hesabın var mı? giriş yap

  • tlc'ye "bir gün extreme cheapskates'i türkiye'ye uyarlarsanız elinizin altında böyle biri var" diye haberini vermek istediğim eski sevgilim, evde demlenen çayın hesabını yapardı. çok uzun bir süre -3 hafta- düşünüp taşındıktan sonra arkadaş grubuyla karaköy namlı gurme'ye kahvaltıya gitmemize karar vermişti, yerken öğürdüğü halde sırf almış olduğu için rokfor peynirini canı çıkarak yutmuştu. hesabı (bozuk 4 tl'si hariç ben ödedim) görünce kısmi felç indiği için arkadaşlarına "hadi bana gidelim otururuz" dedi, birlikte yola çıktık, tramvayda buna "gidince bir çay demleriz şimdi" dedim ama vay babovv demez olsaydım. adam gözümün önünde titredi lan titredi. zangırdaması geçince "çayı az önce kahvaltıda içtik ya" diye azarladı beni. "salçalı makarna yaparken salçayı yağı yağ yarı suyla kavuruyorum daha soft bir tadı oluyor" demişti. ailesi dubai'yle ticaret yapıyordu, kendisi mühendisti. ne sebepten ayrılırsam ayrılayım herkes cimriliği yüzünden ayrıldığımı düşünecek diye jet hızıyla ayrılmaya utanıyordum; neyse ki seviyeli birlikteliğimizin 45. gününde "ortamda senin esprilerine benimkilerden daha çok gülünüyor, bu kabul edilemez" diyerek benden ayrıldı. aro kardeşim, cennette peygamberle komşu olasın.

  • iş kazası geçirdiği için bankanın özellikle yaptığı bir şey değildir. bankadan kredi çekerken krediler bir miktar sigorta parasıyla sigortalanır. eğer iş kazası gibi bir olaydan dolayı ölürseniz kredi borcunuz sigorta tarafından karşılanır.

    yani bankanın borçları silmesi durumu yok, yasal mevzuatta var olan bir şeyi kendi yapıyormuş gibi nemalanmaya çalışan aşağılık bir banka var.

    edit:babamı iş kazasından kaybettim oradan biliyorum.

    debe editi:

    a) ing bank'ın açıklamaları yenilenmiş. ben bunu yazdığımda sadece kredi borçlarının silinmesiyle ilgili twit paylaşmışlardı. gelen tepkiler üzerine diğer durumları da eklemişler. hala daha ilk açıklamadan sonra ters tepki oluşmasın diye yapılan bir imaj kurtarma çalışması olduğunu düşünsem de oradaki insanların şu anda ve ileride her türlü maddi yardıma ihtiyacı olacak. yani bu imaj kurtarma çalışmalarını destekliyorum. en azından boş mesaj vermemiş oluyorlar.

    http://i.hizliresim.com/7m68jv.jpg

    b) bank asya da böyle açıklamalarda bulunmuş. diğer bankaların da yapması gerekir. o yüzden bankalara twitter,e-posta ve diğer sosyal medya araçlarıyla baskı yapabilirsiniz.

    c) sgk kazada hayatını kaybeden ve yaralanan işçilerin ailelerine maaşlarını ivedilikle başlatacağını ve bunun için gezici sgk şubeleri açtıklarını duyurdu. siz de bunu paylaşın oradaki vatandaşların haberi olsun. hem manevi hem de maddi sıkıntıda olan ailelerin bir an önce dünyevi sıkıntılarından bir nebze olsun arınmalarını sağlamamız gerekir.

    d) denizbank da bu yönde bir çalışma başlatmış. kredi borcu olan ve hayatını kaybeden işçilerin borçlarının silinmesi, yaşamını devam ettiren ve borcu olan işçilerin de kredi vadelerinin uzatılması, ödemesiz dönem sağlanması ve faizlerinin silinmesi, yakınları vefat etmiş ailelerin hayat sigortalarından yapılan tahsilatların yine ailelerine yardım olarak aktarılması yönünde çalışma yaptıklarının bilgisi geldi.

