmiş, ama bizden biriymiş, bir türkiyeliymiş.. hala ayrıştırın, hatta italyanda zaten lombardialıymış, bunlar afedersin kuzeyli zaten falan deyin oldu olacak. secere, kütük merakından insanlığını unutmak ne acı. ah gelmeseydin böyle aptallık memleketine keşke hiç giorgo..
mahmud ahmedinejad'ın karısı
cep telefonu öncesi yaşam
-
insanlar söz verdiği saatte söz verdiği yerde buluşmak zorundaydı.
buz
-
bir zamanlar luks sayilan, simdi ise kovalarla kafaya dokulen bir sey.
200 yıl önce, sıcak yaz aylarında bir bardak soğuk su içmek isterseniz, çok zengin olmanız gerekiyordu. çünkü zengin insanlar, kış aylarında, arka bahçelerinde buz tutan gölcüklerdeki buzları kırar, kırdığı buz kalıplarını daha önceden kazıp, saman ile kapladıkları çukurlarda saklar ve yazın sıcak günlerinde, bu çukurlardan birini kazarak, sakladıkları buz ile soğuk içeceklerini içerlerdi.
ak saçlı, kurt adam sakallı, frederic tudor, bu olayi bir iş fırsatı olarak gördü. frederic, buz konusunu bir iş modeli haline getirip, yalnızca çok zenginlerin değil, herkesin satın alabileceği bir ürün haline getirmeyi başardı. frederic tudor, bugün tamamen unutulmuş, fakat 19. yüzyılın en önemli iş kollarından biri olan buz sektörünün lider ismi oldu. amerika'da birçok kişinin "buz kralı" ismini verdiği, frederic tudor, yalnızca boston çevresinde buz ticareti yapmıyor; dünyanın her bir köşesine, boston’dan çıkardığı buzları ihraç ediyordu. bombay, singapur, jamaika, hong kong gibi yerlerde, frederic tudor'un buzları, etleri, biraları soğutuyor, hastanelerde kullanılıyor, sebzeleri taze tutuyor, yazın kavurucu sıcaklığında dondurma yapılmasına yarıyordu. frederic tudor'un 1805'de başlattığı buz sektörü öylesine büyüdü ki, 1886 yılında, boston çevresinde yaklaşık 25 milyon ton buz toplandı ve satıldı.
ama frederic’in yenilikçiliği, bulunduğu sektörü iyi anlamaması ile sonlandı. 19. yüzyılın sonralarına doğru, temiz traşlı, kaymak suratlı dr. john gorrie, florida eyaletinin bir hastanesinde çalışıyordu. aynı zamanda, aynı hastanede tropikal hastalıklar konusunda araştırma yapıyordu. dr. gorrie’ye göre, sıcak ve nemli hava, tropikal hastalıkların çok hızlı yayılmasının nedeniydi. mühendis arkadaşlarının sayesinde, hastane için soğutma tesisatını icat etti. yani günümüzün kliması. bu buluş, buzdolabının icadı için ilk adımlardı. çok zaman geçmeden, general elektrik (ge) şirketi, fabrikalarında buzdolabı üretmeye başladı. buzdolabının icadı ile, artık herkes, kendi buzunu evinde kendi yapabiliyor, soğutmak için, dışarıdan buz almaya gereksinimi duymuyordu. yani bir bakıma, buzdolabının icadı, “soğutmanın demokrasisi” demekti.
işin en ilginç yanı ise, o dönemde buz satan hiç bir şirket buzdolabı işine girmedi ya da girmeyi akıl bile edemedi. buz satmaktan, buzdolabı üretmeye olan geçişi gerçekleştiremedi. bir başka değişle frederic tudor ve diğer buz satıcıları, “soğutma” işinde olduklarını kavrayamadılar. onlar “buz satma” işindeydiler!
frederic tudor, hayata kustu, kendini dikis, nakisa verdi.. saka lan! ne bileyim n'oldu. buzdolabi icat olunca, adam unutuldu.
ateistler vatandaşlıktan ve dinden çıkarılsın
-
dakkasında kabul edeceğim şey.
suriye'ye iltica eder ordan tekrar türkiye'ye sığınır krallar gibi yaşarım.
11 ağustos 2019 almanya market fiyatları
-
böyle hayatın anlamını silkeyim.
sürünüyormuşuz resmen amk.
17 yıldır akpye veriyorum artık oyum merkel'e.
bir günü 5 tl ile geçirebilen insan
-
işe servisle gidip işten servisle gelen, kahvaltısını evde yapıp çıkan ya da 2 poğaça ile geçiştiren, öğle yemeği çalıştığı yer tarafından verilen ve akşam da eve geldiğinde yemeği hazır olan sigara içmeyen kişidir. çok abartı bir durum yoktur yani.
seni seviyorum demenin alternatif yolları
-
yıllar önce sevdiceğimle okulun kafetaryasında oturuyoruz.
çok seviyoruz birbirimizi fakat bunu hiç söylememişiz birbirimize, o ilk benim söylememi bekliyor bende onun.
ıvır zıvır muhabbet derken elini tuttum.
bak dedim şimdi eline parmağımla bişey yazıcam bakalım bilebilecekmisin.
- bilirim tabi ne varki bunda.
+ bence bilemezsin.
- taam yaz bakalım görecez.
avucunun içine parmağımla "seni seviyorum" yazdım.
kim milyoner olmak ister'de son soruyu bilmiş gibi heyecanlandı sevdiceğim..
- ahahaha biliyorum biliyorum ne yazdığını.
+ tamam söyle ne yazdım?
- seni seviyorum!
+ neeey??
- seni seviyorum.
+ aahhh canım benim yaaa bende seni seviyorum!
- pisliksin biliyosun dimi..(utandı kıpkırmızı oldu)
on yıldan fazla oldu, hala seviyoruz birbirimizi.