  • bazen sevinirsiniz.

    abim 7 yaşında geçirdiği su çiçeği sonrası rasmussen ensefaliti hastalığına yakalandı. bir kaç kez beyin ameliyatı oldu. beyin hücreleri öldü falan bir çok zorluk. doktorlar yürüyemez dedi, yürüdü. konuşamaz dedi, konuştu. ama yardımla, ama destekle. 21 yaşına kadar bakıma muhtaç yaşadı. yemeğini biz yedirdik, altını biz sildik, banyosunu biz yaptırdık. zor günler zor yıllardı.

    21 yaşında öldüğünde zekası 3.5 yaşındaki çocukla birdi. sol eli ve ayağı beyninin sol kısmındaki hücrelerin ölmesi sebebiyle felçliydi. ilaçları yeşil reçeteydi ve çoğu yurt dışından geliyordu. sürekli epilepsi nöbetleri geçiriyordu. son yıllarında kalbinde pille yaşıyordu. nöbetleri o şekilde durdurabiliyorduk. engel oranı yüzde 97.

    o zekasına rağmen her şeyin farkındaydı aslında. anlıyorduk biz de. o da dışarı tek başına çıkmak, kafasında kask olmadan, yanında biz dikilmeden maç yapmak istiyordu. kız arkadaşı olsun da istiyordu biliyorum. gerçi 50'ye yakın sevgilisi vardı. hemşireler dahil konuştuğu her kadın onun sevgilisiydi. çocuk aklı*

    neyse çok uzatmayayım. ölmeden son 1 yıl itibariyle ağırlaştı. yerinden kalkamadı, ilaçlar böbrekleri bitirmeye başladı. yatalak hale geldiği için kalça kısmında yaralar olmaya başladı. her zamankinden daha zor şekilde yattığı yerden temizlemek, yedirmek ve tuvaletini yaptırmak zorunda kaldığımız 1 sene sonunda öldü.

    üzüldük mü? çok... ama aynı zamanda çok sevindik. çünkü onun kurtuluşu oydu. ben bunu söylediğim zaman bana kızan çok insan var, hatta bunu okuyup saçma sapan mesajlar da gelecek biliyorum ama yaşamadan bilinmiyor. onun yaşaması onun ve bizim açımızdan çok zordu. o öldü ve kurtuldu böyle bir yaşamdan.

    bugün aramızdan ayrılışının 16. yılı. abim ama çocuğum gibiydi. çoğu şeyden feragat edip çok baktım ona. güzel baktığımı düşünürüm hep. hâlâ canım yanar, içim cız eder ama iyi ki diyorum, iyi ki öldü ve kurtuldu. onun adına yıllar geçmesine rağmen çok seviniyorum.

    debe edit: arkadaşlar mesajlarınız için çok teşekkür ederim. taktir edersiniz ki tek tek cevaplama şansım yok. buradan teşekkürümü kabul edin lütfen.

  • anne bir hışımla odaya girer;

    evde böcek olduğunu ve tepsileri odada bırakmamamı ister.
    o sırada bilgisayarda pause da bekleyen bergman filmindeki adama bakıp nuri amcan mı bu çok yaşlanmış der ve odadan çıkar.

    not : film - 1907 tarihinde geçmektedir adamın üzerinde frak vardır ve yanında da kırmızı kadife elbiseli bir kadınla görülmektedir. esas işin garibi nuri amca tesisat işi yapmaktadır. ve sanırım hayatı boyunca frak giymeyecektir.

  • yakın kız arkadaş göğüs dekolteli bir kıyafet giydiyse işin çok zor. ben bakmak istemiyorum, gerçekten kızı arkadaşım olarak çok seviyorum ve hiç bir fantezim falan da olmaz ama göz bir anda oraya kayıyor işte. (erkek arkadaş bile bağrı açık geziyorsa konuşurken bir anda dikkat oraya kayabiliyor yanlış anlaşılmasın bura.) o anda kız da bunu gördüyse hemen bi kıyafeti çekiştirmece başlıyor. bu durumda ben de otomatik olarak sapık durumuna düşüyorum.
    bundan sonra karar verdim tabi, eğer göğüs dekolteli bir kıyafet giydiyse o gün muhabbeti en alt seviyede tutuyorum ve sapık damgası yemekten kurtuluyorum. çünkü hayatta en sevmediğin şeylerin başını çeker sapık muamelesi görmek.